Advertisement
HABERLER ABONE OL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomist ve akademisyenlerle sohbet toplantısı gerçekleştirdi.

Erdoğan toplantıda "Kur inişini, hassas, sanayici ve ihracatçıyı ürkütmeden yürütmek gerek. Kur indi diye daha da indirelim telaşına kapılmamak lazım." mesajı verdi. Erdoğan Dövizde olduğu gibi Türkiye'nin risk primi üzerindeki köpüğün de gideceğini belirtti.

Erdoğan kripto yasasının da hazır olduğunu, yakında meclise geleceğini söyledi.

Toplantıda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben bankacılık sektörünün yabancı para net genel pozisyonunun 4 milyar dolar artıda olduğunu belirtti.

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Başkanı Alpaslan Çakar “Kamu bankalar müşteri işlem dışında açık pozisyon ile döviz satışı yapmıyor" diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu da toplantıda iki ülke ile iki hafta içinde swap anlaşmasının sonuçlandırılabileceğini söyledi.

Toplantı öncesi fiyat indirimi çağrısı yapmıştı

İstanbul’daki Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde yapılan toplantı öncesi Erdoğan kısa bir konuşma gerçekleştirmişti.

Konuşmada Erdoğan'ın öne çıkan ifadeleri şunlar oldu:

Mayıs 2013 faiz, yüzde 4,5'e kadar indirdiğimiz dönem, enflasyon 6,51'e kadar düştü. Arkadan Gezi olayları patladı. Bu manevramızı hazmedemeyen güçler bu adımı attılar. Burada bir konu daha var, biz göreve geldiğimizde IMF'ye olan borç 23,5 milyar dolardı. Mayıs 2013'te IMF'ye olan borcu bitirdik. IMF'ye borcumuz olmadığı gibi herhangi bir kontağımız da yok.

Nisan 2013'te, TCMB 'nin döviz rezervi 135.243 milyar dolardı. Sonra bir iniş yaşandı en düşük nokta ise Eylül 2020'de 83.517 milyar dolar. Ondan sonra tekrar toparlanma dönemine geçtik. Bu toparlanmayla geldiğimiz nokta tekrar bugün itibariyle 115 milyar doların üzerindeyiz. Çok daha iyi bir konuma gelecek.

"Türkiye her alanda ihtiyacı olan altyapıya sahiptir"

Tüm veriler altyapının hazır olduğuna işaret ediyor. Amacımız bu güçlü altyapı üzerinde ülkemizi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokmaktır. Küresel ekonominin iplerini ellerinde tutan ülkeler 2008 krizinden beri ciddi bir bocalama içindedir.

Gelişmiş ülkeler bir yandan kendi aralarında mücadele ederken diğer yandan da gelişmekte olan ülkelerin pastadan aldıkları payın artışını engellemenin peşinde. Pandemi bu tablonun net görülmesini sağladı. Salgınla daha da artan süren para arzı pek çok sorunu beraberinde getirdi.

Uzak Doğu ile Avrupa arasındaki en önemli üretim, lojistik insan gücü olduğumuz gerçeğini sadece biz değil herkes biliyor. Ekonomi politikasında tarihi bir değişim başlattık. Bu değişim uzunca bir süre devam etmektedir. Klasik ekonomi anlayışını yüksek faizle enflasyonu kontrol altında tutma anlayışını bir kenara bıraktık. Bunun yerine istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla ülkeyi büyütme temelli bir ekonomi politikasına yöneldik. Böyle büyük bir değişim kolay olmuyor. Her şeyden önce bu tercihin beraberinde getirdiği pek çok risk ve soru işareti var.

Son 9 yıldır ülkemizin kesintisiz maruz kaldığı siyasi, sosyal, askeri tehditlerin içinde zaten bulunan ekonomik boyut 2018'den sonra ilk sıraya çıkmıştır. Türkiye'yi başka bir şekilde dize getiremeyeceklerini görenler tüm imkanlarını ekonomi alanlarına yöneltimiştir. Önümüzdeki fırsatlar öyle büyük ve tarihi ki bu riskleri göze almaya değdiğine inanıyoruz

"Fiyatlar aynı hızla inmeli"

Ekonomi politikasında tarihi bir değişim başlattık. Bu değişim yeni de başlamamıştır.

Yüksek faizle enflasyonu kontrol altında tutma anlayışını terk ettik.

Yatırım, ihracat, istihdam, cari fazla ile ekonomiyi büyütme yoluna gittik.

Dövizdeki dalgalanmayı faizleri yükselterek durdurmayı önerenlerin olduğu bir sır değil. Hatta kendi aramızda da böyle konuşan arkadaşlar oldu.

