Bakan Şimşek: Özel okul ve üniversiteler için kural bazlı fiyatlamaya gidiyoruz
-
Bakan Şimşek, özel okul ve özel üniversite ücretlerinde son yıllarda enflasyonun çok üzerinde artışlar görüldüğünü belirterek yeni dönemde fiyatlamanın kural bazlı olacağını duyurdu.
-
Şimşek, Ocak enflasyonunun 3 Şubat'ta açıklanmasıyla Türkiye'nin büyük olasılıkla yüzde 20'li seviyeleri göreceğini ifade etti.
-
Bakan, risk primindeki düşüş ve not artışları sayesinde özel sektörün artık çok daha düşük faizlerle finansmana eriştiğini vurguladı.
Şimşek, 5. Finansın Geleceği Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, uyguladıkları Makro Ekonomik İstikrar ve Reform Programı çerçevesinde enflasyonu tek haneye indirmeyi, öngörülebilirliği artırmayı, sürdürülebilir bir cari denge oluşturmayı ve bu kazanımları kalıcı hale getirmeyi amaçladıklarını söyledi.
Bu kapsamda yürüttükleri yapısal dönüşüm programına değinen Şimşek, üç aşamadan oluşan planın ilk evresinin kontrol dönemi olduğunu, bu süreçte çeşitli risklerin yönetildiğini ifade etti. Programın ikinci aşamasında dengesizliklerin giderildiğini belirten Şimşek, üçüncü aşamada ise yapısal dönüşümle birlikte hedeflerin kalıcı şekilde sağlanmasının amaçlandığını dile getirdi.
Şimşek, ilk evrede kural bazlı piyasa ekonomisinin büyük ölçüde yerleştiğini, enflasyonun kontrolden çıkmasının önlendiğini ve rezerv birikimi ile koşullu yükümlülüklerin yönetildiğini söyledi. İkinci evrede ise dezenflasyon süreciyle enflasyonun gerilediğini, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasından çıkışın sağlandığını ve cari dengenin yönetilebilir düzeye getirildiğini vurguladı. Şimşek, "Dolayısıyla ikinci evre bu ay itibarıyla tamamlanıyor. Son evreye giriyoruz ve programın sonuçlarının vatandaş ile reel sektör tarafından çok daha belirgin şekilde hissedileceği döneme başlıyoruz" dedi.
"Fiyatların ayarlamalarını hedef enflasyona göre yapacağız"
Bakan Şimşek, enflasyondaki düşüş sürecini değerlendirerek zirai don, kuraklık ve beklenenden yüksek gıda fiyat artışları nedeniyle Türkiye'de meyve ve tahıl üretiminin düştüğünü söyledi.
Şimşek, "3 Şubat itibarıyla Ocak enflasyon rakamları açıklandığında çok büyük ihtimalle Türkiye yüzde 20'li rakamları görecek. Biraz gecikmeyle de olsa enflasyon hedeflerinin en azından bandın üst kısmı tutturulmuş olacak. 2026'da dezenflasyon devam edecek" ifadelerini kullandı. Para, maliye ve gelirler politikalarının bu süreci desteklemeye devam edeceğini vurguladı.
Gelecek yıl için yönetilen ve yönlendirilen fiyatların hedef enflasyona göre belirleneceğini aktaran Şimşek, "Yeniden değerleme oranı yüzde 25 ise vatandaşın lehine olanı yüzde 25 artıracağız ancak diğer kamu ücretlerini yüzde 20'nin altında belirleyeceğiz" dedi.
"Enflasyonda 2026 hedefinin üst bandı oldukça gerçekleştirilebilir"
Deprem bölgesinde 350 bin konutun teslim edildiğini belirten Şimşek, hem bu bölgede hem de Türkiye genelinde sosyal konut ve kentsel dönüşüm kapsamında toplam 1,4 milyon konut inşa edildiğini, bu projelerin gelecek iki yıl içinde tamamlanmasının öngörüldüğünü söyledi.
Gıda ve enerji arzına yönelik önemli politikalar uyguladıklarını aktaran Şimşek, son üç yılda enflasyonun yüzde 64-65 bandından önce yüzde 44'e, ardından da bu yıl yüzde 31'e gerilediğini hatırlattı. Gelecek yıl için hedef bandının yüzde 13-19 arasında olduğunu, piyasanın ise yüzde 20'li seviyeleri beklediğini bildirdi. İlave şoklar yaşanmadığı sürece hedef bandının üst tarafının gerçekleştirilebilir olduğunu dile getirdi.
