Çelik: Termik santrallere filtreyi erteleyen yasayı Cumhurbaşkanımız veto etti

AK Parti S&ouml;zc&uuml;s&uuml; &Ouml;mer &Ccedil;elik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında parti genel merkezinde Merkez Y&uuml;r&uuml;tme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken gazetecilere a&ccedil;ıklamalarda bulundu. Teşkilat Başkanlığının sunumu başta olmak &uuml;zere g&uuml;ndem konularını değerlendirdiklerini dile getiren &Ccedil;elik, Adalet Bakanlığında yapılan &ccedil;alışmalar o g&uuml;ndemle ilgili olarak da MYK mız kendi değerlendirmesini yapacak, Yargı Reformu s&uuml;reci gibi s&uuml;re&ccedil;lerle ilgili olarak. diye konuştu. Toplantıda, kamuoyunda tartışılan bir g&uuml;ndem maddesinin de ele alındığını belirten &Ccedil;elik, Meclis te 21 Kasım da kabul edilen torba yasanın 50 nci maddesine g&ouml;re havayı kirleten 15 termik santrale baca filtresi takma zorunluluğu 2,5 yıl ertelenmişti, d&uuml;zenleme Cumhurbaşkanımızın onayını bekliyordu. Sayın Cumhurbaşkanımız bu d&uuml;zenlemeyi doğru bulmamış ve biraz evvel veto etmiştir. dedi. Enerji sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n son derece &ouml;nemli bir sekt&ouml;r olduğunu ve sekt&ouml;r&uuml;n kazanımlarını koruma ve ilerletme konusunda kararlı olduklarını s&ouml;yleyen &Ccedil;elik, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Aynı zamanda da &ccedil;evre hassasiyetinin &uuml;lkemizin geleceğini, nesillerin geleceğini g&ouml;zeten bir yaklaşım konusunda da &ccedil;ok y&uuml;ksek bir hassasiyete sahibiz. Sayın Cumhurbaşkanımız bu &ccedil;er&ccedil;evede enerji sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n kazanımlarına, enerji sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n daha ileriye g&ouml;t&uuml;r&uuml;lmesine d&ouml;n&uuml;k hassasiyetini korumakla ve bunu daha da geliştirmek konusundaki iradesini ortaya koymakla birlikte 7 yıldır bu baca filtrelerinin takılmaması &ccedil;er&ccedil;evesinde buna yeni bir s&uuml;re verilmesini yani 2,5 yıl kadar s&uuml;re verilmesinin gerekli olmadığını değerlendirmiştir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; 7 yılda yapılmayan bir işlemin bu yeni s&uuml;re verilmesiyle de yapılacağı konusunda bir kanaat oluşmamıştır. &Ccedil;elik, Cumhurbaşkanı Erdoğan ın &ccedil;evre meselelerine verdiği &ouml;nem, &ccedil;evre kirliliğinin &ouml;nlenmesi konusundaki hassasiyeti, bakanlıklara ve kurumlara verdiği talimat &ccedil;er&ccedil;evesindeki iradesinin bu yasa tasarısını veto etme sonucunu doğurduğunu dile getirdi. Ge&ccedil;en haftanın yoğun g&uuml;ndem maddelerinden birinin de Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Cumhurbaşkanlığı makamına atılan iftira olduğunu belirten &Ccedil;elik, Yalan haber &uuml;zerinden bir yalan siyaseti &uuml;retmişlerdi, bu yalan siyaseti vasıtasıyla kendi parti i&ccedil;i rekabetlerini, kendi parti i&ccedil;i yarışlarını Cumhurbaşkanlığı makamı &uuml;zerinden mevcut y&ouml;netim lehine bir olumlu duruma &ccedil;evirmek şeklinde Cumhurbaşkanlığı makamına da iftira atan bir yaklaşımı maalesef parti s&ouml;zc&uuml;leri, genel başkan yardımcıları ısrarla defalarca ifade ettiler. diye konuştu. Yalan ellerinde patladı Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi ne giden bir CHP linin Cumhurbaşkanı Erdoğan dan genel başkanlık i&ccedil;in yardım talep ettiği ve Erdoğan ın da bunu olumlu bulduğu iddialarını hatırlatan &Ccedil;elik, Gelişmeler zincir şeklinde ger&ccedil;ekleşti. &Ouml;nce yalan haberi yapanlar bu haberin arkasından &ccedil;ekildiler. dedi. Haberin kaynağı olarak gazetecinin başka bir gazeteciyi, o gazetecinin bir CHP liyi ve CHP Genel Başkanını işaret ettiğini anlatan &Ccedil;elik, şunları s&ouml;yledi. Bu konuda hedef alınan Cumhuriyet Halk Partili isim de yine kendisine d&ouml;n&uuml;k komplonun Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi nde ger&ccedil;ekleştiğini s&ouml;yledi. Bu kadar &ccedil;er&ccedil;eveye rağmen ısrarla bu yalan siyasetini s&uuml;rd&uuml;rmeye devam ettiler. Netice itibarıyla da bu yalan ellerinde patlamıştır. CHP Genel Merkezi ni adres g&ouml;steren bu yalan siyasetinin