Advertisement

“Hadi oradan, emekli aylıklarından vergi alınmaz, net ödenir” dediğinizi duyar gibiyim de iş öyle değil. Emekli, aldığı aylığı biriktiremiyor, her ay harcıyor, harcadıkça da KDV ve ÖTV gibi vergi alındığı için emekli aylığından da vergi alınmış oluyor. Üstelik yıllar geçtikçe kendisinden alınan vergi de artıyor. 1975 yılında devletin aldığı vergi, milli gelirimizin sadece yüzde 10.8’i kadardı. Bunun yüzde 4.9’u vasıtasız, yüzde 5.9’u vasıtalı. Yani emekli ve çalışanların cebinden alınan vergi, milli gelirin yüzde 5.9’u kadar. Yıllar geçtikçe rakamlar büyüdü ve oranlar da değişti. Mesela 2000 yılında milli gelirin yüzde 17.8’i kadar bizden vergi alan devlet var ve vasıtalı (emekliden alınan) vergilerin oranı da yüzde 10.8’e çıkmış. 2010 yılına geldiğimizde ise yüzde 18.7 oranında vergi almışlar, emeklilerden ise yüzde 13.3 oranında vergi alınmış. Görüldüğü üzere emeklilerin aylıklarında vergi alınıyor ama dolaylı yollardan alınıyor.

DANIŞTAY, TEKNİK OLMAYAN MÜFETTİŞLERDE AYM’YE BAŞVURDU

İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası’ndan sonra çıkarılan yönetmelikle Çalışma Bakanlığı Sosyal İş Müfettişleri ile SGK ve İŞKUR müfettişlerine de uzman olma hakkı verilmişti. Yani mühendis ve teknik eleman olmasa da uzman olabiliyorlardı. İşte bu konu yargıya intikal etmişti, en son DANIŞTAY bu konuda karar verdi. Danıştay 10. Dairesi, iş güvenliği uzmanlığının, yapılan işin niteliği gereği sadece mühendis, mimar ve teknik elemanlarca yapılabilecek bir iş olduğuna hükmetti. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, 11 Ekim 2013’te yürürlüğe giren “İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”in bazı hükümlerinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’da dava açmıştı. Danıştay 10. Dairesi, dava konusu yönetmeliğin dayanağı 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 3. maddesindeki “iş güvenliği uzmanı” tanımının Anayasa’ya uygun olup olmadığını incelemişti. Danıştay’ın ilgili dairesi, “iş güvenliği uzmanı” tanımının, idari denetim, inceleme ve soruşturmayla görevli müfettişleri de kapsayacak şekilde genişletilmesini öngören yönetmeliğin dayanağı kanun hükmünün Anayasa’ya aykırı olduğu sonucuna vararak Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu.

BAŞVURU GEREKÇESİ
Dairenin başvuru gerekçesinde, kanunda, “iş güvenliği uzmanı”nın, “Usul ve esasları yönetmelikle belirlenen, iş sağlığı ve güvenliği alanında görev yapmak üzere bakanlıkça yetkilendirilmiş, iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, bakanlık ve ilgili kuruluşlarında çalışma hayatını denetleyen müfettişler ile mühendislik veya mimarlık eğitimi veren fakültelerin mezunları ile teknik elemanı ifade eder” kuralına yer verildiği belirtildi. Bu kanuna dayanılarak hazırlanan İş Güvenliği Uzmanlarının Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’te de iş güvenliği uzmanı tanımının bu yönde değiştirildiği belirtildi.