Advertisement

Nisan ayının başında Avustralya’dan bir davet aldık.

Avustralya Büyükelçiliği Büyükelçiliği Kültür İşleri ve Projeler Sorumlusu Elif Barutçuoğlu Wade, “Ekonomi Diplomasisi - Medya Programı” adı altında bir program düzenlendiğini ve sınırlı sayıda gazeteci ile Avustralya’ya bir seyahat gerçekleştirileceğini iletti. 

Biz de tarım ve gıda sektörünü dünyanın bir diğer ucunda inceleme fırsatı bulacağımızı düşünerek daveti kabul ettik.

Avustralya Dışişleri ve Ticaret Bakanlığından Tasha Levine'ın koordinasyonundaki programa Dünya Gazetesi Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım abimizle birlikte katılma kararı aldık.

İnsanoğlu kuş misali…

İstanbul’dan havalandık, Abu Dhabi aktarmalı yaklaşık 17-18 saat süren 12 bin 500 kilometrelik seyahatimiz sonrasında Avustralya’nın Sydney şehrine ulaştık.

Sydney, Melbourne ve başkent Canberra şehirlerinde Avustralyalı çiftçiler ve diğer sektör paydaşlarının ziyaretlerini de kapsayan bir dizi programa katıldık.

Ramazan Bayramını Avustralya’da geçirdiğimiz yaklaşık 1 haftalık seyahatte oldukça değişik bilgiler edindik.

İlginç gözlemlerimiz oldu.

O yüzden gördüklerimiz, duyduklarımız ve okuduklarımızı sadece bir yazıya sığdırmak zor.

Bugünden başlayarak sizlere Avustralya’nın tarım ve gıda sektörüne bakış açısını ve dünyanın öbür ucundan tarımın bugün ve yarınını aktarmaya çalışacağız.

Aslında daha uçaktayken Avustralya’nın bu işi ne kadar ciddiye aldığını doldurduğumuz  “Gelen Yolcu Kartı” formundaki sorulardan anladık.

Biyogüvenlik konusunu en üst safhada tutan ve sıkı karantina kurallarıyla dikkat çeken Avustralya’ya seyahat ediyorsanız, belirli kurallara uymanız gerekiyor.

Mesela formda dikkatimizi çeken ilginç sorular arasında, son 1 ayda herhangi bir çiftliği ziyaret edip etmediğimiz yer alıyordu. Bir diğer ilginç soru, yanımızda herhangi bir gıda ürünü, bitki ya da tohumu ülkeye getirip getirmediğimizle alakalıydı.

Bu soruların sorulma sebebi ülkeye girişlerde olası hastalık ve zararlıların taşınmasını önlemek ve riskleri bertaraf etmek.

Beyana göre gerektiği takdirde yolcular baştan aşağı dezenfekte edilebiliyor ya da yanlarında getirdikleri ürünler imha edilebiliyor.

Avustralya Tarım Bakanlığı’nın açıklamasına göre yanlış ya da eksik beyanda bulunursanız hakkınızda dava açılabiliyor, 420 bin Avustralya dolarından fazla bir para cezası ya da 10 yıla kadar hapis cezasına dahi çarptırılabiliyorsunuz.

İşte bu yaklaşım ülkenin “biyogüvenlik” meselesini ne kadar ciddiye aldığının belki de en somut göstergelerinden bir tanesi.

Avustralya, kendi topraklarında sahip olduğu biyolojik çeşitliliğini ithalat dahil olmak üzere dışarıdan gelecek her türlü risklere karşı ciddi şekilde koruyor.  

Avustralya’daki tarım ve gıda notlarımıza geçmeden önce sizlere ülke hakkında kısa bilgiler de vermek istiyoruz.

Güney Yarım Küre’de bir kıta ülkesi olan Avustralya’nın haliyle hiçbir ülkeye kara sınırı yok.

Hint Okyanusu ve Büyük Okyanus arasında kalan ülke 8,7 milyon kilometrekare alana yayılmış durumda ki bu da Avustralya’yı yüzölçümü bakımından dünyanın 6’ncı en büyük ülkesi konumuna getiriyor.

Başkenti Canberra olan Avustralya’nın en popüler ve kalabalık şehirleri Sydney ve Melbourne.

Avrupalıların 18’inci yüzyılda ayak bastığı topraklara yaklaşık 50 bin yıldır yerli Aborjin halkı ev sahipliği yapıyor.

Biraz da ülkenin genel ekonomik görünümüne göz atalım.

G20 ülkeleri arasında yer alan Avustralya, dünyanın en büyük 13’üncü ekonomisi.

25 milyon nüfusa sahip ülkede kişi başına düşen milli gelir 51 bin dolar seviyesinde.

Ülke, İnsani Gelişme Endeksi sıralamasında Norveç ve İsviçre’nin ardından 3’üncü sırada yer alıyor.

Yaşam standardı, sağlık, eğitim, kişisel özgürlük ve politik haklar gibi birçok kriterde dünya genelinde üst sıralarda bulunuyor.

Ülkenin ana gündeminde küresel iklim değişikliği, göç ve ekonomik büyüme var.

Avustralya ekonomisi geçen yıl yüzde 1,8 büyüme oranı ile son 10 yılın en düşük büyüme performansını elde etmiş.

Son yıllarda kuraklıkla başı dertte olan ülkede su problemi en önemli meselelerden bir tanesi.

Peki tarımdaki genel fotoğraf bize ne anlatıyor?

Güney Yarım Küredeki Avustralya’da mevsimler bizim buraların tam zıttı şekilde seyrediyor.

Avustralya’da Mayıs’tan Ekim’e kadar kış dönemi, Kasım’dan Nisan ayına kadar ise yaz mevsimi yaşanıyor.

Tarımsal üretim de bu iklim ve döngüye göre şekilleniyor.

Avustralya önemli bir tarımsal ekonomiyi içinde barındırıyor. Tarımsal üretim ve ihracat ülke ekonomisinde önemli bir yer tutuyor.

Avustralya, aynı zamanda teknoloji geliştirme ve kullanma, kıraç arazilerde tarım, gıda ve genetik teknolojisi ile inovasyon gibi konularda da öncü konumda.

Tarım ve gıda ihracatının 50 milyar dolar seviyesinde olduğu Avustralya’nın aynı alandaki ithalatı 18,5 milyar dolar düzeyinde seyrediyor.

Sanırız bu kadarlık giriş yeterli…

Peki Avustralya, tarımda nasıl bir yol izliyor?

Gündeminde hangi konular var?

Çiftçilerin, özel şirketlerin, üniversitelerin, devletin ve STK’ların tarıma bakışı nasıl şekilleniyor?

Yarın sizlere seyahatimizde öne çıkan gözlemlerimizi, notlarımızı ve duyduklarımızı aktarmaya devam edeceğiz. 

İrfan Donat

Bloomberg HT Tarım Editörü

idonat@bloomberght.com