adresi olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi ni işaret eden bir tablonun net, berrak, tartışmaya ş&uuml;phe vermeyecek şekilde ortaya &ccedil;ıkmasını sağlamıştır. Cumhurbaşkanlığı makamından g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir şekilde &ouml;z&uuml;r dilemeleri gerekiyor. İkide bir &ccedil;ıkıp Cumhurbaşkanlığı K&uuml;lliyesi ne karşı saray gibi bir &ccedil;irkin ifade kullanarak halen bunun Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından yapıldığını s&ouml;ylemeye devam ediyorlar. Biz anlıyoruz ki yalan haberin kaynağı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi ni işaret etmesine rağmen, bu yalan haber &uuml;zerine inşa edilmiş yalan siyaseti &ccedil;&ouml;kmesine rağmen hala bunda ısrar edenlerin, aynı c&uuml;mleyi kuranların bu yalan siyasetinin &uuml;reticisi ve yayıcısı olduğu konusundaki kanaatimiz pekişmiştir. Dolayısıyla bu yalan siyaseti konusunda kim ki Cumhurbaşkanlığı makamına iftira atan c&uuml;mleleri kurmaya devam ediyor biliyoruz ki onlar bu işin i&ccedil;indedir. &Ccedil;elik, Yalan siyaseti bu şekilde s&uuml;rd&uuml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml; zaman bir &ouml;z&uuml;r beklemek fazla l&uuml;ks olabilir ama netice itibarıyla bu ortaya &ccedil;ıktıktan sonra hem Cumhurbaşkanlığı makamından hem vatandaşlarımızdan hem de Cumhuriyet Halk Partisi ne g&ouml;n&uuml;l veren vatandaşlarımızdan g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir &ouml;z&uuml;r dilemeleri gerekiyor. Denilebilir ki yalan siyasetini &uuml;retenlerin &ouml;z&uuml;r dileyeceğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yor musunuz? Tabii her zaman i&ccedil;in bir ahlaki tutumu ortaya koyacaklarına dair bir beklenti i&ccedil;inde olmak iyidir ama koymazlarsa da bu onların meselesidir son yıllarda T&uuml;rk siyasi hayatındaki en b&uuml;y&uuml;k skandallardan biri olarak Cumhuriyet Halk Partisi Genel Merkezi nin &uuml;zerine yapışmıştır. değerlendirmesinde bulundu. &Ccedil;elik, D&uuml;nya Judo Şampiyonası nda madalya kazanan down sendromlu Talha Ahmet Erdem, Doğukan Coşar, Mehmet Can Topal ile d&uuml;nya &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; Down Sendromlular Basketbol Milli Takımı nı tebrik ederek, Bunlar bizim i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;zel sporcular ve b&uuml;t&uuml;n sporcularımızla gurur duyuyoruz. dedi. Diyarbakırlı annelerin evlat n&ouml;betinde 91 inci g&uuml;n&uuml;ne girdiğini hatırlatan &Ccedil;elik, bu s&uuml;re i&ccedil;erisinde vatandaşların, sanat&ccedil;ıların ve pek &ccedil;ok &ccedil;evrenin verdiği desteğin takdire şayan olduğunu dile getirdi. Bu eylemin her şeyden &ouml;nce vicdan eylemi olduğunu ve bu eylemi selamladıklarını vurgulayan &Ccedil;elik, şunları kaydetti: Hepsinin ellerinden &ouml;p&uuml;yoruz, her zaman yanlarında olduğumuzu ifade ediyoruz. HDP li y&ouml;neticilerin hakaretlerine, ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n tehditlerine rağmen anne y&uuml;reği &ccedil;ocuğunun peşinden ayrılmıyor, anne y&uuml;reği &ccedil;ocuğuna sahip &ccedil;ıkmaya devam ediyor. Kendi &ccedil;ocuklarının birtakım c&uuml;mlelerin arkasına saklanmış emperyalist projelerin lejyoneri haline getirilmesine hem vicdanen hem de en g&uuml;&ccedil;l&uuml; şekilde y&uuml;rekleriyle itiraz etmeyi s&uuml;rd&uuml;r&uuml;yorlar. Tabii dikkat &ccedil;ekicidir, d&uuml;nyanın herhangi bir yerindeki benzer bir kişilik eylemi bile son derece g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir şekilde haber yapan uluslararası medyanın Diyarbakır daki annelerin vicdan &ccedil;ığlığını, insanlık &ccedil;ığlığını, &ccedil;ağrısını sistematik bir şekilde g&ouml;rmezden gelmesini de kayda ge&ccedil;iriyoruz. Nitekim T&uuml;rkiye de en ufak bir asayiş olayı olsa, en ufak bir siyasi olay olsa Avrupa Birliği ndeki raport&ouml;rler başta olmak &uuml;zere pek &ccedil;ok &ccedil;evre hemen bildiri yayınlarlar, tweet atarlar, temsilcileri onları ziyaret eder ama maalesef Diyarbakır anneleriyle ilgili bu hassasiyeti g&ouml;rm&uuml;yoruz ama her ne olursa olsun sonu&ccedil;ta kazanan vicdan olacak, anne