Stratejistler, 2020'de "en avantajlı varlık grubu" olarak borsaya işaret ediyor
Türkiye'de önde gelen kurumlar tarafından hazırlanan strateji raporlarında 2020'de yurt içi varlık grupları arasında borsanın öne çıkacağı, BIST 100 endeksinin 140.000 bin puanın üzerini göreceği belirtiliyor
Piyasalarda yılın ilk ayı önemli ekonomik, siyasi ve jeopolitik olayların gölgesinde geride kalırken, Türkiye'de önde gelen kurumlar tarafından hazırlanan strateji raporlarında 2020'de yurt içi varlık grupları arasında borsanın öne çıkacağı, BIST 100 endeksinin 140.000 bin puanın üzerini göreceği belirtiliyor.
Ekonomi ile siyasetin iç içe geçtiği ve piyasalarda fiyatlamaların yerelden daha çok dış gelişmelerle oluştuğu son yıllarda, yatırımcıların portföy dağılımında döviz ve altın gibi daha bilinen varlıkların ağırlıklı olduğu görülüyor.
Son yıllarda sermaye piyasalarına ilgi artsa da Türkiye'de henüz istenen seviyeye gelinemediği görülürken, bu yıl stratejistler tarafından hazırlanan raporlarda borsanın büyük potansiyel taşıdığına işaret ediliyor.
AA muhabirinin Garanti BBVA Yatırım, Deniz Yatırım ve Gedik Yatırım tarafından hazırlanan strateji raporlarından derlediği bilgilere göre, bu yıl Türkiye'de enflasyon yüzde 8,5-9,5 arasına gerileyerek tek haneyi görecek. Ekonomik büyüme öngörülerinin 2020 için yüzde 3,5 ila yüzde 4,5 arasında değiştiği raporlarda, dolar/TL'nin yıl sonunda 6,40-6,50 düzeyinde seyredeceği tahminine yer veriliyor.
Garanti BBVA Yatırım ekibi tarafından hazırlanan strateji raporunda, 2020'nin, merkez bankalarının ne yapacağının tartışılacağı, jeopolitik olayların izleneceği ve çoğu zaman ekonomik gelişmelerden çok haber akışına göre yatırımlara yön verileceği bir yıl olacağı vurgulandı.
Geçen yıl faiz artırım politikasından çark ederek faiz indirimlerine başlayan Fed'in öncülüğünde, dünyada düşük faiz ortamının süreceği belirtilen raporda, gelişmiş ülke merkez bankalarının 2020'de de bilançolarını büyütmeye devam edeceği kaydedildi.
Raporda, bu doğrultuda düşük faiz-bol likidite ortamının 2020'de de dünyaya hakim olacağı öngörülerek, "Türkiye'de 'dengelenme yılı' olarak geçen 2019'un ardından 2020'de güçlü bir büyüme ortamı olacak. Düşük faiz ortamının korunacağı, TL'nin kontrollü bir değer kaybı sergileyeceği beklenen ana senaryo kapsamında, 2020 sürdürülebilir büyüme konusunda atılacak adımlara bağlı olarak Türkiye'nin 2021 ve sonrası görünümünü de belirleyecek." denildi.
Türkiye'nin 2 yıl öncesine göre çok daha farklı olan ekonomik görünümüne kredi derecelendirme kurumlarının da kayıtsız kalamayacağının düşünüldüğü aktarılan raporda, 2020'de bu kurumlardan not artışı gerçekleştirmesinin beklendiği bildirildi.
Raporda, Türkiye'de jeopolitik risklerin önemli bir bölümünün uzun süredir fiyatlara yansıtıldığına işaret edilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:
"Sıcak para yerine uzun vadeli sermaye yatırımlarını tercih edeceğini çeşitli hamlelerle belli eden Türkiye'nin dış finansman ihtiyacı cari işlemler açığının artması ile 2019'a göre yüksek seyredecek. 2020 bu anlamda, TL açısından kontrollü bir değer kaybının yaşanacağı, buna karşılık oynaklığın sınırlı kalacağı bir yıl olarak görünüyor. Öte yandan, enflasyondaki düşüş ve önde gelen merkez bankalarının yeniden faiz indirim döngüsüne girmelerinden faydalanarak faiz indirmeye başlayan TCMB'nin, bir taraftan da bütçe performansını izleyeceğini düşünüyoruz. Yani 2020'de faiz politikasının seyri enflasyon, jeopolitik riskler, diğer gelişen ülkelerin durumu, Fed'in faiz politikası kadar Türkiye'nin maliye politikasına da bağlı olacak."
