Advertisement
TÜRKİYE MAKRO VERİLERİ ABONE OL

Döviz piyasasına satım yönünde müdahalede bulunan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) rezervlerinde düşüş sürdü.

TCMB verilerine göre 10 Aralık haftası itibariyle brüt rezervler 123 milyar dolara geriledi. Bu rakam geçen hafta 124,1 milyar dolar olmuştu. 19 Kasım haftası itibariyle toplam rezervler 128 milyar doların üzerini görmüştü.

Net rezervler ise 22,5 milyar dolardan 21,2 milyar dolara geriledi.

Swap hariç bakıldığında ise geçen hafta net rezervin eksi 38,8 milyar dolar olduğu görüldü. Bir önceki dönem bu rakam eksi 37,9 milyar dolar olmuştu.

TCMB Döviz piyasasına satım yönünde müdahaleye başlamıştı

TCMB Aralık ayının başında 2014'ten sonra ilk kez döviz satışlarına başlamıştı.

TCMB’nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. TCMB’nin dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükselmişti.

EROL OYTUN ERCAN

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini beklentiler doğrultusunda 100 baz puan indirdi. Karar metninde arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar verildiği belirtildi.

Yabancı kurumlardan analistler ve ekonomistler ise TCMB faizleri sabit tutsa bile piyasa güveninin yakın zamanda onarılamayacağını belirtiyor.

Faiz indirim döngüsünün sonlandığına şüpheyle yaklaşan analistler, enflasyonun hızlanmasını ve Türk lirasındaki değer kaybının büyük oranda devam etmesini bekliyor.

“Erdoğan’ın hala tersine bir mesaj vermediği düşünüldüğünde bu faizlerin indirilmesini istediği anlamına geliyor”

Credit Agricole Gelişen Piyasalar Araştırma Müdürü Sebastien Barbe, faizlerin sabit bırakılmasının kur üzerindeki baskıyı bir miktar hafifletebileceğini fakat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hala faizlerin düşürülmesini istediğini belirtti. Barbe, “Erdoğan’ın hala tersine bir mesaj vermediği düşünüldüğünde bu hala faizlerin indirilmesini istediği anlamına geliyor” diye ekledi.

“Enflasyonun gelecek aylarda hızlanmasını bekliyoruz. Ama asıl soru hanehalkının Türk lirasına olan güveninin ne zaman kaybolacağı” diyen Barbe, Türk lirası mevduatların azalmasının Türk lirasındaki değer kaybını artıracağını söyledi.

"TCMB mesaj vermemeli, faizleri artırmalı"

ITC Markets Stratejisti Piotr Matys de Merkez Bankası’nın piyasaları faiz indirim döngüsünün durduğuna ikna edecek kredibilitesinin olmadığını ifade etti. Matys, “TCMB faizlerin sabit kalacağına dair mesaj vermemeli. Bunun yerine Türk lirası bir daha rekor düşük seviyeye gerilediğinde faizleri artırmalı” diye belirtti.

“Eğer Merkez Bankası faiz indirimlerini durdurarak dolar kurunu istikrara kavuşturabileceğini düşünüyorsa piyasalar bunun tersini kanıtlayacaktır” diyen Matys, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları düşünüldüğünde TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu’nun yılın ilk yarısında faizleri sabit tutup tutamayacağının yakından takip edileceğini dile getirdi.

"Politika yapıcılar arasında TL'nin değerini korumaya çalışan kimse yok"

Medley Advisor Gelişen Piyasalar Direktörü Nick Stadtmiller ise TCMB’nin 2022’nin ilk yarısında faizleri sabit tutmasını beklediğini ve yakında herhangi bir faiz artırımı da yapmacaklarını düşündüğünü söyledi.

“Para politikası belirlenirken enflasyon tamamen gözardı ediliyor gibi gözüküyor. Belli ki politika yapıcılar arasında Türk lirasının değerini korumaya çalışan kimse yok” diyen Stadtmiller, TCMB’nin sadece TL’deki keskin yükselişleri kontrol etmeye çalıştığını ama cari açığı kapatmak için Türk lirasının değer kaybetmesine izin verdiğini belirtti.

