Ruble ile ödeme kaosu
Rusya'nın ruble ile ödeme yapmadıkları gerekçesiyle Polonya ve Bulgaristan'ın gazını kesmesi Avrupa Birliği'nde tam bir kaos ortamı yarattı. Kesintilerin birliğin geneline yayılma endişesi, Rus gazına bağımlılığı yüksek ülkeleri telaşa sürüklüyor. Ve herkes şu soruların cevabını arıyor: Gazprom'a Rusya'nın önerdiği şekilde ruble ile ödeme yapmak yaptırımları deler mi? AB Komisyonu ne öneriyor, üye ülkeler ne diyor? Yaptırımları ihlal etmeyecek bir çözüm mümkün mü?
CEM COŞKUN/BERLİN
Aslında tüm bu tartışmalar bir ay önce Rusya Devlet Başkanı Putin’in “dost olmayan ülkelere” doğal gaz satışını sadece ruble ile ödemeye bağlayan kararnameyi imzalamasıyla başladı. Avrupa Birliği bu kararın yasal bir gerçeklik taşımadığını öne sürerek, ödemelerin sözleşmelerde yazılı olduğu şekilde euro ve dolar bazında yapılmaya devam edeceğini açıkladı.
Ancak Rusya kararında ısrarcı olduğunu eline geçen ilk fırsatta tüm dünyaya gösterdi. Doğal gaz faturalarının ödeme zamanı gelen Polonya ve Bulgaristan, AB’nin yaptırımları doğrultusunda Gazprom’a ödemeyi ruble ile yapmayınca iki ülkenin de gazını kesti.
Kesinti sürecinde neler yaşandı?
Bulgaristan örneğinde süreç şöyle işledi. Gazprom, Bulgaristan’ın enerji kuruluşu Bulgargaz’a döviz transferini tamamlamak için paranın kontrolünü üçüncü bir kuruluşa devretmesini gerektiren bir sözleşme eki gönderdi, ancak gazı alacağına dair de güvence sunmadı.
Buna karşılık Bulgargaz, Gazprom'dan konu hakkında açıklama isteyip herhangi bir cevap alamayınca, her zamanki hesabına 50 bin dolar ödemeye karar verdi. Gazprom da parayı iade etti ve gazı kesti.
Kesinti sürecini bu sözlerle aktaran Bulgaristan Enerji Bakanı Alexander Nikolov, Gazprom’un istediği şekilde davranmaları durumunda tüm olası yasal haklarını (tahkim, vb…) baştan kaybedeceklerini ve bu keyfi uygulamayı kabul edemeyeceklerini ifade etti.
Gazprom’a Rusya’nın önerdiği şekilde ruble ile ödeme yapmak yaptırımları deler mi?
Önümüzdeki haftalarda diğer AB ülkelerinin doğal gaz ödeme vadesi geldiğinde sorun daha da büyüyecek. Bu nedenle şimdi herkes bu sorunun cevabını arıyor. Peki Rusya tam olarak ne istiyor, uzmanlar yaptırımlara uygunluğu konusunda ne diyor?
Putin'in 31 Mart tarihli kararnamesine göre, Gazprom'un AB müşterileri öncelikle Gazprombank'ta iki hesap (euro ve ruble) açmalı. Ödemelerini sözleşmede yazan para birimine göre ilk hesaba yatırmalı. Ardından Gazprombank'a bu parayı rubleye çevirme, ikinci banka hesabına aktarma ve sonunda Gazprom'a ödeme yetkisi vermeli. Tüm bu işlemlerin gerçekleşmesi halinde Gazprom ödemenin yapıldığını kabul etmiş olacak ve gaz tedarikine devam edecek.
AB Komisyonu Rusya’nın bu isteğinin yaptırımlara kesinlikle aykırı olduğunu söylüyor. Üst düzey bir AB yetkilisi, "Çifte adımda yapılan bu ödeme, Avrupalı şirketler tarafından Rusya Merkez Bankası'na bir kredi teşkil ediyormuş gibi görünebilir" açıklamasında bulunarak bu sistemin yaptırımlarla uyumlu olma ihtimalinin bulunmadığını belirtti.