Açıkladığımız paket ile kurun üzerindeki köpüğün neredeyse bir günde ortadan kalktığını gördük.

Ekonomimizin üretim ve istihdam tarafında işler mükemmel gitmektedir.

Finans kısmındaki dengeyi oturttuğumuzda yaz aylarıyla birlikte ülkemizin başka bir ekonomik iklime girdiğini göreceğiz.

Milletime, sanayicilere ve esnaflara sesleniyorum. Günde birkaç kez fiyat etiketi değiştirenlerin millet adına takipçisi olacağız. Bu milleti sömürmeye kimsenin hakkı yok.

Dolar yükselirken fiyatları yükseltenlerin kur düşerken de aynı hızda fiyatları indirmesini bekliyoruz.

Fiyat indirimleri gerçekleşmezse, Hazine ve Maliye Bakanlığımız ile Ticaret Bakanlığımız bunun üzerine gidecekler.

İhracatçıların stabil kur beklentisinde olduğunu tekrarlayan Eskinazi, “İhracatçılarımızın şu anda yaşadığı zorluklardan bir diğeri de krediye ulaşma zorluğu. İhracatçılar bu ortamda sipariş almada tedirginlik yaşıyor, sipariş alsa da nasıl üretip teslim edeceğini öngöremiyor. İhracata dayalı büyüme stratejimiz 2022 yılında olumsuz etkilenecek. 2022 yılında, 2021 yılını arar duruma düşeceğiz” şeklinde konuştu.

Piyasada yüksek kurlar nedeniyle iğneden ipliğe zam olduğuna dikkati çeken Eskinazi sözlerini şöyle tamamladı: “Yüksek kur nedeniyle yapılan zamlar geri alınmıyor. Devlette akaryakıt fiyatlarında beklenen indirimini ÖTV’ye yansıttı. Piyasalar bunu baz alıyor. Devletin uygulamasının arkasına sığınılıyor.”

Enflasyon ekonomide istikrarı olumsuz etkiliyor

Her sektörden ihracatçılarla istişare yaptıklarını anlatan Eskinazi, döviz kurlarında kısa sürede bir stabilleşme olmazsa ve finansmana erişimde faizler gerilemezse 2022 yılı için her sektörün ihracat rakamlarını eksi yönlü revize eder noktaya geldiklerini, yüksek enflasyonun ekonomik istikrarı olumsuz etkilediğini, enflasyonun kontrol altına alınamadığı ve piyasalara güven tesis edilemediği takdirde ekonomik dalgalanmalarla çok sık karşılaşılacağı tespitini sözlerine ekledi.

“Emek-yoğun sektörler istihdam kaybı yaşar”

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı, Ege Maden İhracatçıları Birliği Başkanı Mevlüt Kaya, “Ülkemizde ihracata dayalı büyüme modeli benimsenmiş durumda. Yatırımları durduracak, istihdamı azaltacak, üretimi düşürecek, ihracatı engelleyecek hiçbir adımın atılmasına izin verilmeyeceğini biliyoruz. Ancak, son günlerde oluşan piyasa koşulları bunu zorluyor. Hem asgari ücretteki artış nedeniyle artan beklenti karşısında bir istihdam bunalımı yaşanıyor hem de kurun yükselmesiyle arka arkaya emtia fiyatlarına gelen zamlarla mücadele ediyoruz. Bu şartlarda istihdam olumsuz etkilenir, biz emek yoğun bir sektörüz. Acil önlem alınmasını ve kurdaki hareketliliğin durulmasını, yüksek kurlardan oluşan fiyatların bugünkü kur seviyelerine uyumlu olarak geri gelmesini istiyoruz” dedi.

“Dövizdeki aşırı dalgalanma bütün sektörleri felç ediyor”

Dövizdeki aşırı dalgalanmanın tüm sektörleri felç ettiğine işaret eden Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı, Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Birol Celep, “İstikrarın olmadığı bir yerde güven oluşamaz, güvenin olmadığı bir yerde de hayat devam edemez. Bütün bu değişkenler, belirsizlik ortamı ihracatçının omzunda koca bir yük. Biz bu yükleri yüksek kurla tolere edebiliyorduk şimdi bu da elimizden gitti. Pazartesi 17,3 olan kur, bugün bu açıklama yapılırken 11,4 seviyelerine geldi. Bunun üstesinden gelebilecek bir sektör yok. Tüm bu yaşananlar ihracat sektörünün büyük bir darbe alması demek.” diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 3 Aralık'ta satım yönünde yapılan ikinci döviz müdahalesinde 504 milyon dolar sattığını açıkladı.