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faiz indirim çağrıları artacak"

Monex Europe Kıdemli Piyasa Analisti Simon Harvey, 2022’nin ilk çeyreğinde enflasyonun yükseleceğini ve bu artışın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz indirimi çağrılarının da artmasına neden olacağını ifade etti.

“Böylece Türk lirası’nın üzerindeki baskı önümüzdeki aylarda sürecektir ve piyasalar 2023’teki seçimler yaklaştıkça faizlerin daha da ineceği konusunda temkinli olacaktır” diyen Harvey, TCMB’nin rezervlerini yeniden azaltmaya başlamasıyla finansal risklerin Türkiye ekonomisinde daha belirgin olacağını vurguladı.

"Bu indirimin son olduğu konusunda şüpheciyim"

Commerzbank Gelişen Piyasalar Ekonomist Tatha Ghose da TCMB’nin faiz kararının beklentileriyle paralel geldiğini fakat faiz indirim döngüsünün sonlandığına şüpheyle yaklaştıklarını söyledi.

“Faiz indirim döngüsünün sonlandığına dair bir işaret verirler diye düşünmüştüm ama bu indirimin son olduğu konusunda şüpheciyim” diyen Ghose, gelecek yılar cari fazla değil cari açık oluşmasını beklediklerini söyledi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, internet sitesi üzerinden yayımladığı duyuruda "Bireysel veya tüzel müşterilere Türk Lirası cinsinden kullandırılan kredilerin amacına aykırı işlemlere konu edilmemesine yönelik gerekli kontrollerin azami seviyede oluşturulması hususunda kurumumuz, gözetim ve denetimi altındaki kuruluşları talimatlandırmıştır" dedi.

Söz konusu talimatlar kapsamında gerekli inceleme ve değerlendirmelerin devam ettiğini söyleyen kurum, tespit edilen aykırılıklar hakkında gerekli idari işlemlerin tesis edildiğini ifade etti.

Fed’in 2022 Haziran ayında faiz artıracağına dair beklentiler, çarşamba günü gerçekleştirilen toplantı sonrasında zirveye çıktı. Beklentiler Kasım sonunda Omikron varyantına dair endişelerle hızlı bir şekilde geriledikten sonra Aralık ayında neredeyse ikiye katlandı.

Federal Açık Piyasa Komitesi, çarşamba günü politika faizinde herhangi bir değişiklik yapmadı fakat varlık alımı azaltımı hızını ikiye katlayarak 30 milyar dolara çıkardı. Fed politika yapıcıları ise 2022 ve 2023 yıllık üçer faiz artırımı, toplamda 6 faiz artırımı gerçekleşmesini bekliyor.

Karar metninde enflasyonun pandemi ve tedarik zinciri sıkıntıları ile yükseldiği ifade edildi. Metinden enflasyonun geçici olduğu yönündeki ifadelerin de çıkarıldığı görüldü. Metinde ekonominin görünüme yönelik devam eden risklerle karşı karşıya olduğu belirtildi.

Fed ekonomiye ilişkin projeksiyonları da yayımladı. Buna göre Eylül ayında yüzde 5,9 olarak açıklanan 2021 büyüme beklentisi yüzde 5,5 seviyesine çekildi. 2022 büyüme beklentisi ise yüzde 3,8'den yüzde 4'e yükseltildi. 2023 büyüme tahmini yüzde 2,5'ten yüzde 2,2'ye düşürüldü.

Dolar/TL, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası faiz kararı sonrasında 15,65 ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Sterlin/TL 20 seviyesini geçerken euro/TL 17,22 civarında bulunuyor.

Dolar/TL pazartesi günü rekor tazeledikten sonra Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın müdahalesiyle 14 seviyesinin altına geri çekilmişti. Salı günü öğleden sonra yeniden yükselişe geçen dolar kuru çarşamba günü 14,80 seviyesinin üzerine tırmanmıştı.

Dolar/TL Kasım ayında yüzde 40’a yakın yükseliş kaydettikten sonra Aralık başından bu yana da yüzde 10 civarında yükseldi. Türk lirası dolar karşısında sene başından bu yana yüzde 50'den fazla değer kaybederken en son 2001 yılında yıllık bazda bu kadar büyük bir değer kaybı yaşanmıştı.

