AB Komisyonunun İçişlerinden Sorumlu Üyesi Ylva Johansson, düzenlediği basın toplantısında, planın insan kaçakçılığıyla mücadele, sınır yönetimi, kaynak ülkeye geri dönüş ve Avrupa iş gücü piyasasına erişim için yasal yolların bulunması olmak üzere 4 sütundan oluştuğunu duyurdu.

Fas, Senegal, Moritanya ve Gambiya gibi ülkelerle ortaklık kurmayı içeren plan, AB üyesi ülkelerin bu rota boyunca göç yönetimini güçlendirmesine, düzensiz çıkışları önlemesine ve hayat kurtarma operasyonlarına destek olmayı amaçlıyor.

Kuzey Afrika ve Sahel ülkelerini geri dönüş, geri kabul ve yeniden entegrasyon için destekleme taahhüdü de sunan plan, işçi göçü ve yetenek ortaklıkları vasıtasıyla da yasal göçü özendirmeyi hedefliyor.

Plan arama ve kurtarma operasyonlarına destek vermeyi de içeriyor.

Johansson'ın paylaştığı verilere göre, 2019'da Atlantik rotasından Kanarya Adaları'na giden göçmenlerin sayısı 3 binden azken, 2020'de bu yüzde 800 artışla 24 bine ulaştı ve 2021 boyunca aynı şekilde seyretti. 2022'de ise İspanya ve Fas'la kurulan ortaklık neticesinde bu sayıda yüzde 50'lik düşüş yaşandı.

Ticari taşımacılığın kötüye kullanılmasının önüne geçme planı

AB Komisyonu, AB'ye düzensiz göçü kolaylaştırmak için ticari ulaşım araçlarının kullanılmasına ilişkin de bir tedbir açıkladı.

Yapılan yazılı açıklamada, suç ağlarının, göçmenleri AB'ye yakın veya AB sınırındaki ülkelere getirmek için vizesiz politika rejimleri veya iş gücü göçü fırsatlarını kullanarak üçüncü ülkeler arasındaki ticari uçuşlardan faydalandığına dikkat çekildi.

AB Komisyonu bunu önlemek için üye ülkeleri, yasama, yargı ve diplomasi alanları ile operasyonel anlamda destekleme kararı aldı.

Planın önemli parçasını özellikle havacılık sektörü olmak üzere üçüncü ülkelerdeki taşımacılık operatörleri ve yetkilileriyle olan ilişkilerin güçlendirilmesi oluşturuyor.

Yeni eylem planları, 8-9 Haziran’da AB ülkelerinin içişleri bakanlarının yapacağı toplantıda ele alınacak.

AB, daha önce 2022'de 330 bin düzensiz girişin kaydedildiğini, bunun önceki yıla göre yüzde 64'lük artış anlamına geldiğini ve 2016'daki krizden bu yana en yüksek rakam olduğunu bildirmişti.