Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Varank: 2022'nin son çeyreğinde Ağrı'da altın dökümünü hedefliyoruz

Varank: 2022'nin son çeyreğinde Ağrı'da altın dökümünü hedefliyoruz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Bloomberg HT'ye verdiği demeçte, Ağrı Mollakara bölgesinde gerçekleştirilen uzun arama faaliyetleri neticesinde, piyasa değeri 1,2 milyar dolar olan 20 ton altın rezervi tespit ettiklerini açıkladı. Madenin işletmeye geçmesinin ardından 500 kişinin istihdam edileceğini aktaran Varank, dolaylı istihdamda ise, 2500 kişinin tesis sayesinde gelir sağlayacağını açıkladı.

Giriş: 10 Haziran 2021, Perşembe 16:00
Güncelleme: 10 Haziran 2021, Perşembe 16:04

Koza Altın İşletmeleri Ağrı Mollakara Tesisi Temel Atma Töreni'ne katılan Bakan Varank, tören sonrası Bloomberg HT’nin sorularını yanıtladı.

Varank, Ağrı gibi bir ilde altın madeni işletmesinin kuruluyor olmasının gurur verici olduğunu belirttiği konuşmasında, tesisin hem bölge hem de Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayacağını söyledi.

Varank bölgede keşfedilen altın rezervine ilişkin olarak şu detayları verdi:

“Burada 160 milyon dolarlık bir yatırımla, bu bölgede keşfedilmiş olan 20 tonluk altın rezervini çıkaracak işletme tesisimizi kuracağız. Bugün temellerini attık. İnşallah 2022 yılının son çeyreğinde, Sayın Cumhurbaşkanımızın katılımıyla bu kuracağımız tesiste ilk altın dökümünü gerçekleştirmek istiyoruz. Tabii, altın stratejik bir maden, tüm dünyada rezervler anlamında ülkelerin birbiriyle yarıştığı ve yer altında bulunduğunda en fazla katma değer sağlayan madenlerden bir tanesi. Burada keşfedilmiş olan 20 tonluk altın madeni rezervinin rakamsal değeri günümüz fiyatlarıyla 1,2 milyar dolar. İnşallah bu bölgede arama faaliyetleri devam edecek. Biz bu bölgede çok daha büyük bir potansiyel olduğuna inanıyoruz. İnşallah bütün o potansiyeli ekonomimize kazandırmak istiyoruz.

Bildiğiniz gibi yatırım ülkemiz açısından çok önemli. Son dönemde pandemiye rağmen Türkiye’de yatırım ortamında müthiş bir gelişme var. Yatırım iştahı gerçekten çok güçlü bir şekilde devam ediyor. İşte onların bir tanesinin yansımasını bugün görüyoruz. Ben konuşmamda da söyledim. Biz hükümet olarak, Türkiye’yi katma değerli üretimle büyütmenin gayreti içerisindeyiz. Hayal satmıyoruz. İşte burada daha önceki keşfettiğimiz rezervin açığa çıkarılması için üretim tesisimizin temellerini attık. İnşallah seneye üretime geçmiş olacağız. Biz aynı şekilde büyün bakanlıklarımızla beraber Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’yi kalkındırmanın derdindeyiz.”

Bu bölgeler daha önce terörün kol gezdiği, insanların buralarda gezemediği bölgelerdi ama biz bu bölgelerde terörü bitirdik. Hem yurt içinde hem de yurt dışında terörle ciddi mücadeleler vererek artık bu bölgelerin üretimle, istihdamla, doğa güzellikleriyle, tarımla kalkınabilmesi için büyük bir gayret gösteriyoruz. Bugün gerçekten çok mutluyuz ve gururluyuz.”

