Advertisement
HABERLER ABONE OL

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, bankanın araçlarını yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesini önlemek için kullanacaklarını ifade etti.

Fed, Powell'ın ikinci dönem için Fed Başkanlığına adaylığı kapsamında ABD Senatosu'nda yapacağı konuşmanın metnini yayımladı.

Buna göre Powell, ABD ekonomisinin Kovid-19 salgınının arifesinde 11 yıllık rekor uzunlukta bir büyüme yaşadığını ve işsizliğin 50 yılın en düşük seviyesinde olduğunu, ancak bu tablonun salgın nedeniyle neredeyse bir gecede değiştiğini belirtti.

Powell, Kovid-19 salgınının ekonomik etkilerine karşı Fed'in elindeki tüm politika araçlarını kullandığını, hanehalkları, topluluklar ve işletmeler için hayati önem taşıyan kredi akışını yeniden sağlamak ve finansal sistemi istikrara kavuşturmak için hızla harekete geçtiklerini ifade etti.

Ekonominin bugün son yıllardaki en hızlı temposunda büyüdüğünü ve iş gücü piyasasının güçlü olduğunu belirten Powell, ancak zorlukların devam ettiğini vurguladı.

"Salgın sonrası ekonomi bazı açılardan farklı olabilir"

Powell, "Devam eden salgına rağmen ekonomi hızla güçlendi. Bu durum, kalıcı arz ve talep dengesizliklerine ve darboğazlara, dolayısıyla yüksek enflasyona neden oldu." değerlendirmesinde bulundu.

Maksimum istihdam ve fiyat istikrarı hedeflerine ulaşmakta kararlı olduklarını belirten Powell, "Araçlarımızı ekonomiyi ve güçlü bir iş gücü piyasasını desteklemek, yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesini önlemek için kullanacağız." ifadesini kullandı.

Powell, salgın sonrası ekonominin bazı açılardan farklı olabileceğini, hedeflerin peşinde koşarken bu farklılıkları hesaba katmak gerekeceğini vurgulayarak, bu doğrultuda para politikasının sürekli gelişen ekonomiye ayak uydurarak geniş ve ileriye dönük bir bakış açısı benimsemesi gerektiğini bildirdi.

Yeni ve mevcut tehditlere karşı tetikte olacaklarını belirten Powell, şunları kaydetti:

"Kararlarımızın ülke genelindeki her kişi, aile, işletme ve toplum için önemli olduğunu biliyoruz. Bu kararları, mevcut en iyi kanıtlara ve uzun süredir devam eden para politikası bağımsızlığı geleneğine dayanarak nesnellik, dürüstlük ve tarafsızlıkla almaya kararlıyım."

Jerome Powell'ın 2018'de başladığı Fed Başkanlığında görev süresi şubat ayında dolacak.

ABD Başkanı Joe Biden, 22 Kasım 2021'de Powell'ı Fed Başkanlığına ikinci dönem için aday göstermişti.

Altın fiyatları, yatırımcıların çarşamba günü açıklanacak enflasyon verisine odaklanması ve Fed Başkanı Jerome Powell’ın enflasyon yorumları sonrasında yükseldi. Gram altın da dolar/TL’deki yatay seyre rağmen küresel altın fiyatlarındaki yükselişle 800 TL’yi gördü.

ABD Aralık ayı tüketici enflasyonu çarşamba günü saat 16:30’da açıklanacak. Ülkede enflasyon Kasım’da yıllık yüzde 6,8 olarak gerçekleşirken, Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin medyan beklentisi Aralık ayında enflasyonun yüzde 7,1’e ulaşacağı yönünde oldu.

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Senato Bankacılık Komitesi öncesinde yaptığı konuşmada, bankanın araçlarını yüksek enflasyonun kalıcı hale gelmesini önlemek için kullanacaklarını ifade etti.

Salgın sonrası ekonominin bazı açılardan farklı olabileceğini, hedeflerin peşinde koşarken bu farklılıkları hesaba katmak gerekeceğini vurgulayan Powell, bu doğrultuda para politikasının sürekli gelişen ekonomiye ayak uydurarak geniş ve ileriye dönük bir bakış açısı benimsemesi gerektiğini bildirdi.

