Advertisement
HABERLER ABONE OL

Piyasa aktörleri Ocak ayında enflasyondaki hızlanmanın devam edeceğini öngördü.

Bloomberg HT Araştırma Birimi'nin 25 kurumun katılımıyla gerçekleştirdiği ankette medyan beklenti Ocak ayında tüketici fiyatlarının aylık yüzde 9,4, yıllık ise yüzde 46,5 seviyesinde artması yönünde gerçekleşti.

Ankette Ocak ayı enflasyonu için en düşük beklenti aylık yüzde 5,8, en yüksek beklenti yüzde 13,72 olarak kaydedildi.

Ankette “Yıl içinde zirve hangi ay ve hangi seviyede görülür?” sorusuna yanıt veren 20 kurumun medyan beklentisi yüzde 55 oldu. Bu soruya karşılık olarak en düşük zirve tahmini yüzde 45, en yüksek zirve tahmini ise yüzde 62,2 seviyesinde belirlendi. Katılımcıların zirvenin ne zaman görüleceğine ilişkin beklentilerinin dağılımında çoğunluk Mayıs ayına işaret etti.

Yıl sonu enflasyon tahmini ise 21 kurumun katılımıyla yüzde 32,85 seviyesinde kaydedildi. Bu veriye ilişkin en düşük tahmin yüzde 22, en yüksek tahmin ise yüzde 37 oldu.

Nebati Ocak ayında zirve beklentisinde olduğunu açıklamıştı

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Bloomberg'e verdiği söyleşide enflasyonda zirvenin Ocak ayında gerçekleşeceğini belirtmişti.

Nebati, enflasyonun Ocak ayında pik noktaya ulaşmasını, buna karşın dünyadaki gelişmeler, gıda ve enerji fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte mayıs ayından itibaren düşüş yaşanacağını, kasım ve aralık ayı enflasyonlarının bazdan çıkmasıyla sene sonunda da anlamlı bir düşüşün geleceğini söyledi. Nebati, “Ben seçime tek haneli enflasyonla gideceğim 2023 Haziran ayında.” diye konuşmuştu.

İlk öncü gösterge yüzde 60 gıda enflasyonuna işaret etti

Ocak ayına ilişkin enerji kaynaklı zamlar enflasyon görünümü üzerinde baskı oluştururken, enflasyonun öncü göstergelerinden biri olarak kabul edilen Türk-İş gıda enflasyonu da yukarı yönlü seyrin devam ettiğine işaret etmişti.

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin gıda için yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 3,71, son 12 ay itibariyle yüzde 59,67 oranında bir artış hesaplandığı belirtildi.

Bu oran araştırma tarihinin en yüksek yıllık gıda enflasyonu olarak kaydedildi.

Konfederasyonun açıklamasında, "Döviz kurlarının son büyük zirvesinden sonra geçen ay yüzde 25’e yakın bir artış gören gıda fiyatlarında, yeniden değer kazanan Türk lirasının olumlu etkisi market ve pazarlara neredeyse hiç yansımadı." ifadeleri kullanıldı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) 2021'de yüzde 5 hedeflenen ancak yüzde 36 olarak gerçekleşen enflasyonla ilgili hükümete açık mektup gönderdi.

Mektupta son enflasyon raporunda tanıtılan liralaşma stratejisine vurgu yapıldı.

TCMB sürdürülebilir fiyat istikrarını hedefleyen bir çerçevede, kısa vadeli geçici kazanımlar
yerine uzun vadeli ve kalıcı başarı sağlayacak şekilde geniş kapsamlı bir temel para politikası gözden geçirme sürecinin başlatıldığını hatırlatırken, liralaşma stratejisinin bu sürecin asli unsurunu oluşturduğu ifade edildi.

Mektupta liralaşmanın orta ve uzun vadede enflasyonla mücadelede para politikası araçlarına vereceği desteğin üç kanalla gerçekleşeği ifade edildi.

"Kur korumalı mevduat orta vadede istikrara kalıcı katkı sağlayacak"

TCMB'nin mektubundan sıraladığı üç kanaldan ilki kur korumalı mevduat ürünü oldu.

Mektupta kur korumalı hesaplar ve benzeri araçlar ile Türk lirası tasarruflar teşvik edileceği ve
getirilerinin alternatiflerine göre geride kalmasına izin verilmeyeceği belirtildi.

