Advertisement

Türkiye'de 14 Mart 1919 tarihinden beri kutlanan Tıp Bayramı için sağlıkçılar dün eylemdeydi. 2005'ten beri 'sağlıkta dönüşüm'le vatandaşın cebine para olarak verilen kısmı düşürüp, vatandaşın hastalandığında gittiği özel hastane-ilaç şirketlerine para veren sistemde müthiş artırımlar yaptık

Tıp Bayramı, ilk kez, 1. Dünya Savaşı sonunda, İstanbul'un işgal edildiği günlerde, yabancı işgal kuvvetlerine karşı tıp öğrencilerinin bir tepkisi olarak 1919 yılında kutlandı. Günümüze kadar gelen bu 14 Mart kutlamaları, artık içinde bulunduğu haftayı da kapsayacak şekilde, "Sağlık Haftası" olarak kutlanmaktadır. Cuma günü emeğin başşehri Zonguldak'ta emekçi ve emeklilerle birlikteydim; cumartesi ve pazar günü ise Ankara'da eğitimlerim vardı. Pazar günü de ilk kez 1919 yılındaki gibi görkemli bir Tıp Bayramı kutladılar; işin aslı piyasalaştırılan sağlık sistemimizi eleştirdiler. Ben de aralarındaydım.

SAĞLIKTA ARTIK PİYASALAŞTIK
Koruyucu sağlığı bir kenara koyup, "artık Türk insanını korumayalım, bırakalım hastalansınlar, sonra tedavi eder para kazanırız" mantığına uyup sağlığı piyasa haline getirdik. Hatta işi o kadar ileriye götürdük ki sağlık bakanımız "Vatandaşlarımız biz iktidara gelmeden önce yılda 2 defa hastaneye gidiyordu artık yılda 7 defa hastaneye gidiyor" diyebildi. Normal bir sağlık bakanı, "Vatandaşlarımızı hastalıklardan o kadar güzel koruyoruz ki hiç hastaneye gitmelerine gerek kalmıyor" der ama bizde vatandaş ne kadar çok hastalanırsa o kadar iyidir diyor.

EMEKLİLER YERİNE, İLAÇ ŞİRKETLERİNE PARAYI TERCİH ETTİK
SSK'nın toplu ilaç alımına son verdik: 37 milyonluk SSK'lı kesim, SSK hastanelerinde muayene ve tedavi edilip, ilaçlarını da SSK'nın eczanelerinden alıyordu. Baktık ki SSK 37 milyonluk kesime vereceği ilacı kamyonlarca-toplu ilaç alıp ilaç şirketlerine az kâr ettiriyor, hatta Bomonti'de bulunan ilaç fabrikasında çok ucuza ilaç üretiyor... SSKo kadar ucuz ilaç alıyordu ki, mesela etiket fiyatı 10 lira olan şurubu ihaleyle 1 liraya alıyor ve 1 liraya aldığı ilacı emeklilere yüzde 10 ile 1 liraya, çalışanlara yüzde 20 katkı payı ile 2 liraya satıp kâr ediyordu. Hemen müdahale ettik; "Artık toplu ilaç alımı yok aynı şurubu 10 liraya alacaksın" dedik. İlaç fabrikasını da kapattık. İlaç şirketleri bayram etti.

Sağlık harcamalarımızı patlattık:
İMF'nin talimatları ile sağlıkta dönüşüm ve sosyal güvenlik sistemini değiştirerek, özel hastanelere ve ilaç şirketlerine o kadar çok para ödedik ki İMF bile "Artık başka bir şey yapmanıza gerek yok, biz gidiyoruz" dedi.

Doktor'dan mektup var

Çok üzgünüm. 13 Mart'ta yapılacak olan Tabipler Odası'nın düzenlediği "Sözlerimi Geri Alamam" mitingine katılamıyorum. Çünkü asgari ücretle çalışmak zorunda kaldığım iki tıp merkezi arasında mekik dokurken grip oldum. Ben de düşüncelerimi özetleyen bir yazı yazmak istedim. Bu yazıyı, hekimlerin değil, kendi çocuklarımın geleceği için kaleme aldım. Zaten 25 yıllık hekimlik hayatımdan sonra kendi geleceğim hakkında hiçbir umudum kalmamıştır. Bu miting de, şimdiye kadar yaptıkları her eylemleri gibi, halkı soyan, halkı sakatlayan, gözü doymayan bencil doktorların ücretlerini beğenmemesi, çok çalıştıklarından şikâyet etmeleri şeklinde paketlenip medyada elden geldiğince az işlenerek unutulup gidecek. Dr. Melek Saygın

Bloomberg HT'ye birinci yılında ödül
"14 Mart Tıp Haftası etkinlikleri içerisinde yer alan 'Basında Sağlık' ödülü için sağlık çalışanlarını ve toplumu yakından ilgilendiren çalışma hayatındaki yeni düzenlemelere dair objektif bilgilendirici tutumunuz nedeniyle 'TV Program' dalında BLOOMBERG HT TV'de yayınlanan 'Ali Tezel'e Soralım' adlı programınızın ödül alması uygun görülmüştür. 19 Mart 2011 Cumartesi günü İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Cemi Demiroğolu Oditoryumu nda saat 13.15 te başlayacak ödül törenimize katılımınızı bekler, çalışmalarınızda başarılar dileriz. Dr. Ali ÇERKEZOĞLU" ibarelerini içeren bir davet aldım.