Bankalar 2020 yılı 3. çeyreğine dair finansalları toparlanmanın banka bilançolarına da yansıdığını gösterdi.
Garanti BBVA’nın 2020 yılının üçüncü çeyreğindeki net dönem karı bir önceki çeyreğe göre yüzde 18,5 oranında artarak 1,9 milyar TL’ye yükseldi. İş Bankası’nın 2020 yılının üçüncü çeyreğindeki net dönem karı bir önceki çeyreğine göre yüzde 36,1, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre ise yüzde 59,4 oranında artarak 2,2 milyar TL’ye çıktı.
Vakıfbank’ın 2020 yılının üçüncü çeyreğindeki net dönem karı bir önceki çeyreğe göre yüzde 27,9 oranında azalarak 1,1 milyar TL'ye gerilerken yıllık bazda yüzde 119 oranında arttı.
Sigorta ve diğer finans şirketleriyle birlikte şuana kadar açıklanan toplam finans sektörünün karlılığı ise 11 milyar 286 milyon TL ile geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50 oranında artışa işaret etti.
Ziraat Yatırım Araştırma Müdürü Harun Dereli konu ile ilgili yaptığı değerlendirmeye göre; bankacılık sektöründeki tüm şirketlerin karlılıklarının yılın ilk çeyreğine kıyasla yüzde 12 oranında arttı.
Dereli, "Sektördeki şirketlerin karlılıklarının piyasa beklentisini üzerinde ve iyi bir dönem bilanço dönemi geçirdi. Diğer yandan ayırdıkları karşılıkları oldukça yüksek seviyede tuttu. Önümüzdeki çeyrek ve 2020 yılının birinci çeyreğine istinaden risklere karşı kendilerini korudular. Diğer bir deyişle ihtiyatlı yaklaşımlarını sürdürdüler. 2021 yılının ilk çeyreği bankacılık sektörü için zor bir dönem olabilir. Mevduat maliyetlerindeki artış, göreceli olarak net faiz gelirlerindeki düşüşler bankalar için göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca bu dönem içerisinde serbest karşılık ayıran bankalarda oldu, örneğin; İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank. Bu yüzden olası risklere karşı belirtilen bankaların daha rahat konumda olduğunu söylebilirim." değerlendirmesini yaptı.
Bankacılık endeksi tarafında ise performans bilançolara paralel olmadı. Bankacılık endeksi yılbaşından bu yana TL bazında yüzde 11 geriledi.
Buna paralel yıl içerisinde banka/sanayi endeksi
rasyosu 0,62 seviyelerine kadar çekilerek 2002 yılından bu yana en düşük seviyeye ulaştı. Özellikle likit olmasının da etkisiyle bankacılık hisselerinden yıl başından bu yana yüksek miktarda yabancı çıkışı gerçekleşti. Yabancının elinde bulundurduğu pay yüzde 43 seviyesine kadar çekilirken, kamu bankalarındaki 21 milyar TL civarındaki sermaye enjeksiyonu da etki yarattı.