y&uuml;reği olacak bundan eminiz. Macron un T&uuml;rkiye, NATO dan yardım bekleyemez s&ouml;zlerine tepki Cumhurbaşkanı Erdoğan ın NATO Zirvesi ne katılmak &uuml;zere Londra ya gideceğini hatırlatan &Ccedil;elik, Erdoğan ın burada &ccedil;eşitli g&ouml;r&uuml;şmeler yapacağını s&ouml;yledi. &Ccedil;elik, Erdoğan ın ABD Başkanı Donald Trump, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile bir araya geleceğini, ayrıca Fransa, İngiltere ve Almanya liderleriyle d&ouml;rtl&uuml; formatta g&ouml;r&uuml;şeceğini belirterek, Suriye meselesi tabii ki &ouml;nemli bir g&uuml;ndem olacak, Barış Pınarı Harekatı ndaki tezlerimizi anlatmak i&ccedil;in iyi bir fırsat olacak, DEAŞ la m&uuml;cadele gibi başlıklar, DEAŞ, PKK/YPG ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;yle y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z m&uuml;cadele &ouml;nemli bir g&uuml;ndem teşkil edecek. dedi. G&ouml;&ccedil; meselesinin de İngiltere deki NATO Zirvesi nde g&uuml;ndeme geleceğini ifade eden &Ccedil;elik, NATO nun en b&uuml;y&uuml;k ikinci kara ordusuna sahip &uuml;lke olarak g&uuml;venlik kaygılarımızın m&uuml;ttefiklere anlatılması konusunda g&uuml;&ccedil;l&uuml; tezlere sahibiz. Şimdiye kadar NATO misyonlarına &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k, demokrasi ve adalet i&ccedil;in d&uuml;nyanın her tarafında &ccedil;ağrı yapılan b&uuml;t&uuml;n g&ouml;revlere en g&uuml;&ccedil;l&uuml; katılımı biz ger&ccedil;ekleştirdik. Bu &ccedil;ağrımıza NATO daki m&uuml;ttefiklerimizden de aynı desteği bekliyoruz. diye konuştu. &Ccedil;elik, NATO nun Barış Pınarı, Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatlarıyla ilgili tutumlarına değinerek, NATO daki dostlarımız g&uuml;venlik kaygılarımızı anladıklarını s&ouml;ylemelerine rağmen bununla ilgili yeterince pratik adım atmasalar da T&uuml;rkiye kendi g&uuml;venliğini sağlayabilecek imkan ve kapasiteye sahiptir. T&uuml;rk Silahlı Kuvvetleri d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k, g&uuml;&ccedil;l&uuml; ordularından biri olarak &uuml;lkemizin g&uuml;venliğini sağlama konusunda her zaman hazır olduğunu ve hangi şartlarda olursa olsun bu g&uuml;venliği sağlamak i&ccedil;in verilen g&ouml;revi yerine getireceğini, en son bir kere daha Barış Pınarı Harekatı nda b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyanın g&ouml;zleri &ouml;n&uuml;nde b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyanın takdirini kazanan bir şekilde g&ouml;stermiştir. ifadelerini kullandı. Ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n y&ouml;neticilerini en &ccedil;ok ağırlayan kişi Macron Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron un NATO yla ilgili son a&ccedil;ıklamalarına ilişkin eleştirilerde bulunan &Ccedil;elik, ş&ouml;yle devam etti: En &ccedil;ok Barış Pınarı Harekatı na karşı g&ouml;r&uuml;ş beyan eden kişi Fransa Devlet Başkanı oldu. Aynı zamanda da ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n y&ouml;neticilerini en &ccedil;ok ağırlayan kişi de en &ccedil;ok misafir eden kişi de Macron oldu. &Ouml;zellikle Barış Pınarı Harekatı nı yapan T&uuml;rkiye, NATO dan yardım bekleyemez diyecek en son &uuml;lke Fransa, en son lider Macron dur. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; d&uuml;nyanın &ccedil;eşitli yerlerinde operasyon yapıyorlar, d&uuml;nyanın &ccedil;eşitli yerlerindeki bu operasyonlarında &uuml;lkelerinin &ccedil;ıkarlarını korumak i&ccedil;in tek taraflı yaptıkları operasyonlarda bile uluslararası topluma ve NATO ya &ccedil;ağrı yapıyorlar. Bizim bir NATO m&uuml;ttefiki olarak NATO Genel Sekreteri nin de s&ouml;ylediği gibi en &ccedil;ok saldırıya maruz kalmış, ter&ouml;r&uuml;n en &ccedil;ok saldırısına muhatap olmuş bir NATO &uuml;yesi olarak yaptığımız &ccedil;ağrılara d&ouml;n&uuml;k bu olumsuz yaklaşımın başını &ccedil;ekmeleri onların &ccedil;ifte standardının bir g&ouml;stergesidir. &Ccedil;elik, Macron un T&uuml;rkiye nin Suriye de ne işi var? a&ccedil;ıklamasına ilişkin, Burada T&uuml;rkiye nin Suriye de ne işi olduğu bellidir, ter&ouml;rle m&uuml;cadele ediyor, T&uuml;rkiye hem kendi sınırlarının hem