Merkez Bankası ayrıca Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası’nda da yaklaşık 51 milyon dolarlık işlem gerçekleştirmişti.

Daha önce Bloomberg HT’ye konuşan kaynaklar, Merkez Bankası'nın ilk doğrudan müdahale ile spot piyasaya yaklaşık 700 milyon dolarlık döviz satışı gerçekleştirdiğini belirtmişti. Öğlen yapılan ilk müdahale sırasında 500 milyon dolara yakın olan işlem büyüklüğü, öğleden sonra piyasanın sakinleşmesinin ardından yaklaşık 200 milyon dolar olarak devam etmişti.

TCMB aynı hafta 3 Aralık'ta döviz piyasasına ikinci müdahaleyi de gerçekleştirmişti. Bloomberg HT'ye konuşan kaynaklar ikinci müdahalede toplamda 300 milyon dolarlık, üçüncü müdahalede 500 milyon dolarlık, dördüncü müdahalede 2,5 milyar dolarlık ve beşinci müdahalede ise 2 milyar dolarlık satış yapıldığını belirtmişti.

Avrupa’da doğalgaz fiyatları, kıtaya gelen LNG kargolarındaki artış sonrasında megavatsaat başına 100 euronun altına geriledi. Hollanda 1 ay vadeli doğalgaz gösterge fiyatı 21 Aralık’ta megavatsaat başına 180 euroya kadar tırmanmıştı.

Bloomberg’in derlediği verilere göre perşembe günü itibariyle en azından 15 kargo gemisi Avrupa’ya doğru yola çıktı.

Rusya’nın Yamal üzerinden Almanya’nın Mallnow kompresörüne aktardığı doğalgaz miktarı pazar gününden beri yarıya inmişti. Avrupa’da bu hafta havaların soğuması ve doğalgaz aktarımının azalmasıyla enerji piyasasındaki kriz giderek derinleşmişti.

Almanya’da yer alan ve Yamal-Avrupa boru hattının son bulduğu Mallnow kompresörünün yüzde 30 kapasitesi geçen hafta seri olarak yapılan ihalelerle Gazprom tarafından ayırtılmıştı. Fakat Gazprom pazar gününden beri Yamal üzerinden aktardığı gaz miktarını yarıya indirerek 35 milyon metreküpten 17 milyon metrekübe düşürdü. Aktarılan doğalgaz miktarı çarşamba günü 9,25 milyon metrekübe kadar geriledi.

Rusya’nın Yamal üzerinden aktardığı doğalgazın miktarı en son Ekim ayı sonu ve Kasım başında bu seviyelere gerilemişti. Bu süreçte doğalgaz fiyatları megavatsaat başına 64 eurodan 76 euroya çıkmıştı.

Borsa İstanbul ve Türk lirası arasındaki 30 günlük korelasyon yılın son çeyreğinde 3 yılın ardından ilk defa tersine döndü. Kur korumalı vadeli TL mevduatının açıklanması Türk lirasını desteklerken borsadaki düşüş devam etti.

Ekim ve Kasım ayında Türk lirası dolar karşısında değer kaybederken Borsa İstanbul ise 6 Ekim'den 16 Aralık'a kadar yüzde 60'tan fazla yükseliş kaydetmişti.

BIST 100 Endeksi 16 Aralık’taki zirvesinden yüzde 20’den fazla gerilerken hafta başından bu yana yüzde 13 civarında düşüşle son 5 yıldaki en büyük haftalık kaybına doğru ilerliyor.

Dolar/TL , pazartesi günü kabine toplantısı öncesinde 18 seviyesini aşarak rekor kırdıktan sonra TL’yi özendirici önlemlerin açıklanmasıyla gerileyerek 12,27 seviyesine kadar düşmüştü.

Dolar kuru salı günü sabah saatlerinde yüzde 14'ten fazla düşüşle 11,09 seviyesini test ettikten sonra yeniden yükselişe geçerek 14 seviyesinin üzerine çıkmış, 14,37 ile salı günü gün içi zirvesini görmüştü.

Dolar kuru pazartesi günkü zirvesinden yüzde 30’dan fazla gerileyerek cuma sabah saatlerinde 11,55 seviyesinde işlem görüyordu.

Hazine ve Maliye Bakanlığı kur korumalı TL vadeli mevduatlara ilişkin yayımladığı açıklamasında söz konusu ürüne en yüksek uygulanabilecek faiz oranını açıkladı.