Konut fiyatları ile kira arasındaki ilişkinin yeniden normalleştiğini ifade eden Şimşek, kira artışlarını etkileyen yüzde 25 sınırının ve deprem kaynaklı konut açığının etkisinin azaldığını, konut üretiminin arttığını söyledi. Eğitim enflasyonunda da geçmiş dönemdeki sınırlamaların etkisinin ortadan kalktığını, kira ve eğitim kalemlerindeki aşağı yönlü seyrin genel enflasyon üzerinde baskıyı azalttığını aktardı.
"Vakıf üniversitelerinde harçlar son yıllarda 10 kat arttı"
Bakan Şimşek, Türkiye'de eğitim enflasyonunun temel kaynağının özel okullar ve vakıf üniversiteleri olduğunu belirterek, sektördeki fiyat dinamiklerinin dezenflasyon sürecinde kritik rol oynayacağını söyledi. Şimşek, Türkiye'de öğrencilerin yaklaşık yüzde 90'ının devlet okullarına gittiğini, kitaplar dahil tüm eğitim materyallerinin ücretsiz sağlandığını hatırlatarak, "Dolayısıyla asıl sorun kamu tarafında değil, özel eğitim kurumlarındaki fiyat davranışlarında" dedi.
Şimşek, özel eğitim kurumlarında uzun süre yaklaşık yüzde 36'lık fiili bir tavan uygulandığını, bu sınır kaldırıldığında fiyatlamanın hızla serbestleşip eğitim enflasyonunu yukarı taşıdığını kaydetti. Biriken farkın son yıllarda fazlasıyla giderildiğini vurgulayan Şimşek, "Bugün geldiğimiz noktada tavanın yarattığı boşluk tamamen telafi edildi. Artışlar enflasyonun çok üzerinde seyretti" ifadelerini kullandı.
Şimşek, 2026'da enflasyonda beklenen hızlı düşüşün nedenlerinden birinin bu alandaki yapısal düzenlemeler olacağını belirterek, hem özel okullar hem de özel üniversiteler için "kural bazlı fiyatlama" dönemine geçildiğini açıkladı. Vakıf üniversitelerinin bazı programlarında harçların son yıllarda 10 kata varan oranlarda arttığını, yalnızca bu Eylül ayında yüzde 106'ya varan zamların görüldüğünü aktaran Şimşek, "Kar amacı olmadıkları söyleniyor ancak fiyat davranışları bununla uyumlu değil. Bu nedenle kurala dayalı bir sistem kaçınılmaz hale geldi" dedi.
"2025'te bütçe hedeflerini tutturacağız"
Bakan Şimşek, mali disiplini etkin şekilde uyguladıklarını, vergi harcamalarını azalttıklarını, etkisiz istisnaları kaldırdıklarını ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelede ilerleme sağladıklarını belirtti. "Bütçedeki iyileşme öngördüğümüzden daha iyi gidiyor ve yılı büyük ihtimalle yüzde 3,1 civarında tamamlayacağız" dedi.
Bütçe açığı azaldıkça kamunun piyasadan daha az borçlanacağını, bunun da özel sektöre daha fazla kaynak bırakacağını ifade eden Şimşek, "Mali disiplini güçlendirerek özel sektöre daha fazla alan açıyoruz. 2025'te bütçe hedeflerini tutturmuş olacağız. Enflasyonda bir ay gecikmeyle bandın üst kısmında olacağız ancak bütçede hedefleri gerçekleştireceğiz" diye konuştu.
"Altın hariç cari açık sorunu kalmadı"
Şimşek, yeşil dönüşüm adımlarının hızlandığını, hizmet ihracatında güçlü bir seyir izlendiğini, yerli petrol ve doğal gaz üretiminin artmaya devam ettiğini belirtti. "Bunların sayesinde altın hariç gerçekten cari açık diye bir sorun kalmadı" dedi.