NATO m&uuml;ttefiklerinin ve Avrupa nın g&uuml;venliğini sağlıyor. Macron a sorulması gereken soru, sizin Mali de ne işiniz var ya da Afrika nın &ccedil;eşitli yerlerinde ne işiniz var, bir&ccedil;ok yerde BM kararı olmadan yaptığınız operasyonlar ne amaca hizmet etmektedir , bunu sormak gerekiyor. &Ouml;ncelikle kendisinin Mali de ne işiniz var sorusuna anlamlı bir cevap vermesi gerekiyor. şeklinde konuştu. Ge&ccedil;en g&uuml;nlerde T&uuml;rkiye ile Libya arasındaki deniz yetki alanı sınırlandırma mutabakatına ilişkin &Ccedil;elik, T&uuml;rkiye nin Doğu Akdeniz deki hak ve menfaatlerinin korunması pekiştirildi. Petrol ve doğal gaz arama &ccedil;alışmaları konusunda T&uuml;rkiye nin eli g&uuml;&ccedil;lendi. Doğu Akdeniz deki bu tarihi adım artık Doğu Akdeniz de T&uuml;rkiye nin yeni bir aşamaya ge&ccedil;tiğini g&ouml;stermektedir. T&uuml;rkiye ne kendi haklarını ne de KKTC deki kardeşlerimizin haklarını koruma konusunda herhangi bir geri adım atacak ve herhangi bir taviz g&ouml;sterecektir. değerlendirmesinde bulundu. &Ccedil;elik, T&uuml;rkiye ile Libya arasındaki deniz yetki alanı sınırlandırma mutabakatı ile Doğu Akdeniz deki bazı kısımlarının bir b&ouml;l&uuml;m&uuml;n&uuml;n belirlendiğini vurgulayarak, şunları kaydetti: BM Deniz hukuku s&ouml;zleşmesinin ilgili maddeleri dahil uluslararası hukuka uygun olarak imzalanmış bir anlaşmadır. Anlaşmanın uluslararası hukuka uygunluğu konusunda en ufak bir teredd&uuml;t yoktur. Burada &ouml;zellikle G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi nin, Yunanistan ın ve Mısır ın itirazlarının hi&ccedil;bir anlamı yok. Bunlar bir oldu bitti yaratarak T&uuml;rkiye nin Akdeniz den &ccedil;ıkmasını engellemek, T&uuml;rkiye yi Doğu Akdeniz de sadece kendi sınırlarına hapsetmek şeklinde bir duvar &ouml;rmeye &ccedil;alışıyorlardı. Bu anlaşmayla birlikte bu duvar hukuken de yıkılmıştır. Herhangi bir şekilde oldu bittiye izin verilmeyeceği g&ouml;sterilmiştir. Libya kara suları T&uuml;rkiye nin anlaşmasıyla devreye sokularak bizim m&uuml;nhasır ekonomik b&ouml;lgenin batı sınırları &ccedil;izilmiştir. Bu konuda da herhangi bir hukuki a&ccedil;ık kalmamıştır. Şehir &Uuml;niversitesi ile ilgili tartışmalar İstanbul Şehir &Uuml;niversitesi ile ilgili tartışmaların uzun bir zaman boyunca sosyal medyada g&uuml;ndem olduğunu hatırlatan &Ccedil;elik, bu konuyla ilgili y&ouml;netim kurulunun ve bazı hocaların a&ccedil;ıklama yaptığını s&ouml;yledi. &Ccedil;elik, bu meseleye herhangi bir şekilde bug&uuml;ne kadar girmediklerini belirterek, ş&ouml;yle devam etti: Fakat gelinen noktada Şehir &Uuml;niversitesine d&ouml;n&uuml;k tamamen teknik olan bu s&uuml;recin, &ccedil;irkin bir şekilde bir siyasal &ouml;&ccedil; olarak değerlendirilmesi ya da hocalarımızın ve &ouml;ğrencilerin hayatlarının alt&uuml;st olacağı gibisinden bir takım yaklaşımlar ortaya konulması ve bunun aslında hem oranın y&ouml;netim kurulu tarafından yapılan a&ccedil;ıklamalarla hem de Cumhuriyet Halk Partisi heyetlerinin o &uuml;niversitenin y&ouml;netimine yaptığı ziyaretlerde h&uuml;k&uuml;metimizi, partimizi, Cumhurbaşkanımızı su&ccedil;layan a&ccedil;ıklamaları karşısında bizim de bir şey s&ouml;ylememiz gerekiyor. Normalde siyasetin aslında girmeyeceği, mesafeli duracağı bir konuydu. İlgili kurumların gerekli a&ccedil;ıklamayı yaptığını hatırlatan &Ccedil;elik, &Uuml;niversitedeki hocalarımızın ve &uuml;niversitenin ilmi birikimine h&uuml;rmetimiz b&uuml;y&uuml;kt&uuml;r. Hi&ccedil;bir şekilde bu &uuml;niversitenin ilmi birikiminin heba edilmesi gibi bir şey s&ouml;z konusu değildir. Aynı şekilde burada okuyan &ccedil;ocukların, hi&ccedil;bir şekilde herhangi bir haktan mahrum edilmeleri, eğitim ve &ouml;ğretim hayatlarının o &uuml;niversite &ccedil;er&ccedil;evesinde devam etmesinin engellenmesi diye bir şey s&ouml;z konusu değildir. diye konuştu. &Ouml;mer &Ccedil;elik, bir &uuml;niversiteyi yok etmekle su&ccedil;landıklarını dile getirerek, şunları kaydetti: Cumhuriyet tarihinde en &ccedil;ok &uuml;niversite a&ccedil;mış, h&uuml;k&uuml;met uygulamalarına imza atmış kişi Cumhurbaşkanımızdır, h&uuml;k&uuml;metlerimizdir. &Uuml;niversite