Buna göre bankalarca uygulanacak azami faiz oranı politika faizinin 300 baz puan üstünde belirlenebilecek. Azami faiz oranı Bakanlık tarafından güncellenebilecek ve güncelleme tarihi ile sonrasında açılacak hesaplar için geçerli olacak.

TCMB'nin politika faizinin yüzde 14 olduğu düşünüldüğünde bankaların uygulayabileceği azami faiz yüzde 17'ye karşılık geliyor.

Daha önce açıklandığı gibi üründe en düşük faiz ise TCMB'nin politika faizi seviyesinde olacak.

Açıklamaya göre üründen Türkiye'de yerleşik gerçek kişiler faydalanabilecek. Uygulamadan birden fazla kez yararlanılması mümkün olacak ve alt-üst limit olmayacak.

Hesap vade öncesi kapatılırsa ne olacak?

Vade sonunda kur farkı desteğinin tamamı hesap sahibine aynı gün ödenecektir. Vade sonunda kur
farkından kaynaklı bankalara ödeme yapılması gerekmesi halinde, bankalar tarafından ödenecek tutara ilişkin talepler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na iletilecek. Hazine tarafından ödenecek kısım Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından bankalara aynı gün aktarılacak.

Vadeden önce hesabın kapatılması halinde; hesabın kapatıldığı tarihte saat 11:00’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca ilan edilen kurun vade başında esas alınan kurdan yüksek olması durumunda Hazine tarafından kur farkına ilişkin ödeme yapılmaz.

Vadeden önce hesabın kapatılması halinde; hesabın kapatıldığı tarihte saat 11:00’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nca ilan edilen kurun vade başında esas alınan kurdan düşük olması durumunda, hesabın vadeden önce kapatıldığı tarihte saat 11:00’de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından ilan edilen döviz alış kurundan hesap bakiyesi güncellenir.

Aradaki fark banka tarafından Hazineye aktarılmak üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın ilgili TL hesabına aktarılır.

Bitcoin, finansal piyasaların genelindeki olumlu havayla beraber 51 bin doların üzerine tırmanarak son iki haftanın en yüksek seviyesine çıktı.

Son iki günde yüzde 4’e yakın yükseliş kaydeden kripto para cuma günü 51 bin 524 dolara kadar ulaşırken, en büyük ikinci kripto para olan Ether 4 bin 100 dolara yaklaştı.

Baird Yatırım Stratejisti Ross Mayfield, Bitcoin’i beta riski yüksek bir varlık olarak gördüğünü belirterek “Risk iştahı yükseldiğinde Bitcoin aşırı yükseliyor, risk iştahı düştüğünde ise aşırı düşüyor. Tamamen böyle bir korelasyon yok ama Bitcoin’in oynaklığa karşı hedge olmadığını söyleyebilirim” dedi.

Bitcoin yatırımcıları 51 bin dolarlık dirençten sonra 53 bin ve 55 bin dolar seviyesine odaklandı. Asya’daki kripto para ilişkili hisselerde piyasalardaki yükselişten destek buldu.

Altın fiyatları, yatırımcıların ABD ekonomisindeki belirsizliklere ağırlık vermesiyle son bir ayn en yüksek seviyesinde bulunuyor. Gram altın ise dolar/TL’deki inişli çıkışlı seyirle beraber 600-700 TL fiyat aralığında dalgalanıyor.

ABD eski Hazine Bakanı Lawrence Summers ABD ekonomisinde önce resesyon ve ardından ekonomik durgunluk dönemine girilebileceği konusunda uyardı. Summers aşırı ısınmış ekonominin sadece enflasyonu yükseltmediğini, enflasyonda 'sürekli' artışa neden olduğunu belirterek "Endişem, resesyona neden olmadan enflasyonu indirmenin zor olacağı bir noktaya doğru ilerliyor olmamız..." diye ekledi.

Ons altın fiyatı

Haftaya 1.800 dolar civarında başlayan ons altın, salı günü 1.785 dolara kadar geriledikten sonra yükselişe geçerek 1.805 doların üzerine tırmanmıştı. Cuma günü 1.810 dolar seviyesini de geçen ons altın, son bir ayın en yüksek seviyesine yakın bir seyir izliyor.

Gram altın fiyatı

Haftaya dolar/TL’deki yükselişten destek bularak 1.000 TL'nin üzerinde başlayan gram altın, salı günü dolar/TL’deki dalgalı seyri takip etmişti. Gram altın perşembe günü dolar/TL'deki düşüşün yüzde 10'un üzerine çıkmasıyla 600 TL'nin altına kadar gerilemişti. Cuma günü dolar kurundaki yükselişi takip eden gram altın, 668 TL civarında işlem görüyor.