Her 4 gençten 3'ü Türkiye'nin AB üyeliğine "evet" diyor
-
Marshall Fonu'nun Türkiye, Avrupa ve Küresel Konular Programı kapsamında gerçekleştirdiği "Avrupa Birliği Algıları" araştırmasının sonuçları açıklandı. 27 ilde Türkiye'nin 18 yaş üstü nüfusunu temsil eden 2.180 kişiyle, 2022 Mart ayında yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirilen araştırma, Türkiye'nin AB'ye üyeliğine yönelik desteğin genel olarak güçlü olduğunu, 18-24 yaş arası gençlerde ise yüzde 75 gibi yüksek bir orana çıktığını ortaya koyuyor
Marshall Fonu’nun (GMF - The German Marshall Fund of the United States) gerçekleştirdiği “Avrupa Birliği Algıları” araştırmasının sonuçları, Türkiye’nin AB’ye tam üyeliğine desteğin arttığını gösteriyor.
Araştırma, özellikle 18-24 yaş arası gençlerin AB’ye katılımı daha yüksek oranda desteklediklerini net bir şekilde gösterdi. Araştırma sonuçları, her dört gençten üçünün bugün bir referandum yapılması halinde Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için “evet” oyu kullanacağını ortaya koydu. Türkiye’nin AB’ye katılımı güçlü bir şekilde desteklenirken, üye olabileceğine ilişkin inanç ise geçen yılki araştırmada da olduğu gibi düşük kalıyor. “Avrupa Birliği Algıları” araştırması, “Türkiye-AB ilişkileri”, “Dış Politika” ve “İklim” konusunda Türkiye kamuoyunun yaklaşımını gösteren, detaylı, dikkat çekici bulgular ortaya koyuyor.
“Türkiye’de AB’ye yönelik algı çok pozitif”
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Marshall Fonu Kıdemli Araştırmacısı Dr. Kadri Taştan, araştırmanın, Türkiye’de kamuoyunun yüzünün net olarak halen AB’ye dönük olduğunu gösterdiğini söyledi. Taştan, “Türkiye’nin AB katılım sürecine destek, gerçekleşme ihtimaline olan inanç az olsa da çok yüksek. Araştırmada AB’ye ve Avrupa merkezli uluslararası kurum ve kuruluşlara yönelik pozitif algı dikkat çekici. Bu anlamda kamuoyunun AB algısı diğer jeopolitik büyük aktörlere (ABD, Rusya, Çin) yönelik negatif algıdan ciddi oranda farklılaşıyor. Türkiye’nin AB ile olan ilişkilerine yönelik farklı başlıklara verilen yanıtlar, kamuoyunun AB algısının halen iç politika, hukuk, ekonomik refah ve eğitim referanslarıyla şekillendiğini gösteriyor. AB ülkelerine yönelik önyargılar, yaygın olsa da, AB’yi normatif güç olarak görme eğilimi Türkiye kamuoyunda halen çok yüksek” dedi.