TCMB faiz senaryoları: Büyük bir indirim mi olacak yoksa sabit mi tutulacak?
Çetinkaya'nın Başkanlık görevinden alınmasının ardından, TCMB'nin 25 Temmuz'daki toplantısında nasıl bir adım atacağı piyasalarda merakla bekleniyor
Yatırımcıların Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Merkez Bankası üzerindeki tartışmasız etkisini hazmetmek için birkaç günlük bir zamanları oldu, şimdi soru artık şu; Türkiye'nin borçlanma maliyetleri ne hızda düşürülecek?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya'nın görevden alınıp yerine yardımcısı atanmadan bile önce, piyasa, politika yapıcılara son üç yılın ilk faiz indirimi için yeşil ışık yakmıştı. Bu görüş, Türk Lirası'nın Pazartesi günü Mayıs başından bu yana en büyük düşüşünü gerçekleştirmesine karşın korundu.
Ancak para otoritesinin finansal koşulları gevşetme hızı, Erdoğan'ın yüksek faize ilişkin bilinen hoşnutsuzluğu dikkate alındığında piyasa için büyük bir fark yaratacak. Kıvamında bir yaklaşım, liraya destek olacak sermaye girişlerine yol açacak ve enflasyonun yavaşlamasına neden olacakken, daha agresif bir duruş para biriminin yeni oluşmaya başlayan toparlanmasını yoldan çıkarabilir.
TCMB yetkilileri 25 Temmuz'daki politika toplantısında faizlere ilişkin karar alacak. Bu karara ilişkin ne gibi senaryolar olabilir?
Yoğun bir indirim
Yatırımcılar için en büyük korku Erdoğan'ın Merkez Bankası'nı çok agresif ve çok hızlı faiz indirimleri için zorlaması. Geçen haftanın sonunda, piyasalar halihazırda, bir yıl vadeli lira çapraz döviz swaplarının gösterge politika faizi olan yüzde 24'ün 450 baz puan altında işlem görmesi ile birlikte, yüklü bir gevşeme çevrimini fiyatlamıştı. Bu durum fazla değişmedi.
Ancak getiri eğrisinin dikliğine bakarak değerlendirme yapıldığında, değişen nokta, merkez bankasının ne hızda faiz indirimine gideceğine ilişkin beklentiler oldu. Getiri eğrisinin yakın ucundaki faizler bu hafta düşerken, eğri boyunca borçlanma maliyetleri daha da artıyor. Bu durum, yatırımcıların kendilerini enflasyondaki yükselişe karşı korumak istediğini işaret ediyor. Tüketici fiyatlarındaki artış Haziran ayında yüzde 15.7'ye yavaşladı.
Rabobank gelişen piyasalar stratejisti Piotr Matys, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, inatçı bir şekilde yüksek seyreden enflasyondan kaynaklanan ekonomik sıkıntıları, çok daha az popüler ve bu yüzden uygulanması çok daha zor olan yapısal reformlar üzerinde odaklanmak yerine faizi göreceli olarak hızlı bir şekilde düşürerek çözmeye niyetli gibi görünüyor" dedi.
Matys, TCMB Başkanı Murat Uysal'ın Erdoğan'ı yatıştırmak için birkaç yüz baz puanlık büyük çaplı bir faiz indirimine gidebileceğini sözlerine ekledi.
Bebek adımları ile gitmek
Çetinkaya'nın görevden alınmasından kaynaklanan TCMB'nin güvenilirliğine ilişkin hasar dikkate alındığında, Uysal, hikayeyi biraz değiştirebilmek için borçlanma maliyetlerinde ölçülü bir indirimi tercih edebilir. Bir hafta vadeli repo faizinde 100 baz puanlık bir indirim, Standard Chartered Plc’den Carla Slim'in geçen haftaki tahminine göre, bir itidal işareti olacak. Slim bu tahmini koruyor.
Slim, e-posta yoluyla yaptığı değerlendirmede, "Koşulların iletken olmasına karşın, TCMB bu yıl, piyasa türbülansından dolayı, gevşeme çevrimini başlatmayı erteledi," dedi ve "Temmuz ayında keskin bir faiz indirimi piyasaları tedirgin edebilir ve buna bağlı olarak, takip eden faiz indirimlerinde, potansiyel olarak olarak Merkez Bankası'nın manevra yeteneğini düşürebilir. Bu yüzden kademeli faiz indirimi beklentimiz sürüyor" değerlendirmesinde bulundu.
Faiz değişikliğine gidilmez
Faizin değiştirilmemesi tüm dünyada analistleri ve yatırmcıları şaşırtır ve muhtemelen lirada bir ralliye yol açar. Eğer enflasyon önümüzdeki aylarda beklendiği üzere yavaşlarsa, bu durumda, zaten dünyanın en yükseği olan Türkiye'nin reel faizi de artacaktır.
Lüksemburg'da Nordea Investment Funds kıdemli makro stratejisti Sebastien Galy, "Eylül ayından bu yana, Merkez Bankası para politikasını hükümetin müdahalesine karşı bağımsızlığının bir işareti olarak tuttu," dedi ve "Agresif faiz indirimi beklentilerine karşın faizi sabit tutarsa, bu durum yatırımcıları, hisse senedi ve sabit getirili menkul kıymet piyasasında bir volatilite dalgasının ardından sakinleştirecektir" değerlendirmesinde bulundu.
Galy'ye göre, mantık şöyle de olabilir; fiyat baskısı hafiflerse, ona karşı mücadele ihtiyacı da azalır. Ancak, Galy, stratejistlerin büyük kısmı gibi, bu senaryonun ihtimalinin oldukça düşük olduğunu düşünüyor.
Grafik: Bloomberg HT Araştırma