konusuna ne kadar &ouml;nem verdiğimiz biliniyor. Bir &uuml;niversiteyi yok etmek değil, biz sadece ihya ederiz ve yaşatırız ama ortada bir durum var. Cumhurbaşkanımızın, başbakanlığı d&ouml;neminde bu &uuml;niversiteye bir arsa tahsis edilmiş. Bununla ilgili klas&ouml;rlerce dosya var. &Ccedil;eşitli a&ccedil;ıklamalar da yapıldı, teknik tarafını bilenler biliyor. Tamamen olayın hi&ccedil;bir siyasi tarafı olmamasına rağmen bu bir şekilde &uuml;niversite y&ouml;netimi tarafından, &uuml;niversite y&ouml;netiminden birilerinin yaptığı basın a&ccedil;ıklamaları ve Cumhuriyet Halk Partisi heyetinin yaptığı basın a&ccedil;ıklamalarıyla bir siyasal s&uuml;rece d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Siyasal bir elbise giydirilmeye, siyasal bir renk verilmeye, siyasal bir kılıf uydurulmaya &ccedil;alışılmıştır ama kimse bu gerek&ccedil;eleri g&ouml;rm&uuml;yor, s&uuml;reci g&ouml;rm&uuml;yor. Arazinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın, cumhurbaşkanı olmasından sonra Başbakanlık&ccedil;a tamamen bu &uuml;niversiteye hibe edildiğini a&ccedil;ıklayan &Ccedil;elik, şunları s&ouml;yledi: Bu cumhuriyet tarihinde olmamış bir şey. Tahsis başka bir şey, hibe edilmesi ve m&uuml;lkiyetin devredilmesi bambaşka bir şey. Hi&ccedil;bir &uuml;niversiteye yapılmamış bu ve bilabedel yapılıyor. İlgili kanunlara ve uygulamalara da aykırı. &Uuml;niversitenin bankadan kredi almak i&ccedil;in sadece tahsil edilmesi gereken bir araziyi daha sonra kendisine hibe edildikten sonra Cumhurbaşkanımızın tahsis ettiği bu durumu bir m&uuml;lkiyet ve bilabedel bir devre d&ouml;n&uuml;şt&uuml;r&uuml;yorlar. Bunu bankaya teminat olarak g&ouml;sterip, bankadan kredi alıyorlar. Yani olmayan bir uygulamadan usule aykırı bir işlemden bankadan kredi almaya giden bir s&uuml;re&ccedil; s&ouml;z konusu. O d&ouml;nemde Mimarlar Odası dava a&ccedil;ıyor. Burada bu dava s&uuml;re&ccedil;leri, ilgili mahkemelerden ve Danıştay dan ge&ccedil;erek yoluna devam ediyor ama m&uuml;lkiyetin devredilmesi aykırı bir işlem, aynı şekilde devredilmiş bir m&uuml;lkiyetin bankaya teminat olarak g&ouml;sterilip, burada bir kredi istenmesi aykırı bir işlem. Daha sonra bu bor&ccedil;lar &ouml;denemeyince bunu &ouml;ğrenci gelirleriyle &ouml;deriz deyip, &ouml;ğrenci sayısının artırılmasıyla ilgili birtakım başvurular yapılıyor. Neticede Danıştay burada haksız bir m&uuml;lk edinme sonucuna varıyor. Bu kararın arkasından banka yeni fiili duruma g&ouml;re harekete ge&ccedil;iyor. Harekete ge&ccedil;erken Mevcut durumda sizin taahh&uuml;tlerini yerine getirmeniz bu finansmanı sağlamanız ne şekilde olacaktır. diye s&ouml;yl&uuml;yor. Bankanın yaptığı standart bir uygulama olarak bir ihtiyati tedbir noktasına doğru gidiyor. &Ouml;ğrenci ve hocaların mağdur olması s&ouml;z konusu değil Burada siyasal &ouml;&ccedil;ten bahsedildiğini ifade eden &Ccedil;elik, Kul&uuml;plere yapıldı buralara neden yapılmıyor? sorusunun sorulduğunu dile getirdi. Herhangi bir şekilde &ouml;ğrencilerin ve hocaların mağdur olmasının s&ouml;z konusu olmadığına dikkati &ccedil;eken &Ccedil;elik, meselenin, herhangi bir şekilde hocalara, &ouml;ğrencilere, &uuml;niversitenin akademik ve bilgi birikimine d&ouml;n&uuml;k olmadığına işaret etti. &Ccedil;elik, durumun &uuml;niversitenin yanlış y&ouml;netilmesinden veya y&ouml;netilememesinden kaynaklanan bir mesele olduğuna işaret ederek, ş&ouml;yle devam etti: Mesele sadece y&ouml;netimle ilgili meseledir. Dolayısıyla burada hami &uuml;niversite, bu &uuml;niversitenin y&ouml;netimini ve bor&ccedil;larını devralacaktır. &Uuml;niversitenin akademik birikimi ve entellekt&uuml;el birikimi korunacak. &Uuml;niversite &ouml;ğrencilerinin eğitim &ouml;ğretim hayatında bir aksama olmayacak. Şimdi biz acaba yeterince bilgili değiller mi diye iyi niyetle d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. &Uuml;niversitede ders veren bazı hocalarımızın yaptığı &ouml;yle a&ccedil;ıklamalar var, sanki bu &uuml;niversite ortadan kaldırılıyor, sanki bu &uuml;niversite imha ediliyormuş gibi. Bir &uuml;niversite meselesinin bu şekilde siyasallaşmasından da