Fed’in para politikasını sıkılaştıracağına yönelik şahin mesajları sonrasında altının büyük kayıplar yaşamaması, parasal sıkılaşmanın ve faiz artırımlarının çoktan fiyatlanmış olabileceğine işaret ediyor.

“Küresel tahvil faizleri salgın döneminin en yüksek seviyesinde bulunmasına rağmen altın çok da kötü performans göstermiyor” diyen Oanda Kıdemli Piyasa Analisti Edward Moya, Fed’in bilançosunu küçültmesinin getirisi eğrisini düzleştireceğini ve bunun da altını destekleyeceğini söyledi.

Ons altın fiyatı

Ons altın, 2021’in son günlerindeki yükselişten sonra geçen haftaya 1.830 dolar civarında başlamıştı. Hafta ortasına kadar inişli çıkışlı bir seyir izleyen değerli metal, haftayı yüzde 2’den fazla düşüşle kapatmıştı. Yeni haftaya da düşüşle başlayan ons altın, salı günü yeniden yükselişe geçerek 1.805 dolara kadar tırmandı.

Gram altın fiyatı

Gram altın, geçen haftanın başında 816 TL’ye kadar tırmandıktan sonra dolar/TL’deki düşüşle 750 TL civarına kadar gerilemişti. Geçen haftanın ortasında 800 TL sınırına çıpa atan gram altın, yeni haftaya da bu seviyelere yakın bir seyirle 796 TL civarında başladıktan sonra salı günü sabah saatlerinde 801 TL seviyesinde bulunuyor.

Dünya Altın Konseyi, salgın kaynaklı para politikaları, tedarik zinciri sorunları ve sıkı istihdam piyasasının yarattığı zincirleme etkilerden dolayı enflasyonun yüksek kalmaya devam edeceğini öngörüyor.

Yüksek enflasyonla beraber hisse piyasalarındaki aşırı değerlemeler, yeni koronavirüs varyantları ve geçtiğimiz dönemde daha az likit varlıklara olan talepteki artışın piyasalarda düşüşe neden olabileceğini belirten konsey, bunun da portföylerde hedge olarak tercih edilen altına olan talebi artıracağını düşündüğünü belirtti.

Altın fiyatlarının tüketicilerin ve merkez bankalarının talebinden de destek bulabileceğini ifade eden Dünya Altın Konseyi, bu iki etkenin de uzun dönemde altın fiyatlarını yukarı yönlü etkilediğini vurguladı.

Faizlerin beklenenden hızlı yükselmesinin ise altın fiyatlarını baskılayacağını belirten kuruluş, nominal ve reel faizlerin tarihsel olarak çok düşük kalmaya devam edeceğini ve bunun da portföylerdeki dağılımın yapısını etkileyerek altın gibi daha likit varlıklara olan talebi artırabileceğini söyledi.

2021’de altın hangi bölgeye aktı?

Dünya Altın Konseyi’nin raporuna göre, Kuzey Amerika’daki borsa yatırım fonlarından altın çıkışı 10.9 milyar dolara ulaşırken Asya’daki fonlara 1.5 milyar dolarlık altın girişi oldu.

Böylece Asya’daki borsa yatırım fonlarının yönettiği altın miktarı yüzde 20 artarken Kuzey Amerika’daki fonlardaki altın miktarı yüzde 8,9 azaldı.

Avrupa’daki borsa yatırım fonlarına altın giriş çıkışları 2021’de yatay bir seyir izledi. Küresel bazda tüm borsa yatırım fonlarına 2021’de 38,9 milyar dolarlık altın girişi olurken 48 milyar dolarlık altın çıkışı oldu.

Wall Street Journal'a konuşan Barkin, "Aralık ayında aldığımız kararları destekliyorum. Tahvil alımı yoluyla ekonomiye teşvik sağlama sona erdirildiğinde faiz oranlarının artırılmasına açığım" ifadelerini kullandı.

