Erdoğan'dan AB'ye: 16 Nisan geçsin konuşacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Birliği'ne seslenerek, "16 Nisan bir bitsin, masaya oturup konuşacağız. Bu devran böyle yürümez, gereği neyse yaparız. " dedi
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara Arena Spor Salonu'nda "İnsan İçin Orman Ekonomi İçin Orman" programına katıldı. Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Tüm vatandaşlarımızın Nevruz Bayramı'nı tebrik ediyorum. Türkiye geçtiğimiz 14 yılda, ormanlar konusunda da adeta bir devrim gerçekleştirmiştir. Dünya genelinde ormanların alanı yüzde 31,8 iken, 30,8'e düştü. Bu oran Türkiye'de, yüzde 12,5'tan, yüzde 15,2'ye yükseldi. Ağaçların, ormanların, tabiatın tabii bir parçamız olarak hayatımıza gireceği günler yakındır diye düşünüyorum. Ormanlarımızın hikayesi, ülkemizin hikayesidir. Ormanlarımız konusunda da imkansızlıktan bir gerileme dönemi olmuştur. Fırsatını bulur bulmaz ormanlarımıza hak ettiği değeri vermeye çalıştık.
"HAYIR DİYENLER, 1960'DA DARAĞACININ ARKASINDA SESSİZ DURANLARDIR"
Asırlardır süren yönetim sistemi arayışımızın yeni bir aşamasında bulunuyoruz. Bu değişimin özünde Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlığın birleştirilerek sorumlu, güçlü ve etkin bir yönetim oluşturulması amaçlanmaktadır. Koalisyonlar neden olduğu zayıf hükümetler nedeniyle kendisini milletin üstünde gören odaklar ortaya çıktı. 1960 darbesinde milletin seçtiği başbakanı ve bakanları darağacına çıkarmadılar mı? Bugün hayır kampanyası yürütenler, o gün de bu darağacı kuranların arkasındaydılar ve sessiz kaldılar. Cesaretlerini sistemin zayıflığından alıyorlardı. 1971 yılında hükümeti istifaya zorlayanların, 1980'de yeniden darbe yapanların, 1997'de hükümet devirenlerin gücü sistemin zayıflığından geliyor. 1994 ve 2001 ekonomik krizlerinin gerisindeki sebep de budur.
"TERÖR ÖRGÜTLERİYLE HAREKET ETMENİN İZAHI VAR MI?"
2013 yılından itibaren verdiğimiz mücadeleyi, milletimizden aldığımız güçle yürüttük. 17-25 Aralık darbe girişimini hatırlayın. Bölücü örgütün çukur eylemlerini hatırlayınız. Bu çukur eyleminde bulunanlar hayır diyor. Kandil hayır diyor. PKK hayır diyor. Şimdi bu ülkemizi bölmek, milletimizi parçalamak isteyen bu bölücü terör örgütleriyle hareket etmenin izahı olabilir mi? 7 Haziran sonrası çıkan belirsizliği, 15 Temmuz darbe girişimini hatırlayın. FETÖ terör örgütü Batı'da arkasında kimlerin olduğunu görüyoruz. Almanya'da, Hollanda'da, İsviçre'de nasıl paslaştıklarını görüyoruz.
"ÇITAYI DÜŞÜRDÜLER"
16 Nisan'da oylanacak Anayasa değişikliğinin ne getirip, ne götürdüğü belli. Fakat bunlar felaket yalan söylüyor. Bu Anayasa değişikliği metnini okumaya tenezzül etmemiş kişiler var. Anayasa'da ve yasalardaki haklar neyse, bugün de geçerlidir. Hakkında Anayasa düzenlemesinin olduğu bir konuda, yasal bir düzenlemenin olduğu konuda Cumhurbaşkanı kararname çıkaramaz. Bunlarda dahi parlamento kararnameyi iptal yetkisine sahip. Bütün bu yalanın mumu da sönünce kadar. Çıtayı düşürdüler. Önceki gün 'Cumhurbaşkanı tüm lokantaları kapatabilir' diyor. Bunlarda yalanın sınırı yok. Şimdi sıra ne zaman boyacılara, simitçilere, çekirdekçilere gelecek diye bekliyorum.
"14 SENEDE YAPILANLAR BUNLARIN HESAPLARINI ALT ÜST ETTİ"
Muhalefetin hezeyanlarına kulak asmayın. Bugüne kadar bizim ülkemize hizmet etmek, eser kazandırmak dışında bir niyetimizi gören var mı? Bu hayırcı takım; 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne hayır dediler, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne hayır, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne hayır dediler, Osman Gazi Köprüsü yapıldı hayır dediler. 3 yılda 200 milyon yolcu taşıyan Marmaray'a hayır dediler, Avrasya Tüneli'ne hayır dediler. Şimdi 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık, ona hayır diyemediler. Çünkü artık bu hükümet, bu devlet yapar mı yapar. Bunlarla dalga geçilmez, bunlara hayır denmez. Bunu gördüler. 14 senede yapılanlar bunların hesaplarını altı üst etti. Bunlar bu tür şeyleri yapamazlar. Delikli kuruşa muhtaç olduğumuz dönemi düşünün, IMF'e olan borcu düşünün. Bunlarda borçları devraldık.
"DAHA SERT, DAHA HAŞİN, DAHA YARALAYICI"
Hadi bizim muhalefetin telaşını anladık. Onlar uzun zamandır ekmeden biçtikleri sistemi kaybedecek olmanın paniğindeler. Bu Avrupa ülkelerine ne oluyor? 16 Nisan konusunda duruşları bizim muhalefetten daha sert, daha haşin, daha yaralayıcı. Her türlü diplomatik teamülü çiğnemekten, OHAL ilan etmeye kadar her yola başvuruyor. Bizim OHAL beyleri rahatsız ediyor, işinize bakın. Türkiye'deki halkoylamasından hangi sonucun çıktığı sizi niye bu kadar ilgilendiriyor? Hasta adam dedikleri bu ülkeyi gömüp, bir türlü başına taş dikemediler. Bu ülkenin daha güçlenmesi onların canını sıkıyor. Ne yaparsanız yapın, topunuz gelin, bu millet 16 Nisan'da gerekeni yapacak.
"BU DEVRAN BÖYLE YÜRÜMEZ"
Yıllarca bize AB kriterleri dedikleri ne varsa, hepsini kendileri ayaklar altına alıyor. 16 Nisan bir bitsin, masaya oturup konuşacağız. Bu devran böyle yürümez, gereği neyse yaparız. Hüseyin Kurt kardeşimin hesabını soracağız. Bunlar insanlıktan nasibini almamış. İnsanlık, vicdan, merhamet yok. Bunların elinde silah yok, sadace Türk bayrağı var. Bu Avrupa İkinci Dünya Savaşı öncesinin ırkçı, faşist, zalim Avrupası. Ortaçağın Türk ve İslam düşmanı Avrupası.
Bundan sonra çeşitli sıfat altında ülkemizde ajanlık yapan hiçbir kimseye izin verilemeyecek. AB üyelik süreci, geri kabul anlaşmasıymış; hiçbiriyle bizi tehdit edemeyecekler. 16 Nisan'dan sonra Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçelim çok daha farklı bir Türkiye doğacak.
HT