25 Eylül 2012 günü bu köşeden, "Boşanan çiftler beraber yaşıyor diye ceza uygulanamaz" demiştik. Şimdi de Yargıtay'ın bir başka dairesi boşanan kadınlara bağlanan yetim aylığını SGK'nın kesmesi konusunda güzel bir karar aldı

Sosyal Güvenlik Kurumu, boşanan kadınlara ana-baba üzerinden yetim aylığı bağladıktan sonra evlerine denetim elemanı gönderip, kadının boşandığı kocasıyla beraber yaşayıp yaşamadığını kontrol ettirir ve denetim raporu sonrasında da önce bağladığı aylığı keser, geçmişte ödediklerini faiziyle birlikte ister üstüne de Cumhuriyet Savcılığı'na dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunurdu.
SGK'nın suç duyurusundan sonra Savcılıkça açılan dolandırıcılık suçu konusunda son sözü Yargıtay 15. Ceza Dairesi söylemiş ve kadının boşandıktan sonra kiminle yaşayacağına kimsenin karışamayacağını ve boşandığı kocasıyla nikâhsız olarak beraber yaşamasının suç olmadığına karar vermişti. Biz de bu köşeden 25 Eylül 2012 günü bunu duyurmuştuk. Zira, SGK, boşanan kadının başka erkekle beraber yaşamasına karışmazken veya hiç nikâh yapmadan imam nikâhıyla yaşayan kadınlara bir şey demezken, sadece boşandığı kocasıyla ara-sıra çocukları için görüşen kadınlara dolandırıcı demekteydi. Şimdi artık deme şansı kalmadı.

EYLEMLİ YAŞAM OLUP OLMADIĞINA BAKIN!
SGK'nın denetim elemanları, bu tür incelemelerde boşanan kadının evine gidip, komşularına, çevre esnafa sorup eski kocanın eve gelip gelmediğini sormaktadır. Bu tür sorular ise hatalı sonuçlara yol açmaktadır. Zira, ortak çocukları olan eski karı-kocanın tabii ki ara sıra aynı mekânı paylaşmaları bir gerçektir. Sırf bu sebeple de aylık kesilemez. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi de bu konuya değinerek, birlikte yaşamanın eylemli olup olmadığının mahkemece araştırılmasını istemiştir. Tabii ki aile hayatı ile özel hayatın gizliliği gerçeği karşısında eylemli birliktelik bana göre "Aynı yatağı paylaşmaktır". Eski karı-kocanın aynı yatağı paylaştığını kim tespit edebilir.

 

YARGITAY 'BUNLARI TEK TEK ARAŞTIRIN' DEDİ

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi yerel mahkemenin bozduğu kararında mahkemeye şu talimatı verdi:
"Sonuç olarak; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 56'ncı maddesinin ikinci fıkrasına dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve özellikle taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgâh senetleri elde edilmeli, ilgili nüfus müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı. Boşanan eşler 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta iseler adlarına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli. boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden kapsamlı ve aydınlatıcı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahalle/köy muhtar ve azalarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle "boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama" olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.

İSPATLANAMADIĞI İÇİN BOZMA NEDENİ
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma ile yanılgılı değerlendirme sonucu, eylemli birlikteliğin ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir."

Advertisement