fevkalade muzdaribiz. Bu kadar &uuml;niversite a&ccedil;mış Cumhurbaşkanımıza d&ouml;n&uuml;k olarak, h&uuml;k&uuml;metlerimize, partimize d&ouml;n&uuml;k olarak kullanılan bu ifadeler tamamen yanlıştır, kınanması gereken ifadelerdir. Esasında burada kamu bir y&uuml;k almaktadır. Yani &uuml;niversitenin yanlış y&ouml;netilmesinden doğan zaafı gidermek i&ccedil;in bor&ccedil;ları kapatmak, bu bor&ccedil;ları devralarak bir y&uuml;k almaktadır. AK Parti S&ouml;zc&uuml;s&uuml; &Ouml;mer &Ccedil;elik, Bundan sonrasında d&uuml;zenleme mekanizması Y&Ouml;K t&uuml;r. Hami &uuml;niversite, Marmara &Uuml;niversitesidir. Burada siyasallaştıran taraf &uuml;niversite y&ouml;netiminin siyaseti su&ccedil;layan a&ccedil;ıklamaları ve CHP y&ouml;netiminin bu ziyaretten sonra yaptığı a&ccedil;ıklamalardır. ifadesini kullandı. TANAP T&uuml;rkiye nin nasıl bir enerji k&ouml;pr&uuml;s&uuml; olduğunu g&ouml;steren bir projedir Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı nın (TANAP) a&ccedil;ılışının ger&ccedil;ekleştirildiğini anımsatan &Ccedil;elik, Bu, T&uuml;rkiye nin nasıl bir enerji k&ouml;pr&uuml;s&uuml; olduğunu, enerji &uuml;zerinden nasıl bir barış k&ouml;pr&uuml;s&uuml; olduğunu g&ouml;steren &ccedil;ok &ouml;nemli bir projedir. Avrupa ile Asya yı birbirine bağlayan stratejik bir denklemdir bu. ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ın a&ccedil;ılışta TANAP ile T&uuml;rkiye nin enerji ihtiyacının yanı sıra Avrupa nın enerji arz g&uuml;venliğinin de sağlanmış olacağını belirttiğini ifade eden &Ccedil;elik, Bir kere daha g&ouml;r&uuml;lmektedir ki burada ortaya konulan bu yaklaşım &ccedil;er&ccedil;evesinde Avrupa ya gidecek enerji koridoru, T&uuml;rkiye nin bu g&uuml;venli yaklaşımı sayesinde Avrupa nın enerji ihtiyacını karşılayacak şekilde değerlendirilmiştir. diye konuştu. &Ccedil;elik, TANAP ile doğal gazın, T&uuml;rkiye de 20 il, 67 il&ccedil;e ve 600 k&ouml;yden ge&ccedil;erek Avrupa ya ulaştığına işaret ederek, ş&ouml;yle devam etti: Avrupa nın bir kere daha T&uuml;rkiye den ayrı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lemeyeceği, Avrupa nın bir kere daha hem g&uuml;venlik ihtiyacının hem ekonomik ihtiya&ccedil;larının, &ouml;zellikle enerji arzı ihtiyacının T&uuml;rkiye ye bağlı olduğu ve T&uuml;rkiye nin buna pozitif katkı yaptığı net bir şekilde g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. Tabii bunun, yapımı halen devam eden Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı na (TAP) bağlanmasıyla Avrupa gaz sevkiyatının başlaması TAP ın tamamlanmasıyla ger&ccedil;ekleşecek. 2020 yılında da TAP ın tamamlanması bekleniyor. Biliyorsunuz, TANAP ın temeli 2015 te Cumhurbaşkanımız, Azeri mevkidaşı ve G&uuml;rc&uuml; mevkidaşı tarafından atılmıştı. Bu kadar kısa zaman i&ccedil;erisinde tamamlandı, hayata ge&ccedil;ti. Dolayısıyla projelerden biri bitiyor, biri başlıyor. &Ouml;zellikle enerji konusunda d&uuml;nyadaki savaşları dikkate alırsak burada T&uuml;rkiye nin nasıl olumlu bir yaklaşım i&ccedil;erisinde olduğu da net bir şekilde g&ouml;r&uuml;lm&uuml;ş oluyor. Gelecek yıl 10 milyar metrek&uuml;p Avrupa ya ihra&ccedil; edilecek TANAP ın 6,5 milyar dolara mal olduğunu, Şahdeniz Doğal Gaz Sahası nda &uuml;retilen Azerbaycan ın doğal gazının, T&uuml;rkiye &uuml;zerinden Avrupa ya taşınmasının enerji denkleminde yeni bir aşamaya ge&ccedil;ilmesi olduğunu anlatan &Ccedil;elik, Gelecek yıl 10 milyar metrek&uuml;p Avrupa ya ihra&ccedil; edilecek, kalan 6 milyar metrek&uuml;p ise T&uuml;rkiye i&ccedil;in ayrılacak. Ek yatırımlarla TANAP ın kapasitesinin &ouml;nce 24, ardından 31 milyar metrek&uuml;pe &ccedil;ıkması planlanıyor. şeklinde konuştu. &Ouml;mer &Ccedil;elik, t&uuml;m bu stratejik yatırımlarla T&uuml;rkiye nin hem d&uuml;nyada hem de b&ouml;lgesinde &ouml;nemli bir g&uuml;&ccedil;, &ouml;nemli bir enerji koridoru ve enerji merkezi olduğunu g&ouml;sterdiğini ifade ederek, Aynı zamanda da b&ouml;lgesel barışa, b&ouml;lgesel istikrar ve refaha verdiği &ouml;nemi de g&ouml;stermektedir. &Ouml;nemli bir gelişme olacak yeni yılda, ocak ayında Rusya ile T&uuml;rkAkımı doğalgaz boru hattının