"Dövizden TL'ye geçme fırsatı değerlendirilmeli"
Garanti BBVA raporunda, 2020'nin ilk çeyreğinin haber akışı anlamında oldukça hareketli olduğu ancak Türk mali piyasaları açısından olumlu geçmesinin beklendiği vurgulandı.
Bu dönemin kazananının hisse piyasası olacağı aktarılan raporda, "Büyümedeki ivme artışı, düşük faiz ortamı ve destekleyici bir küresel ortam, oldukça uzun bir süredir benzer ülke piyasalarından ayrışan Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksini yeni rekora taşıma potansiyeline sahip. Özellikle faizdeki düşüş nedeniyle BIST'e olan yatırımcı ilgisinin artması, kurumsal yatırımcıların portföylerinin daha büyük bir kısmını BIST'e ayırmaları ana senaryomuz." değerlendirmeleri yapıldı.
Raporda, bu yıla dair öngörülere de yer verilerek, şunlar kaydedildi:
"2020 için büyüme öngörümüz yüzde 4 düzeyinde. Yıl sonu enflasyon beklentimiz ise yüzde 8,5 seviyesinde. Öte yandan, TCMB'nin 2020'de 300 baz puan indirim yaparak politika faizini yıl sonunda yüzde 9'a çekmesini bekliyoruz. TL'de kalıcı bir değerlenme beklemiyoruz. Geçen yıl yurt içi yerleşikler, ortalama 5,56 seviyesinden 32 milyar dolarlık döviz aldı. 5,56'dan alınan bu döviz mevduatlara TL faizleri de eklenince 6,46'ya yükseliyor. 2020 sonu dolar/TL tahminimiz, 6,40 seviyesinde, yani 2019'da döviz tercih eden yatırımcıların faiziyle şu anki başa baş TL maliyetinden bile daha aşağıda bulunuyor. 2020’de kurdaki hareketlerin agresif olmayacağı beklentimize göre, bu yıl yatırımcıların oynaklık artışlarını dövizden TL'ye geçme fırsatı olarak değerlendirmelerini öneriyoruz."
"2020'nin ana teması büyümeye dönüş"
Deniz Yatırım Araştırma tarafından hazırlanan 2020 Strateji Raporu'nda da 2020'nin ana temasının büyümeye dönüş olduğu, sürecin ne kadar zaman alacağı konusunun değerlendirildiği belirtildi.
Bu yılın 2019'a kıyasla daha iyi bir performansa işaret edeceğinin öngörüldüğü aktarılan raporda, "Belirsizliklerin masadan kalkışı ve yatırıma dönüşü biraz daha zaman alabilir. Global büyüme 2019 ölçeğinde zayıf kalmayacak ama ciddi toparlanma görmeyi de beklemiyoruz." denildi.
Raporda, doların sanılandan daha uzun süre dünya çapında değerli seyredebileceğine işaret edilerek, şu görüşlere yer verildi:
"Yerel varlıklar uzun bir aranın ardından emsalleriyle paralel fiyatlama davranışları gösteriyor. Böylesi durumun 2020 içerisinde de devam etmesini bekliyoruz ancak 3 ana başlık bizim açımızdan oyun değiştirici faktör olarak beliriyor. Enflasyonda tek haneli rakamlara ulaşma potansiyeli ve sürecin genişliğinin yanı sıra büyüme ile cari denge tartışmalarının sıkıştığı kısır döngünün kırılması ve Avrupa'daki ivme kaybının ne yöne evrileceği soruları... Şayet cari işlemler hesabında endişe edilen ölçekte genişleme olmadan büyümede hedeflenen patika yakalanırsa söz konusu gelişmeyle 2021 ve sonrası için de Türkiye adına yeni bir hikaye ve potansiyeli barındırdığı ayrı bir faza geçiş yapacağımızı belirtmek isteriz."
Türk hisse senedi piyasasının 2020'de "en avantajlı varlık grubu" olarak değerlendirildiği aktarılan raporda, "Yüzde 12 risksiz faiz oranı kullanarak yaptığımız hesaplamaya göre, BIST 100 endeksi için gelecek 12 aylık dönemde 145.000 seviyesine ulaşıyoruz. Bu, aynı zamanda 123.000 endeks seviyesine göre yaklaşık yüzde 18 yükseliş potansiyeli anlamına geliyor. Öngördüğümüz yükseliş potansiyelinin bankacılık sektörü liderliğinde yaşanacağını değerlendiriyoruz." ifadeleri kullanıldı.
