Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan, "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" araştırmasında imalat sanayinin GSYH'da payının yüzde 15.3'e gerilediğini belirtti.

Bahçıvan, "Üretimden uzaklaştıran döngüyü görüp buna göre davranmalıyız." vurgusunda bulundu, "Finansal istikrar en fazla korunması gereken önceliğimizdir." dedi.

Bahçıvan, İSO tarafından hazırlanan ''Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" 2013 yılı araştırması sonuçlarının paylaşıldığı toplantıda, son 15 yıldır Türkiye'de sanayinin genel ekonomi içindeki ağırlığını kaybettiğini belirtti.

İSO Başkanı Bahçıvan, ekonomik büyümenin yüzde 2,1 ve yüzde 4 olduğu son iki yılda imalat sanayi büyümesinin 2012 yılında yüzde 1,7 ve 2013 yılında yüzde 3,8 olarak gerçekleştiğini aktardı.

Bu verilerin Türkiye'de son yıllarda üretime dayanmayan, kaynağını daha çok tüketimden, hizmetler ve inşaat sektöründen alan bir büyüme gerçekleştiğini, üretimden ise uzaklaşıldığını gösterdiğini vurgulayan Bahçıvan, "Bu döngüyü kırmak, tersine çevirmek için çalışmalıyız. Türkiye ancak üretime odaklı bir üretim anlayışıyla kaliteli ve sürdürülebilir bir büyümeyi ve refahı yakalayabilir" diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin son yıllardaki hikayesinin adeta büyüme ile cari açık arasındaki kıskaçta yazıldığını dile getiren Bahçıvan, bunun da büyümeyi, özellikle de sanayi büyümesini olumsuz etkilediğini söyledi.

Finansal istikrarın en önemsenmesi ve en çok korunması gereken temel öncelikleri olduğunu aktaran Bahçıvan, bu yıl 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının en çarpıcı yönünün bu gerçeği bir kez daha ortaya koyması olduğunu ifade etti.

Bahçıvan, 2013 yılının ikinci yarısından itibaren Türkiye ekonomisinin ciddi finansal gelgitler yaşadığını, döviz kurlarının uzun boylu dalgalarla hareket ettiğini, bunu takiben de faizlerdeki istikrarın ciddi anlamda bozulduğunu belirtti.


Erdal Bahçıvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu uzun boylu dalgalanmalar yaşanırken, karlılık ve rekabet baskısı nedeniyle firmalar brüt satış karlılığını yukarı çekmek için çok yoğun bir çaba göstermişlerdir. Fakat finansman baskısı nedeniyle bunu ne kadar başardıkları tartışmalıdır. Açık söylemek gerekirse, sanayicimiz kur baskısı ve faizler nedeniyle finansman baskısına yenilmiş gözüküyor. Bunu 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun bazı temel tablolarında açıkça görüyoruz.

Temel kalemlere baktığımızda, şirketlerin toplam satışlarının 2013 yılında yüzde 7,4'lük bir artışla 455 milyar liraya çıktığını görüyoruz. Bunun karşılığında elde etmiş oldukları brüt karlılık ise yüzde 24 artarak 70 milyar 503 milyon lira olmuştur. Faaliyet karlarına baktığımızda iyi bir performans görüyoruz. 2012 yılında yüzde 6 olan faaliyet karı, 2013 yılında yüzde 8'e çıkmış. Burada faaliyet karlarında bir düzelme varmış gibi görünüyor. Çünkü net satışlarda hemen hemen enflasyon oranında bir artış yaşanmış. Yani reel bazda ciddi bir artış yok."

Bu noktada akla gelen ilk şeyin verimlilik bazlı bir artış olduğunu belirten Bahçıvan, "Fakat asıl nedenin bu olmadığını belirtmemiz gerekiyor. Biz bunu, özellikle ithalata dayalı temel hammaddelerin, dalgalanma öncesindeki düşük kurla ithal edilmesi ve sonrasında yaşanan kur artışlarının fiyatlarda ve dolayısıyla gelir tablolarında yarattığı olumlu etki olarak görmekteyiz" dedi.


- "Sanayici esas faaliyet karlarının yarısıyla finansman giderlerini karşıladı"

Sanayi şirketlerinin geçen yıl esas faaliyetlerinden elde ettikleri karlarının neredeyse yarısıyla finansman giderlerini karşıladıklarına işaret eden Bahçıvan, 2013 yılında faaliyet karları 36,5 milyar lirayı bulan 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun bu miktarın 19 milyar lirasını finansman gideri olarak kaybettiğini söyledi.

