Advertisement

Açlıktan ölen 2.5 aylık bebeğin babası 30 yaşındaki Murat Bakırcı, 2008’de geçirdiği iş kazasıyla sağ ayağını kaybetmiş, ancak SGK 2011 yılı geldiği halde aylık bağlamamış. Eğer SGK görevini tam yapsaydı, baba ayda 1000 liradan fazla gelir ve aylık sahibi olacaktı

Geçen hafta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımız Ömer Dinçer ile basın mensupları arasında sohbet toplantısı vardı. Sayın Bakan, emekli aylığı bağlama işlemlerinin 40 güne düşürüldüğünü ifade ediyordu. Ben de bunun doğru olmadığını, ülke genelinde aylık bağlama işlemlerinin, yazışmaların SGK’ya girmesinden sonraki süreçte 40 gün olabileceğini ve mutlaka Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirliği Meslek Kanunu’nun çıkması gerektiğini söylediğimde müsteşar karşı çıkmış ve bakanı yanıltmıştı.

HALKIM HAKLARINI BİLMİYOR
Sosyal güvenlik haklarımız biz daha anne karnına düşmeden başlıyor, bir ömür boyunca devam ettiği gibi biz öldükten sonra eşimiz ve çocuklarımızla yaşıyor. Yani, sosyal güvenlikten gelen haklarımız bizden uzun yaşıyor.
Öte yandan, ömrümüzün yarısından fazlası, günümüzün de büyük bir kısmı iş hayatında geçiyor ama biz ne sosyal güvenlik haklarımızı ne de çalışma hayatımızdan doğan hak ve borçlarımızı biliyoruz. Sadece çalışanlar mı, işverenlerimiz ve onların vekilleri de ne hakları biliyorlar ne de borçları.
İlkokul, ortaokul, lise ve üniversite okuyoruz, hayatımızın en büyük amacı olan çalışmak ve sosyal haklarımızla ilgili tek bir ders yok. Hayatımız boyunca hiç kullanmayacağımız tüm bilgilerle ilgili dersler ise doruk noktasında. Hanginiz logaritma, türev, integrali hayatınız boyunca bir kere kullandınız? Tanjant, kotanjant, sinüs, kosinüse bir defa ihtiyacınız oldu mu?
Bize ihtiyacımız olmayan bilgileri pompalayıp ihtiyacımız olanları ise vermiyorlar, bunu da bilinçli yapıyorlar.

HAKLARINI BİLEN İSE ALAMIYOR
Hakkınızı bildiniz, öğrendiniz, hadi arayın bakalım. Alabiliyor musunuz? Koskoca Dilekçe Kanunu’muz var ve her kamu kurumu kendisiyle alakası olmayan bir konuda dilekçe yazmış bir vatandaşın dilekçesini bile almak zorunda. Bırakın alakası olmayan kamu kurumunu, örneğin SGK Göztepe Sosyal Güvenlik Merkezi’nde emeklilik dilekçenizi bile almıyorlar. Önce bir memur dilekçenizi inceliyor ve göz ucu incelemesi sonrasında, “Sizin emeklilik zamanınız gelmemiş” deyip dilekçenizi elinize veriyor.
Olması gereken, dilekçeyi işleme alıp ağızla-sözle değil yazıyla cevap vermesi, işlem yapması ama yapmıyorlar işte. Israr ederseniz de bir ağız dolusu laf işitiyorsunuz. Hatta, birçok okurumdan biliyorum, memur sözle hatalı cevap verdiği için vatandaşımız geç emekli oluyor. Vatandaşa haklarını öğreten ve haklarını takip eden emekli müfettiş ve müdürler için “Kapıdan içeri sokulmayacaklar” diye de müdürün talimatı varmış. Yani, “Vatandaşa eziyet edeceğiz ama eziyetimizi engelleyeceklere de iş yaptırmayacağız” diyorlar.

Açlıktan ölen bebeğin babası da aynı durumda
Gazeteler, TV’ler günlerce haber yaptılar. Bir bebek açlıktan öldü. Gerçi Devlet Bakanımız Hayati Yazıcı konuyu incelemeye almış ve “Bebeğin açlıktan öldüğü belli değil” diyor ama anası bas bas bağırıyor: “Dileniyorum, günde 10 lirayla ekmek ve çaydan başka bir şey alamıyoruz, sütüm gelmiyor.” Bebeğiniz açlıktan ölse ne hissedersiniz? İsyan edersiniz değil mi? Ancak, o ana babanın isyan edecek takatleri bile yok. Baba işçi ve iş kazası geçirmiş. 2008 yılında. O yıldan beri çalışamıyor, evine ekmek götüremiyor. Ancak, gerek eski 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse yeni 5510 sayılı SS ve GSS Kanunu gereğince SGK’nın babaya derhal kaybettiği işgücüne karşı sürekli işgöremezlik geliri bağlaması gerekirdi. Ayrıca, rapor oranına göre de malullük aylığı vermesi şarttı. Yani, SGK vermesi gereken gelir ve aylığı vermeyerek aileyi aç bırakmış. Her ay evlerine 1000 liradan az olmamak kaydıyla para girse bebek açlıktan ölür mü, ana dilenir mi?

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK MÜŞAVİRLİĞİ ŞART
2008 yılında SGK’daki başmüfettişlik görevimden istifa ettim. O günden beri beynimdekileri, tecrübelerimi gençlere aktarıyor ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirleri ve Uzmanları yetiştiriyorum. 2008 yılında sosyal güvenlik kanunlarını halkımızın aleyhine değişti ama hemen herkesin geçmişten gelen hakları var. Belli başlı SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı kanunlarından gelen haklarımız 90 yıl daha devam edecek ama 5-10 yıl sonra eski kanunları bilenleri parmakla göstereceğiz. Sosyal Güvenlik Merkezleri’nde memurlar işi tam bilmediği gibi, masrafları da SGK’nın başına yıkıyor. Oysa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müşavirlik Kanunu olsa, SGK bilgisayarına ulaşım hakları olsa SGM’ye gerek olmadığı gibi her kasabada müşavirler iş ve işlemleri SGK adına yapardı.

SGK MAHKEMEYE BİLE CEVAP VERMEMİŞ
Bacağını kaybeden babaya SGK gelir ve aylık bağlamadığı gibi babanın işveren aleyhine açtığı tazminat davasına da 2 yıldır cevap yazmayan SGK ile karşı karşıyayız. Baba, 2008 yılının mayıs ayında özel bir işyerinde sigortasız çalıştırılırken kaza geçiriyor ve bacağını kaybediyor. Kazadan 3 ay sonra da şirket yetkilileri aleyhine tazminat davası açıyor. Yani, 3 yıla yakın bir zamandan beri SGK, babanın iş kazası geçirdiğini biliyor ama hâlâ işlemleri bitirip aylık-gelir bağlamadığı gibi mahkemenin defalarca talebine rağmen cevap bile göndermiyor.