a&ccedil;ılışı yapılacak. T&ouml;rene Sayın Putin de katılacak. bilgisini verdi. Her bir tuğla şiddeti arttıran bir adımdır İsrail Savunma Bakanı Naftali Bennett in, işgal altındaki Filistin in Batı Şeria b&ouml;lgesindeki El-Halil kentinde yeni bir yerleşim yeri kurulması i&ccedil;in projenin başlatılma planını onayladığını anımsatan &Ccedil;elik, projenin &ccedil;ok k&ouml;t&uuml; bir neticesi olduğunu ve Filistinlilere ait El-Hisbe deki konutların yıkılması gerekeceğini s&ouml;yledi. &Ccedil;elik, Filistinlilere ait konutların yıkılmasıyla zor şartlarda yaşayan insanların daha zor koşullara mahkum edileceğine dikkati &ccedil;ekerek, şunları kaydetti: Hem de uluslararası hukuka aykırı bir şekilde, iki devletli &ccedil;&ouml;z&uuml;m projesinin mantığına aykırı bi&ccedil;imde yeni yerleşim yerlerini hayata ge&ccedil;irecekler. Daha &ouml;nce s&ouml;ylemiştim, bu işgal altındaki kanunsuz b&ouml;lgelere yapılan her yeni yerleşim, yerine konulan her bir tuğla şiddeti arttıran bir adımdır. Buraya konulan her bir tuğla, iki devletli &ccedil;&ouml;z&uuml;m projesini ortadan kaldıran bir yaklaşımdır. Bu mahallenin kurulmasıyla El-Halil deki Harem-i İbrahim in &ccedil;evresindeki yerleşim birimleri de coğrafi olarak birleştirilmiş olacak. Bu coğrafi birleştirme ne anlama geliyor? Harem-i İbrahim in i&ccedil;inde bulunduğu Eski Şehir b&ouml;lgesinde yaşayan Filistinliler zaten zor durumdalar, zaten İsrail askerinin zulm&uuml; altında, s&uuml;rekli taciz ve hakaret altında yaşıyorlar. Onların hayatları daha da sıkıntılı hale gelecek. El-Halil de yaklaşık 100 tane kontrol noktası var, bu yeni aşamayla birlikte de maalesef burada uygulanan zul&uuml;m artmış olacak. Daha &ouml;nce Sayın Cumhurbaşkanımız ifade etmişti, ABD Başkanı nın Kud&uuml;s &uuml;n başkent yapılmasıyla ilgili olarak, şimdiye kadarki Amerikan politikasını terk etmesi ve bunun neticesinde bir tablonun ortaya &ccedil;ıkması maalesef İsrail i olumsuz y&ouml;nde cesaretlendirmiştir. Bazıları bunun iki devletli &ccedil;&ouml;z&uuml;me katkıda bulunacağını s&ouml;yl&uuml;yordu. O zaman Cumhurbaşkanımızın uyarıları bunun tam tersi y&ouml;nde bir etki yaratacağı y&ouml;n&uuml;ndeydi, bu bir kere daha g&ouml;r&uuml;lm&uuml;şt&uuml;r. İsrail in, daha marjinal bir politika izlemeye başladığına değinen &Ccedil;elik, şu değerlendirmelerde bulundu: 1967 de İsrail in işgal ettiği Batı Şeria da 252, işgal altındaki Doğu Kud&uuml;s te 13 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi vardır. Bu yerlerde 600 binden fazla maalesef yerleşimci yaşamaktadır. Filistinlilerden gasp edilen yerlerdir bunlar. T&uuml;m uluslararası toplum bunu yasadışı ilan ederken, bu yasa dışı ilan ettiği konularda uluslararası toplumun g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir adım atmaması neticesinde giderek buradaki zul&uuml;m şiddetlenmektedir. &Ccedil;elik, İsrail ile Filistin arasındaki barış g&ouml;r&uuml;şmelerinin anlamını ortadan kaldıracak gelişmelere imza atıldığını, yapılanların a&ccedil;ık bir işgal ve zul&uuml;m olduğunu, uluslararası toplumun sesini daha &ccedil;ok y&uuml;kseltmesi gerektiğini vurguladı. &Ccedil;evre hassasiyeti neticesinde meydana gelmiştir &Ccedil;elik, Merkez Y&uuml;r&uuml;tme Kurulu (MYK) toplantısı devam ederken gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan ın termik santrallere filtre takılmasını erteleyen yasayı veto etmesinin ardından s&uuml;recin nasıl işleyeceğine ilişkin soru &uuml;zerine &Ccedil;elik, konunun bu karar doğrultusunda yeniden ele alınacağını s&ouml;yledi. &Ccedil;elik, Erdoğan ın &ccedil;evre konusundaki hassasiyeti dolayısıyla s&uuml;recin bu noktaya geldiğini vurgulayarak, Devlet her şeyi y&uuml;klenecek olsaydı bu veto ger&ccedil;ekleşmezdi. Cumhurbaşkanımızın bu vetosunun doğal mantığı, şirketlerin &ccedil;evrenin korunmasına d&ouml;n&uuml;k hassasiyetleri yerine getirecek uygulamaları hayata ge&ccedil;irmesidir. Bu, Cumhurbaşkanımız tarafından imza atılan ilk vetodur ve bu da bir &ccedil;evre hassasiyeti neticesinde meydana gelmiştir. diye konuştu. Erdoğan ın yasayı veto etmesinin arka planıyla ilgili MYK ye kapsamlı bir değerlendirme