Raporda, dolar/TL'de enflasyon seviyesi kadar değer kaybı olacağının düşünüldüğü, bu çerçevede paritenin yıl sonu kapanışını 6.50 seviyesinde tahmin ettikleri bildirildi.
Bu yıl için ekonomik aktivitedeki toparlanmanın devam etmesinin beklendiği vurgulanan raporda, 2020 sonunda ekonominin yüzde 3,5 büyüyeceği, enflasyonun yüzde 9,5 düzeyinde gerçekleşeceği, milli gelirin yüzde 1,5'i oranında da cari açık verileceği öngörülerine yer verildi.
"Türkiye ekonomisi için 2020, toparlanma yılı olacak"
Gedik Yatırım'ın bu yıla ilişkin strateji raporunda ise küresel risk iştahının yüksek seyretmeye ve gelişmekte olan ülkeler açısından destekleyici kalmaya devam etmesinin muhtemel olduğu kaydedildi.
Raporda, geçen yıl küresel para politikalarının genişleyici yöne geçtiği anımsatılarak, "2020 başında küresel çapta birçok merkez bankasının, son 6 aylık dönemdeki genişleme adımları sonrasında 'bekle-gör' politikasına geçtiğini ve faizlerin kayda değer bir süre daha düşük seviyelerde kalacağı yönünde iletişim kurduğunu görüyoruz. Zira, küresel ekonomik görünüm halen desteklenme ihtiyacının sürdüğüne işaret etmekte. Yakın dönemde artan küresel risk iştahının bu yıl da yüksek kalmayı sürdürmesi, küresel finansal koşulların da gelişmekte olan ülkeleri destekleyici olmaya devam etmesi muhtemel." değerlendirmeleri yapıldı.
Türkiye ekonomisi için 2020'nin, toparlanma yılı olmasının beklendiği aktarılan raporda, şunlar kaydedildi:
"Türkiye
ekonomisinde 2018'in ikinci yarısından 2019'un ilk yarısına kadar devam eden dengelenme eğilimi, 2019'un ikinci yarısı itibarıyla yerini kademeli bir iyileşmeye bıraktı. TCMB'nin yılın ikinci yarısında gerçekleştirdiği önden yüklemeli faiz indirimlerinin finansal koşullardaki sıkılığı azaltıcı etkisi reel ekonomiye gecikmeli olarak yansıyacağından geçen yılın 3. çeyreği itibarıyla ilk sinyallerini aldığımız toparlanmanın özellikle 2020'nin ilk yarısı itibarıyla daha gözle görülür hale geleceğini değerlendirmekteyiz. Önümüzdeki süreçte, ekonomik büyüme tarafında baz etkilerinin de destekleyici olacağı, enflasyonun önemli bir süre düşük çift haneli seviyelerde dengelenip 2020'nin ikinci yarısı ile tek haneli seviyelere yakınsamaya başlayacağı, cari dengenin tarihsel ortalamalara kıyasla daha sürdürülebilir ve yönetilebilir seviyelerde olacağı görüşümüzü korumaktayız."
Raporda, küreselde yüksek seyreden risk iştahı, Türkiye ekonomisinin dengelenmeden toparlanmaya geçiyor oluşu, Türk varlıkların değerlemeler açısından cazip seviyelerde olmayı sürdürmesi, TL'nin görece istikrarlı bir görünüm sergilemesi ve ülke risk primindeki düşüşün sürme potansiyeli gibi gerekçelerle Borsa İstanbul'un orta-uzun vadede önemli bir getiri potansiyeli taşıdığının düşünüldüğü belirtildi. Raporda, bu yıl endeksin 140.000 ve üzeri seviyelere hareketlenmesinin olası görüldüğü bildirildi.
Yıl sonu enflasyon tahmininin 2020 için yüzde 9,6 seviyesinde olduğu aktarılan raporda, bu dönemde ekonominin yüzde 4,5 büyüyeceği, cari açığın milli gelir içindeki payının yüzde 1,8 ve dolar/TL'nin 6,39 seviyesinde gerçekleşeceği öngörüsüne yer verildi.