Advertisement
PİYASALAR ABONE OL

BLOOMBERG HT ARAŞTIRMA

Rusya’nın Ukrayna işgali sonrasında başlayan Borsa İstanbul’daki ralli etkisini devam ettiriyor.

Ralli TL bazlı olarak rekorlara neden oluyor. Son 32 işlem gününde BIST 100 endeksi yüzde 32,5 getiri sağlarken, 17 Aralık 2021 tarihinde gördüğü 2 bin 406 puan olan en yüksek seviyenin de üzerine çıktı.

Böylece Borsa İstanbul’da TL bazlı yeni rekor seviyeye ulaşıldı.

Bu dönemde ulaştırma ve holding sektörü piyasayı sürüklerken, yaklaşık son 1 haftada bankacılık endeksi de bu ralliye katılıyor.

Önceki rallilere kıyasla bu dönemde MSCI Türkiye Endeksi, küresel emsallerinden pozitif ayrışmayı da yılbaşından bu yana yüzde 17 getiri ile sağladı. Böylece MSCI Türkiye endeksi 2017’den bu yana en iyi yıl başlangıçlarından biri gerçekleştirdi.

Rusya’nın Ukrayna’nı işgalinden sonra başlayan endeksteki rallide ise daha önceki yükselişlere görece bu sefer alımların biraz daha genele yayıldığı gözlemleniyor. Yaklaşık son 1 aylık süre zarfında yüzde 30’un üzerinde ralli yapan endeks 430 puan yükselirken, bunun 300 puanı 16 hisseye dağıldı. Son 32 işlem gününde sektörel getirilerde holding endeksi yüzde 35 ile öne çıkarken, hemen ardında yılbaşından bu yana yüzde 60 getiri sağlayan ulaştırma endeksi bu dönemde yüzde 32 ile yer alıyor.

Bankalar bu sefer oyuna dahil olabilecek mi?

Sektörde temel göstergelerdeki iyileşmeler ve şirket bazlı haber başlıkları son dönemde risk iştahını destekledi.

Bankacılık sektörü için makro riskler yüksek seyretse de enflasyona endeksli tahvil getirileri, kredi makasları, komisyon gelirleri ve toparlanan marjlar kârlılıkları destekliyor. Olası risklere karşı muhafazakar biçimde ayrılan serbest karşılıklar da güven tamponu oluşturuyor.

Sektör ayrıca 2022 yılına da güçlü rakamlarla giriş yaptı. BDDK rakamlarına göre sektör, ilk iki ayda 39 milyar TL net kâr ile geçen yılın aynı dönemine göre kârlılığını yüzde 323 oranında artırdı. Özkaynak kârlılığı ise yılın ilk iki ayında yüzde 31 seviyesinde gerçekleşti.

Ayrıca bankaların 2022 yılına yönelik öngörüleri de piyasa uzmanları tarafından beğenildi.

Sektördeki temel göstergelerin yanı sıra şirket bazlı haber akışları da fiyatlamalara etki yarattı. Koç Holding’in UniCredit’teki yüzde 18’lik Yapı Kredi paylarını satın alması ve BBVA’nın gönüllü pay alım teklifi sektör açısından önemli iki gelişme olarak yer aldı.

Uzmanlar ne dedi?

Vakıf Yatırım Direktörü Altan Aydın son dönemdeki ralliyi şöyle değerlendirdi:

Türk bankaları, TL’deki fonlama maliyetinin gerilemesiyle beraber, net faiz marjının genişlemesiyle kârlılıklarını artırmışlardı. 2021’in son çeyreğinde olduğu gibi, 2022’nin ilk çeyreğinde de bu seyir devam etti. Özellikle ilk çeyrekte bankaların bilançolarında bulunan TÜFE’ye endeksli tahvillerin yüksek enflasyon sebebiyle banka kârları üzerinde ciddi etkisi olacak.

Tabii ki bunun sürdürülebilirliği tartışılır, ancak 2021 tüm yılda yazılan kârlara 2022’nin ilk yarısında ulaşılabilir. Bu da halihazırda zaten değerleme anlamında cazip olan banka çarpanlarını daha cazip hale getiriyor.

Eğer kurdaki yatay seyir sürerse bankaların performansının devam etmesini beklerim. Bankacılık endeksinin TL bazında 2013 yılından bu yana ilk kez 2 bin seviyesini aştığını da hatırlatmakta fayda var. 2022 yılının tamamında piyasa faizlerinin seyri ve bankaların özkaynak kârı oranı, hareketi tahmin etmekte önemli faktör olacaktır.

Şeker Yatırım Kıdemli Bankacılık Analisti Sevgi Onur'un yorumu ise şöyle oldu:

Bankalar Ocak ayındaki tarihi yüksek 20,1 milyar TL net kârın ardından Şubat ayında da son derece kuvvetli 18,9 milyar TL net kâr açıkladılar ve böylelikle yıllık kâr artışı yüzde 323 seviyesinde gerçekleşti. Sektörün kümülatif özkaynak getirisi de önemli ölçüde toparlanarak yüzde 34,1 seviyesine ulaştı. Çeyreksel bazda karşılaştırmada bankacılık sektörü kârı ilk çeyreğin ilk iki ayında (Ocak-Şubat) dördüncü çeyreğin ilk iki ayına göre (Ekim-Kasım) yüzde 112 oranında artış gösterdi. Bu aynı zamanda ilk çeyrek için geçen yılın dördüncü çeyreğine göre kuvvetli bir kar artışına işaret ediyor. Kredi karşılıklarında gözle görülür azalma, çekirdek bankacılık gelirlerinde toparlanma, faaliyet giderlerinde artış ve 2 milyar TL ticari kâr ana unsurlar olarak öne çıkıyor. Özellikle de çekirdek bankacılık gelirlerindeki sürdürülebilir artışın kısa vadede pozitif fiyatlanmaya devam edebileceğini düşünüyoruz.