yaptığını aktaran &Ccedil;elik, konuya y&ouml;nelik hassasiyetin korunması noktasında bakanlar, milletvekilleri ve partililere talimatı olduğunu bildirdi. Milletimiz de bu yetkiyi anayasayla vermektedir CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, anayasanın mevcut metninin kuvvetler ayrılığını getirmediğini ve T&uuml;rkiye nin bu anlamda mevcut sistemde bir anayasasının olmadığını s&ouml;yledi. Bu a&ccedil;ıklamayı nasıl değerlendirirsiniz? sorusu &uuml;zerine ise &Ccedil;elik, bir siyaset&ccedil;inin bu ifadeleri dile getirmesi durumunda partisi, milletvekilleri veya TBMM deki parti grubunun meşruiyetini ortadan kaldırmış durumunda olduğunu ifade etti. &Ccedil;elik, siyasette eleştirinin demokratik bir hak olduğunu hatırlatarak, T&uuml;rkiye nin anayasası vardır. T&uuml;rkiye deki b&uuml;t&uuml;n kurumlar milletimizin verdiği yetkiyle meşruiyete sahiptir. Milletimiz de bu yetkiyi anayasayla vermektedir. ifadesini kullandı. CHP li b&uuml;y&uuml;kşehir belediye başkanlarının kamu bankalarından kredi alamadığı iddiasına y&ouml;nelik soruya karşılık &Ccedil;elik, bu durumun sebebinin bankaların &ouml;zerk işleyişine bağlı olduğunu ve herhangi bir siyasi değerlendirme yapılmasının doğru olmadığını aktardı. &Ccedil;elik, bu iddianın toptancı bir yaklaşım olduğunu, AK Partili belediyelerin de faaliyetler kapsamında bakanlıklardan &ccedil;eşitli taleplerinin bulunduğunu ve bunların bazılarının karşılanmadığını anlattı. Adil &Ouml;ks&uuml;z &uuml;n nerede olduğunun s&ouml;ylenmesi doğru olmaz İ&ccedil;işleri Bakanı S&uuml;leyman Soylu nun, FET&Ouml; n&uuml;n s&ouml;zde TSK imamı Adil &Ouml;ks&uuml;z &uuml;n nerede olduğunu bildiklerine ilişkin a&ccedil;ıklamasını değerlendiren &Ccedil;elik, ş&ouml;yle konuştu: Tabii ki yer s&ouml;yleyemeyiz, bir değerlendirmede bulunamayız ama Bakanımızın ortaya koyduğu irade şudur. FET&Ouml; ye d&ouml;n&uuml;k m&uuml;cadelede herhangi bir tavsama yoktur. Bunlarla ilgili olarak aranan, peşinde olduğumuz kim varsa d&uuml;nyanın neresinde biliyoruz. Ele ge&ccedil;irmeye &ccedil;alışıyoruz, iade edilmesini sağlamaya &ccedil;alışıyoruz. Gayretlerimiz, bu &ouml;rg&uuml;t tamamen bitene kadar, devletin damarlarından değil kılcal damarlarından tamamen temizlenene kadar s&uuml;recektir. Bununla ilgili bir iradedir. O bilginin tabii ki bir devlet bilgisi olarak, orada y&uuml;r&uuml;t&uuml;len m&uuml;cadelenin hassasiyeti bakımından s&ouml;ylenmesi doğru olmaz. Baştan aşağı yalan bir haberdir &Ccedil;elik, Ankara B&uuml;y&uuml;kşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ın avukatlık yaptığı d&ouml;nemde senetle m&uuml;kerrer tahsilat yapmaya &ccedil;alıştığı iddiasıyla a&ccedil;ılan davanın tarafı Necmettin Kesgin e saygın bir iş adamı dediği iddiasına y&ouml;nelik soru &uuml;zerine şu değerlendirmede bulundu: Bahsettiğiniz ikinci kısım yalan, belli bir gazete ve grup tarafından yapılıyor. Biliyorsunuz se&ccedil;im d&ouml;nemi &ouml;ncesiydi. Saygın bir iş adamı gibisinden değerlendirme yapmadık. Hatta dedik ki biz bu meselede taraf değiliz. Biz kimseyi tanımıyoruz, davalık olan taraflar birbirini tanıyor. Zaten Sayın Yavaş da bizim b&ouml;yle bir ifade kullanmadığımızı a&ccedil;ık bir şekilde s&ouml;yledi. Kullandığımız ifade şudur, bir vatandaşın b&ouml;yle bir iddiası var, b&ouml;yle s&ouml;yl&uuml;yor, bir vatandaş bu şekilde g&uuml;ndeme getiriyor. Biz tarafları tanımıyoruz. Saygın iş adamı ifadesini kullandınız diyerek manip&uuml;lasyon yapıyor. Baştan aşağı yalan bir haberdir. Edirne Cumhuriyet Başsavcılığının, Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ın sağlık durumuyla ilgili a&ccedil;ıklamasını değerlendiren &Ccedil;elik, Başsavcılık tarafından yapılan a&ccedil;ıklamaya itibar edilmesi gerektiğini ve bir gelişme olması durumunda Adalet Bakanlığı tarafından a&ccedil;ıklama yapılacağını bildirdi. AA

Çelik: Termik santrallere filtreyi erteleyen yasayı Cumhurbaşkanımız veto etti

AK Parti Sözcüsü Çelik, termik santrallere filtre takılmasını erteleyen yasanın Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından doğru bulunmadığını ve veto edildiğini söyledi

Öne Çıkanlar