Türkiye'nin sürdürülebilir cari denge seviyesinin yüzde 2-2,5 olduğunu hatırlatan Şimşek, geçen yıl altın ithalatı hariç cari fazla verildiğini, bu yıl için öngörülen yüzde 2 seviyesinin muhtemelen yüzde 1,5 civarında gerçekleşeceğini söyledi. Türkiye ekonomisinin dayanıklılığının arttığını belirten Şimşek, hizmet dış ticaretinde 63 milyar dolar fazla verildiğini, yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payının yükseldiğini, sanayide yüksek teknoloji ihracatının payının artmaya devam ettiğini ifade etti.
Büyümenin ılımlı seyrettiğini belirten Şimşek, yıl için öngörülen yüzde 4 büyüme hedefinde üçüncü çeyrek itibarıyla yüzde 3,6 seviyesine ulaşıldığını, yılın yüzde 3,7 veya biraz üzerinde tamamlanabileceğini söyledi. Ticaret ortaklarının düşük büyüme gösterdiği bir ortamda Türkiye'nin yüzde 4'e yakın büyümesinin değerli olduğunu, dezenflasyon süreciyle birlikte büyümenin hız kazanacağını ifade etti. Verimlilik artışının sağladığı büyümenin enflasyonist etki yaratmadığını, 2025'te toplam büyümenin yarısından fazlasının faktör verimliliğinden geleceğini belirtti.
"Özel sektör artık düşük faizle kredi bulabiliyor"
Rezervlerdeki artış, kredi notundaki iyileşme, KKM'den çıkış, risk primindeki düşüş ve eurobond faizlerindeki gerilemenin altını çizen Şimşek, özel sektörün artık daha uygun koşullarla finansmana eriştiğini söyledi. "Özel sektör 100 dolar borç ödediğinde sadece 70 dolar bulabiliyordu ve yüksek faizlerle borçlanıyordu. Şimdi 100 dolar borç ödediğinde 165 dolar bulabiliyor ve çok daha düşük faizle" dedi.
Şimşek, yatırım, istihdam, üretim ve ihracata yönelik destekleri anlatarak HIT-30 Yüksek Teknoloji Yatırım Programı ile Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi (YTAK) programına ilişkin ayrıntıları paylaştı.
Tüm çalışanlarda asgari ücret düzeyindeki gelirlerin vergisini kaldırdıklarını, emek yoğun sektörlere ilave destek sağladıklarını belirtti.
"Yatırımların hızlanacağına inanıyorum"
Şimşek, hane halkı borçluluğunun azaldığını, sanayide katma değer zincirinin yukarı taşındığını ifade ederek, Türkiye'nin milli gelirinin arttığını ve ülkenin küresel ekonomiden aldığı payın yüzde 1,3'e yükseldiğini söyledi.
Türkiye'nin güçlü bir pazar olduğunu belirten Şimşek, yatırımların hızlanacağına inandığını, üçüncü çeyrekte şikayetlere rağmen yatırımların çift haneli arttığını ve büyümenin niteliğinin iyileştiğini vurguladı.
Türkiye'nin hizmet ihracatında önemli bir avantaja sahip olduğunu söyleyen Şimşek, sağlık turizmi ve dizi ihracatında yakalanan ivmeden bahsetti. Serbest ticaret anlaşmaları ve kural bazlı ticaret anlayışının, Türkiye'nin mal ticaretindeki kırılganlıkları azalttığını aktardı.
Yapay zeka alanındaki hazırlık endeksinde Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında üst sıralarda olduğunu belirten Şimşek, ülkenin büyük dönüşüm süreçlerine erken aşamada dahil olacağını söyledi.
Temiz enerji yatırımları ve savunma sanayisinde büyük potansiyel bulunduğunu ifade eden Şimşek, Türk müteahhitlerinin uluslararası projelerde Çin'den sonra ikinci sırada yer aldığına dikkat çekti. "Yakın coğrafyamızda 1 trilyon dolarlık yeniden inşa ihtiyacı var. Bu kadar fırsatın bulunduğu bir ortamda kötümser olmayı anlamakta zorlanıyorum" dedi.
Gelecek yıl için daha iyimser olduğunu söyleyen Şimşek, bu yıl hedeflerin büyük ölçüde gerçekleştiğini ve gelecek yıl bu başarının güçlenerek devam edeceğini ifade etti.