Bunun yerine komisyon, Avrupalı gaz alıcılarının Gazprombank'ta döviz hesabı açabilecekleri, sözleşmelerine göre tutarı euro veya dolar olarak yatırabilecekleri ve ödeme yükümlülüklerinin yerine getirildiğine dair beyanda bulunabilecekleri bir alternatif öneriyor.
Üye ülkeler komisyonun önerisini nasıl karşılıyor?
Konu hakkında komisyonun birliğe rehberlik etmesini isteyen üye ülkeler önerilen alternatiften memnun olmadıklarını ve daha net bir çözüm istediklerini ilettiler. Bu nedenle pazartesi günü AB enerji bakanları acil gündemle toplanıp çözüm için görüşmede bulunacaklar.
Özellikle Rus gazına bağımlılığı yüksek olan Almanya’nın ve sürecin başından itibaren Rusya’nın önerdiği yeni ödeme sistemini kabul eden Macaristan’ın tavrı merak ediliyor.
Almanya Ekonomi Bakanı Robert Habeck konu hakkında, "Ödemeler euro olarak yapılacak ve ardından Gazprombank tarafından “K Hesabı” olarak adlandırılan hesaba aktarılacak. Bizim izlediğimiz yol bu, Avrupa'nın bize gösterdiği yol bu, yaptırımlarla uyumlu olan yol da bu" açıklamasında bulundu.
Almanya Ekonomi Bakanlığı Bilimsel Danışma Kurulu Üyesi Jens Südekum ise, teknik ödeme sürecinin tamamen Gazprom'da gerçekleşebileceğini savunarak “Uniper, her zamanki gibi euro olarak ödeme yapar. Gazprombank'a bunları mevcut kur üzerinden rubleye çevirmesi ve yine Gazprombank'ın elinde bulunan yeni bir ruble hesabına yatırması talimatını verir. Böylece tüm taraflar istediğini alır. Uniper eskisi gibi euro ödemiş, Gazprom da ruble almış olduğunu iddia edebilir" diyor.
Macaristan ve Yunanistan da Rusya’nın belirlediği yeni ödeme sistemi dahilinde ödemelerini euro olarak yapacaklarını ve bunun yaptırımları ihlal anlamına gelmediğini belirtiyorlar.
Alman enerji şirketi Uniper, Putin’in kararnamesine uygun bir ödeme değişikliğinin mümkün olduğunu düşündüklerini, Gazprom’la somut ödeme yöntemleri hakkında görüştüklerini ve ödemelerini euro olarak yapmaya devam edeceklerini açıkladı. Viyana merkezli enerji şirketi OVM de yaptırımlara uygun çözümler üzerinde çalıştıklarını duyurdu.
Yaptırımları ihlal etmeyecek bir çözüm mümkün mü?
Sonuçta kesintilerin diğer ülkelere de sıçramaması ve enerji krizinin Avrupa’da daha da derinleşmemesi için mevcut prosedürün bir yandan Rusya'nın taleplerine uyarlanması, diğer yandan da AB'nin Rusya'ya yönelik yaptırımlarını ihlal etmeyecek şekilde düzenlenmesine ihtiyaç duyuluyor.
Şimdi tüm gözler pazartesi Brüksel’de bir araya gelecek AB enerji bakanlarının toplantısından çıkacak sonuca ve AB Komisyonu’ndan gelecek net açıklamalara çevrilmiş durumda. Özellikle Rus gazına yüksek bağımlılığı olan üye ülkeler, birliğin ortak hareket etmesini ve belirsizliklerin ortadan kalkmasını sağlayacak bir çözümü arzu ediyor. Diğer tarafta bir grup ülke de Rusya’ya sert enerji ambargosu uygulanmasından yana.
Rusya Devlet Başkanı Putin bir kez daha Avrupa Birliği’ni zor kararlar almaya itiyor. Zira hali hazırda zaman Putin’in lehine işliyor. Avrupa ülkeleri Rus gazına bağımlılıklarını azaltmak için var güçleriyle çalışsalar da ne ortada o kadar gaz var, ne de kaynak çeşitliliğini artırmak için vakit. Bu gerçekler dahilinde AB liderleri bir yandan Ukrayna’ya desteklerini sürdürmenin diğer yandan da daha derin bir enerji krizine sürüklenmemenin yollarını arıyor.