Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Fed Başkanı Jerome Powell faiz oranlarını halihazırda sıfıra çekmiş olabilir; ancak ne kadar süre orada kalacaklarına ilişkin daha fazla açıklama yapıp yapmama konusunda bir karar vermesi gerekiyor.

ABD'de merkez bankacıları koronavirüs nedeniyle büyük ölçüde kapalı olan bir ekonomiye likidite desteği sağlamak için acil durum borç verme imkanlarıyla uğraşıyorlar. Ancak yoğun geçen bu dönem politika yapıcıları daha normal zamanlardaki birincil amaçları olan borçlanma maliyetlerinin nerede belirleneceği tartışmasından uzaklaştırdı.

Powell ve Federal Açık Piyasa Komitesi'ndeki (FOMC) diğer politika yapıcıların o tarafta vermesi gereken önemli bir karar var. Faizlerin bu ölçüde düşük olduğu bir önceki dönemde alınan ders, o noktada ne kadar süre beklemeyi planladıkları konusunda net olmalarının ekonomiye sağlanacak azami yarar için önemli olduğu.

İşte bu nedenle faizlerin gelecek patikasına ilişkin yönlendirme, büyük bir ihtimalle Salı günü başlayacak iki günlük FOMC toplantısındaki konuşmanın bir parçası olacak.

Washington'da Evercore ISI başkan yardımcısı Krishna Guha, "Güçlü bir toparlanma beklentilerini artırmak ve işletmeleri sadece maliyet azaltıp bekle gör duruşuna yönlendirmeden kredi piyasası programlarında ek borçlanmaya ikna etmek için Fed'in olabildiğince hızlı bir şekilde güçlü sözlü yönlendirme taahhütlerinde bulunması önemli." dedi.

FOMC, 15 Mart'ta gecelik borçlanma maliyetlerini neredeyse sıfıra indirdiğini açıklarken "Ekonominin son olayların etkisini atlattığı ve maksimum istihdam ile fiyat istikrarlı hedeflerine döndüğü konusunda güven duyana kadar, faizlerin orada kalacağını" söylemişti.

Yükselen işsizlik

Koronavirüsün yayılmasını engellemek için o zamandan bu yana ekonominin büyük bölümünün kapanmasıyla birlikte milyonlarca kişi işini kaybetti. Son veriler ABD'de işsizlik oranının bu ay yüzde 20'ye yükselmiş olabileceğini gösteriyor. Bu rakam 2008 krizi sonrasında karşılaşılanın iki katı.

Bankanın 15 Mart'taki açıklamasının çok fazla yoruma açık olduğunun altını çizen New York Fed eski yetkilileri Guha ve Simon Potter, FOMC'nin işsizlik oranını en az yüzde 4'e geri dönene kadar faizi sıfırda tutacağına ilişkin açık bir taahhütte bulunmasına ilişkin bir öneri kaleme aldılar. Teklifi bir adım ileri taşıyarak Fed'in aynı zamanda 2020 başından beri olan ortalama enflasyon yüzde 2.5'e yükselinceye kadar sıfır faiz taahhüdünde bulunması gerektiğini söylediler. 

Tüm bunlar merkez bankasının erken bir sıkılaştırmaya gitmeyeceği mesajını vererek uzun vadeli fazilere yansıyacaktır. Böylece son ekonomik daralmayı takip eden uzun ve yavaş büyüme dönemini bozan politika hatalarından kaçınılmış olabilir.

Fed'in faizleri en son sıfıra indirdiği 2008 yılında geniş ölçelik tahvil alımlarıyla finansal sisteme nakit pompalamaya başlarken, diğer yandan politika yapıcılar hızlı bir çıkış stratejisi beklentilerine yönelmişti. İşsizlik çok yüksek olsa da enflasyon için endişe ettiler. Yatırımcılar bunu biliyordu ve sonuç olarak uzun vadeli borçlanma maliyetleri toparlanmanın ilk yıllarında Fed fonlama faizinin sıfıra bağlanmış olmasına karşın yüksek kaldı.

Evans Kuralı

FOMC Aralık 2012'de işsizlik oranı yüzde 6.5'in altına gerileyene ya da enflasyon yüzde 2.5'in üzerine çıkana kadar faizleri düşük tutacağına ilişkin bir yönlendirme yayınladı. Chicago Fed Başkanı Charles Evans'ın diğer politika yapıcıları böyle bir strateji belirlenmesi konusunda ikna etmeye çalışması nedeniyle buna "Evans Kuralı" dendi.

Söz konusu dönemde işsizlik yüzde 7.9 idi. Fed yetkilileriyse enflasyonu tetiklemeden kriz öncesi dönemdeki yüzde 4.5'e dönülebileceğine büyük ölçüde inanmıyordu. Çünkü doğal işsizlik oranı tahminleri yükselmişti.

Bu durumun ardında yatan düşünce, derin resesyonun işverenlerin aradığı becerilerle işsizlerin sahip oldukları arasında yapısal bir uyumsuzluk oluşturduğu idi. Bu, kısmen, enflasyon yükselişe geçmese bile Fed'in Aralık 2015 ile Aralık 2018 arasında birkaç kez faiz artırmasının nedenidir.

Yersiz korkular

Beceri uyumsuzluğunun enflasyonda yükselişe neden olacağı korkuları temelsiz kaldı. İşsizlik oranı koronavirüs öncesinde Şubat'ta yüzde 3.5'e geriledi. İşverenler yeni istihdamı ihtiyaç duyulan becerilere göre eğitime yöneldiler. Hatta suç kaydı olanlar ya da uyuşturucu testinden geçemeyenler gibi daha önceden uzak durulan iş gücü bölümlerine ilgi gösterdiler. Enflasyon ise 2012'den beri genellikle olduğu gibi Fed'in yüzde 2'lik hedefinin altında kaldı.

Bu, Powell ile politika yapıcıların üzerine eğilmeye açık olduğu bir sorundu. 2018'de politika çerçevesi için bir değerlendirme başlattılar. 2019 boyunca ülke çapında "Fed Dinler" organizasyonları yapıldı ve insanlardan geri bildirim toplandı. Bu sürecin en büyük kazancı ekonomiyi zor dönemlerde desteklemeye yönelik faizlerle ilgili olarak güçlü sözlü yönlendirme sunulabilme gücü oldu.

Bu hafta yapılacak toplantı komitenin ne söyleneceği konusunda uzlaşması için çok erken olabilir. Düşük faizlerin finansal istikrarsızlığa nasıl yansıyacağına ilişkin korkularla nasıl başa çıkılacağına yönelik endişelerin hala sürüyor olması mümkün. Toplantı tutanaklarına göre bu konu Ocak'ta enine boyuna konuşulmuştu.

Basın Toplantısı

Güçlü bir sözlü yönlendirme için henüz çok erken olmakla birlikte bu soru, Fed'in açıklamasının yayınlanmasından yarım saat sonra yapılacak Powell'ın basın toplantısında muhtemelen gündeme gelecek. Bu da Fed Başkanı'na sahneyi Haziran'daki bir sonraki Fed toplantısı için hazırlayacak.

Böylece, Washington merkezli düşünce kuruluşu Center for Equitable Growth makroekonomik politika direktörü Cladia Sahm'a göre Fed'in amaçları ve taahhütleri kamu tarafından daha iyi anlaşılacak. Eski Fed ekonomisti Sahm, ayrıca, bunun FOMC'nin karar alma sürecine pozitif etki edebileceğini ve "bir çerçeve verdiğini" söyledi. Sahm, koronavirüsten önceki yıllarda Fed'in bir anlamda kafasının karıştığını ifade etti.