Barkin, "Eğer şu anda sahip olduğumuza benzer işsizlik seviyesi olan, fiyat baskılarının yüksek olduğu bir ekonominiz var ise, normalleşmeye doğru adım atmamız gerektiğini düşünüyorum. Fed'in Mart ayı FOMC toplantısında faiz oranlarını artırmasının kesinlikle makul olacağını düşünüyorum" diye konuştu.

Enflasyon baskılarının yılın ikinci yarısında hafiflemesini bekleyen Barken, tedarik zincirlerinde yaşanan sıkıntıların 2023 yılına kadar devam edebileceğini de vurguladı.

Fed/Bullard: Faiz artırımı Mart’ta başlamalı

St. Louis Fed Başkanı James Bullard ABD Merkez Bankası’nın enflasyondaki artış nedeniyle Mart’ta faiz artırmaya başlayabileceğini, bir sonraki adımda da bilançonun küçültülebileceğini belirtti.

Bullard CFA Society’deki konuşmasında Fed’in enflasyonu kontrol altına almak için Mart’ta faiz artırmaya başlaması gerektiğini savundu. Bullard “faiz artışları enflasyon gelişmelerine göre azaltılır veya artırılır” dedi.

Fed’in şahin isimlerinden olan Bullard geçen ayki toplantıda 2022 için 3 faiz artışından yana olduğunu açıklamıştı. Bullard faiz artışına erken başlamak gerektiğini, bu yaklaşımın daha çok veya daha az faiz artışı yapmak için Fed’e esneklik kazandıracağını belirtmişti.

Fed/Daly: Fed, bir veya iki faiz artırımından sonra bilançoyu daraltabilir

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly yaptığı açıklamada, bu yıl kademeli faiz artışlarını desteklediğini ve Fed’in bir veya iki faiz artırımından sonra bilançoyu daraltmayı gündeme getirebileceğini söyledi.

Bu yıl kademeli faiz artışlarını desteklediğini açıklayan Daly, bilançonun daha erken daraltılmasını tercih ettiğini dile getirdi.

Daly, Fed’in ilk faiz artırımıyla aynı anda bilanço daraltmaya gitmeyeceğini, ancak bir veya iki faiz artırımından sonra bilançoyu daraltmayı gündeme getirebileceğini söyledi. Daly ayrıca, daha yatay bir faiz patikası ve bilançoda daha fazla eylem tercih ettiklerini belirtti.

Küresel negatif faizli tahvil pazarının büyüklüğü salgının ilk dönemlerinin yaşandığı 2021’in Nisan ayından bu yana en düşük seviyeye geriledi.

Yeni yılın ilk haftası ortaya çıkan tabloya göre 2022’nin teması, “artan enflasyon beklentileri merkez bankalarının elini zorlarken, tahvil piyasalarında yeniden fiyatlama yaşanması” olacak gibi görünüyor.

Geçen hafta ABD tahvilleri bugüne kadarki en kötü ilk hafta performanslarını geride bırakırken, Alman tahvil getirileri de 2019’dan bu yana en yüksek seviyelerine çıktı.

Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası Yönetim Konseyi Üyesi Martins Kazaks’ın enflasyon görünümünün güçlenmesi halinde adım atmakta tereddüt etmeyeceklerini söylemesinin ve Euro Bölgesi’nde enflasyon oranının aralık ayında beklenmedik şekilde %5 ile rekor seviyeye yükselmesinin ardından Almanya 10 yıllık tahvil getirisi geçen hafta -%0,38 ile pozitif bölgeye iyice yaklaştı.

Danske Bank, ECB’nin toplam niceliksel genişlemesini azaltmasıyla birlikte Euro Bölgesi’nde geçen yıl 392 milyar euro olan tahvil arz açığının bu yıl 75 milyar euro ile arz fazlasına dönmesini bekliyor.

TD Securities Avrupa Faiz Stratejisti Pooja Kumra da bu arz fazlasının tahvillerde satış baskısının sürmesine neden olacağını belirtirken, Alman 10 yıllık tahvil getirilerinin yıl sonunda %0,30’a çıkacağını öngördü.