Türkiye’nin kredi temerrüt risk primi (CDS) 524 baz puan seviyesinde bulunurken 10 yıllık tahvil faizi yüzde 22,1 civarında seyrediyor.

TCMB faizleri 100 baz puan indirdi

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) politika faizini beklentiler doğrultusunda 100 baz puan indirdi. Karar metninde arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar verildiği belirtildi.

Bloomberg HT Araştırma Birimi'nin 17 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankette medyan beklenti politika faizinin 100 baz puan indirimle yüzde 14'e çekilmesi yönündeydi.

Ankette iki kurum 200 baz puanlık faiz indirim beklentisi içinde olduğunu belirtirken, bir kurum 75 baz puan ve diğer bir kurum ise 25 baz puan indirim tahmininde bulunmuştu.

TCMB Döviz piyasasına satım yönünde müdahaleye başlamıştı

Faiz kararından önce en kritik gelişmelerden birisi döviz piyasasına satım yönünde yapılan müdahaleler oldu.

TCMB’nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. TCMB’nin dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükseldi.

Merkez Bankası politika faizini 1 puan indirimle yüzde 14 seviyesine çekerken, karar metninde indirim alanının tamamlandığı ve 2022 yılının ilk çeyreğinde para politikası çerçevesinin gözden geçirileceği mesajları dikkat çekti.

Karar metninde para politikası patikasıyla ilgili şu ifadeler kullanıldı: Enflasyonda Kasım ayında gözlenen yükselişte; döviz kuru gelişmeleri, küresel gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışlar ile tedarik süreçlerindeki aksaklıklar gibi arz yönlü unsurlar ve talep gelişmeleri etkili olmaktadır.

Kurul, politika faizinin 100 baz puan indirilerek, arz yönlü ve para politikası etki alanı dışındaki arızi faktörlerin fiyat artışları üzerinde oluşturduğu geçici etkilerin ima ettiği alanın kullanımının tamamlanmasına karar vermiştir.

Alınmış olan kararların birikimli etkileri 2022 yılının ilk çeyreğinde yakından takip edilecek ve bu dönemde fiyat istikrarının sürdürülebilir bir zeminde yeniden şekillenmesi amacıyla geniş kapsamlı politika çerçevesi gözden geçirme süreci yürütülecektir.

Cari denge vurgusu korundu

Karar metninde cari işlemler dengesi vurgusu korundu.

Metinde milli gelir verileri ve öncü göstergelerin yurt içinde iktisadi faaliyetin, dış talebin de etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret ettiği belirtildi.

Aşılamanın toplumun geneline yayılmasının salgından olumsuz etkilenen hizmetler, turizm ve bağlantılı sektörlerin canlanmasına ve iktisadi faaliyetin daha dengeli bir bileşimle sürdürülmesine olanak tanıdığı ihracattaki artış eğiliminin güçlenmesiyle cari işlemler dengesinin 2022 yılında fazla vermesinin öngörüldüğü ifade edildi.

Cari işlemler dengesindeki iyileşme eğiliminin güçlenerek devam etmesinin fiyat istikrarı hedefi için önem arz ettiğini belirten TCMB bu bağlamda ticari ve bireysel kredilerin yakından takip edildiğini de ekledi.

Yüksek küresel enflasyonun etkileri izleniyor

Karar metninde küresel duruma ilişkin olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerine ve yüksek küresel enflasyona dikkat çekildi.

Salgında yeni varyantlar nedeniyle kapanma tedbirlerinin ve seyahat kısıtlamalarının yeniden başlamasının küresel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tuttuğunu belirten TCMB küresel talepteki toparlanma, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artışın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açtığını söyledi.

Metinde yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin yakından izlendiği bununla birlikte gelişmiş ülke merkez bankalarının artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini değerlendirdiği vurgulandı.

Metinde bu çerçevede, "iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası iletişimlerinde ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını sürdürmekte, varlık alım programlarına devam etmektedir." değerlendirmeleri yapıldı.

