Advertisement

Bu güne kadar hep taraftarlığımı yazdım. Haliyle siz de beni uslanmaz bir Beşiktaş taraftarı olarak tanıdınız. Hemen hemen yuvamızdaki her maça gidiyorum. Deplasmanlar için artık yazının içinde müdürden sübliminal mesajlarla izin isteyeceğim.

Baktım böyle yıllık izinlerden kullanarak olmayacak hele ki yurtdışı deplasmanlar, şu kuralar çekilmeden önce yazıyı yetiştirirsem belki ekonomik boyutunu yerinde incelememe izin verirler umuduyla başladım araştırmaya...

Ve işte buradayım. Klavyemin basında. Hatta tek parmağım da yaralı ama aşk; Beşiktaşk yazdırıyor işte :)

Aslında şu takımlar arası rekabet, birbirini sevmeme falan var ya; temeli onun da ekonomidir söyleyeyim size. Çünkü başarı parayı, para iyi transferi,  iyi transfer yeniden başarıyı ve haliyle daha çok, daha çok parayı getiriyor yanında. Hele güzel de bir seri yakalanmışsa aidiyet duygusuyla taraftar  “store”ların adeta kapısında yatıyor. Ağızlardan dökülenler tişörtlere basılıyor, hooooop al sana daha çok para… Uçurum açılıyor haliyle git gide… Şu an bu yazıya itiraz edenler tamamen renk farklılıklarımızı gözetiyorlar. Yapmayın ama… Hadi biraz daha yazayım:

Şampiyonlar Ligine Gitmek Ya Da Gitmemek! İşte Bütün Mesele Bu!

Bir önceki sezona gidelim: yani Spor Toto Süper Lig Hasan Doğan Sezonu’na… Sezonu Fenerbahçe 2. Sırada tamamlamıştı hatırlayacaksınız. Eeee haliyle de Şampiyonlar Ligi ön eleme turlarında top koşturdu, Play- off turunda elenmeseydi, Beşiktaş’ın kasası tam 13,5 Milyon Euro’dan olacaktı. Bu 13,5 Milyon Euro’ya ek olarak Şampiyonlar Ligi gruplarına ayakbastı parası olarak 12 Milyon Euro’yu da alınca Beşiktaş, bir de oynadığı maçlardaki 1 galibiyet, 4 beraberlik 3,5 Milyon Euro daha getirince, kasa bi açıldı: 29 Milyon Euro… “come to Beşiktaş” demenin tam sırasıydı işte :)

Şampiyonlar Ligi yayın hakları havuzundan bu sezon bize ayrılan pay yaklaşık 22 Milyon Euro. Bize ayrılan derken, aslında Türkiye’ye ayrılan payı kast ediyordum ama Medipol Başakşehir’in Şampiyonlar Ligi’nde ön elemesinde Sevilla’ya elenmesiyle bu payın tamamı Beşiktaş’a ayrılmış oldu.

Ayakbastı parasıyla – 13 Milyon Euro - Beşiktaş daha ayağı topa değmeden Neredeyse 35 Milyon Euro daha kasasına para koyuyor. 

Bir taraftar olarak aslında yenilsek de yensek de prensibiyle hareket ederim ama Kulübün CFO’ su her galibiyet için en az 1,5 Milyon Euro, her beraberlik için de en az 500 Bin Euro sayacağını bildiğinden daha bir heyecanlı izleyecektir muhtemelen maçları… Haaa bu arda bir üst tur gelirken 6 Milyon Euro, çeyrek finale çıkarken 6.5  Milyon Euro, yarı final için verilen 7.5  Milyon Euro, final için verilen 15.5  Milyon Euro ve 2. çıkacak takıma verilecek teselli ikramiyesi olan 10.5 Milyon Euro uykularına girer bir CFO’ nun onu saymıyorum.

Geçtiğimiz yıl Real Madrid - Juventus ile oynadığı final maçını da kazandıktan sonra 12. Kez kupayı evine götürdü. 9 maçından galip gelen Real Madrid 3 maçında ise berabere kaldı. Galip geldiği her maç için 1.5 milyon Euro aldı. Beraberliklerinden 500 bin Euro kasasına koydu. 35.3 Milyon Euro yayın haklarından payına düştü. Yani uzun lafın kısası; Real Madrid’in Şampiyonlar ligi macerası taraftarını sevindirmenin haricinde Kulübe yaklaşık 90 Milyon Euro’ luk bir gelir sağlamış oldu.