Bahçıvan, "2013 yılında sadece altı aylık finansal istikrarsızlığın bile nelere mal olduğu ortada. Bu rakamlar açısından 2012 yılına baktığımızda ise 25 milyar liralık faaliyet karının sadece 8,6 milyar lirasını finansman giderlerine verdikleri görülüyor. Sonuçta 2013 yılında yüzde 8 oranında faaliyet karı elde eden sanayi şirketlerinin 2013 yılı dönem karı ise bu döngü nedeniyle neredeyse yarı yarıya düşerek yüzde 4,9'a gerilemiştir" diye konuştu.

Özellikle 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nun bu nedenle borçlar ve özkaynaklar ilişkisini gösteren verilerdeki bozulmaya dikkati çeken Bahçıvan, şunları kaydetti:

"Toplam borçlar/özkaynak oranı 2013 yılında 20,4 puan artarak yüzde 132,4 oranına yükselmiştir. 2011 yılında ekonomideki hızlı büyüme ortamında yüzde 116 seviyesine yükselen, 2012 yılında ise ekonomideki yavaşlama ile yüzde 112 seviyesine inen toplam borçlar/özkaynak oranı 2013 yılında son 10 yılın zirvesine çıkmıştır.

Karlılık ve özkaynak yaratma olanaklarında yavaşlama, buna karşın uzun vadeli borçlanma olanakları bu oranın yükselmesine yol açmıştır. Bu oranın yükselmesinde Döviz cinsi borçların Türk Lirası (TL) karşılığının TL'deki değer kaybı ile yükselmesinin de etkisi bulunmaktadır. Ancak bu etkiye rağmen oranın ulaştığı seviye oldukça yüksektir."

Bahçıvan, bu oranın bu kadar yüksek olmasının kaynak yapısı açısından bir risk oluşturduğuna işaret etti.


- "500 büyük şirketin toplam borcu yüzde 25 arttı"

Araştırmaya göre, 500 büyük şirketin toplam borçlarının da arttığını aktaran Bahçıvan, 2012 yılında 190 milyar liraya yakın olan toplam borçların 2013 yılında yüzde 25 artarak 238 milyar liraya yükseldiğini, bu borçların kısa vadeli olan bölümünün yüzde 22,5, uzun vadeli olanların ise yüzde 30,9 oranında arttığını ifade etti.

Bu verilerin şirketlerin mali yapıları açısından sağlıklı bir işaret vermediğini vurgulayan Bahçıvan, şunları söyledi:

"Buna bağlı olarak sanayi kuruluşları faaliyetleriyle özkaynaklarını artırmak için yeterli iç kaynak da yaratamamışlardır. Bu nedenle mali borçlarında da yüzde 30'a yakın bir artış olmuş ve 124 milyar liralık bir mali borçla 2013 yılını kapatmışlardır. İç tasarrufların yüzde 12 seviyelerine indiği bir ortamda şirketler bu borçlanmayı daha çok yurtdışından karşılamışlar ve dış borçlarında da önemli bir artış yaşanmıştır. Bütün bu veriler, sanayi kuruluşlarının cirolarını artırsalar da, karlılıkta önemli ölçüde zorlanmakta olduklarını göstermektedir.

Toplam borçların aktif toplamı içindeki payı da sanayi sektörünün içinde bulunduğu finansman yükünü tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Bu gerçek İSO 500 Büyük Sanayi Kuruluşu için de geçerliliğini korumaktadır. 500 Büyük'te toplam borçların aktif toplamı içindeki payı 2013 yılında yüzde 52,8'den yüzde 57'ye yükselmiştir. 500 Büyük Sanayi Kuruluşu'nda borçlanma oranı artışını sürdürmüş ve son 10 yılın en üst seviyesine çıkmıştır. Bu da sanayi kuruluşlarının özkaynaklarının yetersizliği nedeniyle özellikle borçlanma kaynaklarını kullanmakta olduklarını göstermesi açısından önemlidir."

Sanayi kuruluşlarının ne yazık ki bu borçlanmayı da sağlıklı kaynaklardan gerçekleştirmediğini anlatan Bahçıvan, sanayicinin borçlanmada daha çok banka kredilerini tercih ettiğini, bu nedenle de finansman giderlerinin son derece plansız bir şekilde arttığını söyledi.