Ekonomistler nasıl yorumladı?

Bloomberg HT yayınına katılan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Burak Saltoğlu TCMB’nin faiz kararı için şunları söyledi: "Metnin önemli bir kısmında faizi değiştirmemeye karar vermiş gibi duruyor. Dünkü Fed toplantısında 2022 için 3 kere faiz artışı olacağı beklentisi çıkmıştı. Biz 100 baz puan indirirken dünyanın en büyük rezerv parasına sahip merkez bankası 100 baz puan arttıracağı mesajını veriyor. Şu anda baktığımızda gelişmekte olan ülkelerle, hatta gelişmiş ülkelerle aramızda bir farklılık var. Farklı olduğumuzu nasıl anlatacağımız konusunda da metinden bir şey çıkmıyor."

İş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Nilüfer Sezgin ise TCMB’nin faiz kararı hakkında şunları söyledi:
Beklenen bir karardı. Metinde söylenen şey çok önemli, gelecek dönemin nasıl olacağı konusunda verilen mesaj önemli. Faizi pas mı geçer indirir mi diye konuşmaktan önce önümüzdeki dönemde mevcut faiz korunsa bile, enflasyondaki yükseliş devam edeceği için negatif reel faiz de giderek artıyor olacak. Piyasadaki dalgalanmaları durdurmak için indirmemek ve faiz tutmak yeterli olacak mıdır? Bu tartışmalı bir konu..."

Piyasa 100 baz puan indirim bekliyordu

Bloomberg HT Araştırma Birimi'nin 17 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankette medyan beklenti politika faizinin 100 baz puan indirimle yüzde 14'e çekilmesi yönündeydi.

Ankette iki kurum 200 baz puanlık faiz indirim beklentisi içinde olduğunu belirtirken, bir kurum 75 baz puan ve diğer bir kurum ise 25 baz puan indirim tahmininde bulunmuştu.

Yabancı kurumlar da bu toplantıda 100 baz puanlık indirim yapılmasını öngörmüştü.

Unicredit Merkez Bankası’nın 100 baz puanlık bir faiz indirimi yapacağını ve gelecek yılın başlarında ise politika faizini yüzde 12'ye kadar indireceğini tahmin etmişti.

TCMB’nin 100 baz puanlık bir indirim yapmasını bekleyen Deutsche Bank, sonraki üç para politikası toplantısında ise agresif bir faiz indirimi beklemediklerini belirtmişti.

Kurum, TCMB’nin dolarizasyon, zayıf Türk lirası ve artan enflasyondan dolayı 2022’nin ilk çeyreğinde politika faizini yüzde 25’e çıkarmak zorunda kalabileceğini ifade etmişti.

Barclays ise TCMB'nin bu toplantıda 200 baz puanlık bir faiz indirimi yapmasını ve Ocak ayında 100 baz puanlık bir indirim kararı daha almasını bekliyordu.

TCMB Döviz piyasasına satım yönünde müdahaleye başlamıştı

Faiz kararından önce en kritik gelişmelerden birisi döviz piyasasına satım yönünde yapılan müdahaleler olmuştu.

TCMB’nin 1 Aralık tarihindeki ilk müdahalesi yaklaşık 650 milyon dolar, 3 Aralık’taki ikinci müdahalesi yaklaşık 400 milyon dolar, 10 Aralık’taki üçüncü müdahalesi ise yaklaşık 500 milyon dolar seviyesindeydi. TCMB’nin dördüncü ve 2,5 milyar dolarlık son müdahalesi ile birlikte toplam tutar yaklaşık 4 milyar seviyesine yükselmişti.

Enflasyon 3 yılın zirvesine çıkmıştı

Tüketici fiyatları Kasım'da yıllık yüzde 21,31 arttı. Böylelikle yıllık tüketici enflasyonunda Kasım 2018'den bu yana en yüksek seviye kaydedildi.

Üretici fiyatlarında yıllık artış ise yüzde 54,62 ile 2002'den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.

Bu rakamların ardından tüketici ve üretici enflasyonu arasındaki fark rekor kırdı.