Kur korumalı tasarruf araçlarının, yıllardır çözüme kavuşturulamayan çok kısa vadeli mevduat yapısının vade uzatımı dönüşümüne de destek olacağının daha şimdiden anlaşıldığını belirten TCMB zorunlu karşılıklar ve kur korumalı mevduat kararları ile liralaşma sürecinin orta vadede fiyat istikrarına kalıcı katkı sağlamasını beklediğini ifade etti.

TL cinsi teminatlara öncelik verilecek

İkinci olarak, TCMB'nin likidite ve karşılık operasyonlarında Türk lirası araçlara geçişin kademeli bir
şekilde yönetilmesi gösterildi.

Para takas işlemlerinin toplam fonlama içerisindeki payının azaltılması başta olmak üzere, Türk lirasına erişimde Türk lirası cinsi teminat ve araçlar önceliklendirileceğini söyleyen TCMB zorunlu karşılık politikalarında da bu ilkenin gözetileceğini ifade etti.

Üretim kapasitesi vurgusu

TCMB'nin bir süredir yönlendirmesinde önemli yer edinen üretim kapasitesine ilişkin vurgular bu metinde de yer aldı.

TCMB'ye göre enflasyon ile mücadelede üretim kapasitesini geliştirerek kalıcı kazanımlar sağlayabilmek için, cari dengeyi destekleyen ve döviz kazandırıcı sektörlere yönelik fonlama ihtiyaçlarının uygun vadelerle lira cinsinden karşılanabilmesi önem arz ediyor.

Söz konusu hedeflere odaklanmış kredilerin desteğiyle üretimin finansmanında dış borçlanmaya bağımlılığın en aza indirileceğini belirten TCMB, kurların serbest piyasa koşullarında ve ekonomik temeller etrafında uzun dönemli istikrarı için gerekli koşullar sağlanacağını da ifade etti.

Mali disiplinin enflasyon mücadelesine yüksek katkı vermesi bekleniyor

Mektupta mali politikalara da atıf yapıldı.

TCMB konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

Fiyat istikrarını sağlayacak ve sürdürecek adımların başarısı için ekonomi politikaları
arasındaki uyum ve toplumsal mutabakatın mümkün olan en geniş tabanda oluşturulması gereklidir.

Bu bağlamda, sürdürülebilir fiyat istikrarı için başarı potansiyeli her zamankinden fazladır. Mali
disiplin duruşunun enflasyonla mücadeleye verdiği desteğin yüksek olması beklenmektedir.

Vergilendirme stratejilerinin fiyat istikrarı hedefleriyle tam uyumlu hale getirilmesi ve ticarette fiyat
rekabetini engelleyen unsurlara karşı Kamunun denetim, gözetim ve düzenleme kapasitelerinin etkin kullanımı; fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilebilmesi için önemini korumaya devam edecektir.

Geçen yılın son aylarında üst üste gelen zamların emtia fiyatlarını yükselttiğini söyleyen İstanbul Tüccarlar Kulübü Başkanı İlker Önel, Ocak ayında girdi maliyetlerinde ciddi sıçramalar yaşandığını ifade etti.

Bloomberg HT'de İş Dünyası programına katılan Önel, maliyet artışları ve enerjide yaşanan kesintilerin reel sektöre nasıl yansıdığına dair değerlendirmelerde bulundu.

"Ocak ayında girdi maliyetlerinde ciddi sıçramalar oldu. Başta elektrik, doğalgaz ve otoyol ücretlerine gelen zamların yanı sıra mazottaki fiyat artışları girdi maliyetlerini önemli ölçüde arttırdı" diyen Önel, artışların birim maliyetlerini yukarı çıkaracağına da dikkat çekti.

Söz konusu artışın enflasyona da yansıyacağını beklediklerini anlatan Önel, "Birkaç gün sonra enflasyon açıklanacak. Piyasada, tüketicide yüzde 50, üreticide yüzde 100 beklentisi dillendiriliyor" dedi.

İşletmelerin ömrü kısaldı

Geçen yıl özellikle Ekim, Kasım ve Aralık aylarında TL'de yaşanan değer kaybının özellikle küçük ve orta boy işletmelerde önemli bilanço hasarlarına neden olduğunun altını çizen Önel, "Bu sorunlara işletme sermayesi sorunları da eklenince sıkıntı arttı. TOBB'un verilerine bakıldığında, Aralık'ta açılan şirket sayısı yüzde 4.1 azaldı. Kapanan şirket sayısı ise yüzde 145 arttı. Artan maliyet artışları yanında ciddi bir işletme sermayesi sıkıntısı var ki bu tablo yaşanıyor. Maliyet artışları yanı sıra işletme sermayesi sorunu yaşanması işletmelerin ömrünü kısaltıyor" diye konuştu.