Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Batı ve İran arasındaki tansiyon gittikçe artıyor. ABD Başkanı Obama, İran'ın petrol ithalat piyasasını doğrudan etkileyecek olan mali yaptırımlar konusunda ısrar ediyor. Peki bu ısrar acaba kendisine seçim sandıklarında nasıl yansıyacak?

Beklenmedik kadar ani bir şekilde Avrupa Birliği, İran'ı nükleer programında vazgeçmemesi halinde ülke petrolünün ithaline ambargo koymakla tehdit etti. Böylece İran'ın toplam ihracatının yüzde 20'si bloklanmış olacak. Tüm bu yaptırımlar karşısında İran'ın eli kolu bağlı oturacağını düşünmek biraz fazla iyimserlik olur.

Vasayalım ki OPEC'in en büyük ikinci petrol üreticisinin verdiği tepkiler geçtiğimiz haftadan beri manşetleri meşgul eden "Hürmüz'den bir damla petrol geçirmem!", "ABD bize ne yapacağımızı söyleyemez!" ve ya "Sizi bir daha buralarda görmeyelim!" vd.. gibi "sözlü" tehidtlerle sınırlı kaldı. Bu durumda sadece tek taraflı yaptırımda bile petrol ve petrol piyasası daha da önemlisi küresel ekonomi nasıl etkilenir? Ve bu etki domino taşını ilk devirene nasıl döner?

İran para birimindeki sert düşüş, ABD açısından yaptırımların ilk başta çok çabuk sonuç verdiğine dair güzel bir haber gibi görünüyor. Fakat bu aynı zamanda Amerikan vatandaşlarının da zarar göreceğinin işareti olabilir. Obama'nın seçim öncesi pire için yorgan yakmaya kalkışması Dimyat'a pirince giderken onu evdeki bulgurdan edebilir.

Ulusal Savunma Yetki Kanunu'ndaki bir madde, Başkan Obama imzası ile değiştirilerek, yürürlüğe girdi. Bu maddeye göre İran Merkez Bankası ile anlaşma yapan ülkeler ve ticari kurumlar ani bir üçüncü parti yaptırım için araştırılacaklar. Diğer bir deyişle eğer ki İran petrolü alıyorsanız Amerikan finans kurumları ile çalışamazsınız. ABD ilk beş ekonomi arasında yer aldığından beri birçok sermaye bu konuda boyun eğdi. Kongre'nin en büyük umudu İran'ın müşterisiz kalması.

Bunun yanında Cumhuriyetçiler ise Obama'yı İran ile mücadele konusunda zayıf buluyorlar. Cumhuriyetçiler'in adaylarının seçimin Iowa ayağında en fazla vurguladıkları noktalardan biri de seçilmeleri halinde İran'a çıkarma yapacakları oldu.

Fakat asıl nokta şu ki ABD ve önceki başkanları bu filmi aslında daha önce de gördüler. Afganistan ve Irak ile tansiyon artmaya başladığında, petrol ve daha fazla oy için yola çıkan başkanlar hedefe vardıklarında Nasrettin Hoca misali arkalarında kimseyi bulamadılar. Ülke halklarının ıstırabına mal olan petrol ABD'ye sadece kan ve göz yaşı ile akmadı. Yanında Amerikalıların omuzlarında yıllarca taşıyacakları mali krizi de getirdi ve ABD halkı bunun cezasını başkanlarının boyunlarına "Loser" ilmeğini geçirerek kesti.