"Tesiste kullanacağımız teknoloji Batı ülkelerinin kullandığı tekniklerle aynı"

Altın madeninin çıkarılması sırasında, çevrenin korunmasına yönelik olarak hangi tedbirlerin alınacağına değinen Varank şu ifadeleri kullandı:

“Çok açık konuşmamız lazım. Bizim özellikle yeni tesiste kullanacağımız teknoloji batı ülkelerinin, Amerika’nın ve Avrupa ülkelerinin kullandığı tekniklerle aynı. Dolayısıyla biz çevreye maksimum hassasiyeti göstererek bu tesislerimizi işletmeye alıyoruz. Bu tesislerimizdeki üretim bittikten sonra çevrenin tekrar ayağa kaldırılması, çevrenin rehabilite edilmesi ile ilgili de şirketlerimizin ciddi taahhütleri var. Yerine getirmezlerse ciddi müeyyideleri var. Şundan vatandaşımızın müsterih olması lazım. ABD’de ya da Kanada’da altın nasıl aranıyorsa, nasıl işletiliyorsa bizim ülkemizde de aynı tekniklerle, hatta çok daha dikkat ederek, çok daha hassasiyet göstererek işletiliyor. Bu bölgede de çalışmalarımızı çevreye saygılı bir biçimde devam ettireceğiz. İşlerimiz bittikten sonra da, tabii ki toprağın işlenirken toprak yüzeyinde gelişen bir takım sıkıntıları da daha sonra rehabilite ederek, bu bölgeyi olduğu gibi doğayla buluşturacağız.”

"Dolaylı istihdamda, 2 bin 500 vatandaşımız bu maden sayesinde ekmek kapısı bulacak"

Tesis, bölgede nasıl bir istihdam yaratacak? sorusunu yanıtlayan Varank, konuşmasında şu açıklamaları yaptı:

“Altın madenleri ve diğer madencilik sektörlerindeki istihdama baktığımızda, doğrudan istihdamın 4 katı dolaylı istihdamın oluştuğunu görüyoruz. Bu madende inşallah işletmeye geçildiğinde 500 vatandaşımız çalışacak. Dolaylı istihdama da baktığımızda, 2500 vatandaşımızın bu maden sayesinde ekmek kapısı bulacağını biz görebiliyoruz. Bu bölgeye yönelik bizim özellikle istihdam yoğun sektörlere yönelik de yoğun çalışmalarımız var. Tekstil kentlerle, biz burada özellikle gençlerimizin önünü açmak istiyoruz. Önümüzdeki dönemde, Ağrı ve ilçeleri başta olmak üzere bölge şehirlerimizde yeni projelerimizi de kamuoyuna duyuracağız.

"Global markaların yeni tedarikçi arayışında, ülkemiz en önemli adaylardan"

Konuşmasında son büyüme rakamlarına da değinen Varank, büyüme verileri incelendiğinde yüzde 12,2’lik sanayi büyümesinin Türkiye’nin büyümesine en çok sağlayan sektör olduğunu vurguladı.

Varank konu hakkındaki değerlendirmesine şöyle devam etti:

“Bu ilk çeyrekle, geçtiğimiz yılın ilk çeyreğini karşılaştırdığımızda 338 bin kayıtlı istihdamın oluştuğunu görüyoruz. Türkiye üreterek büyüyor. Pandemi döneminde özellikle Uzakdoğu’da tedarik zincirinde yaşanan sıkıntılar, Uzakdoğu’daki tedarikçilerin firmalara oluşturdukları güvensizlik sebebiyle, dünyada tedarik zincirlerinde global markaların yeni tedarikçi arayışları var. Ülkemiz en önemli adaylardan bir tanesi. Bu dönemde bizim firmalarımız hem yatırımlarını artırdılar, hem de pandemiye rağmen taahhütlerini asla aksatmadılar. Global firmalara tedarik konusunda hiçbir sıkıntı göstermediler. Dolayısıyla Türkiye bu dönemde şunu ispat etmiş oldu: Türkiye ileride sizin güvenebileceğiniz bir ortak; bu ortakla çalışırsanız hem daha rekabetçi bir şekilde ürün elde edebilirsiniz, hem de güvenilir bir ortakla çalışarak hiçbir sıkıntı yaşamazsınız. İnşallah biz önümüzdeki dönemde bu yakaladığımız ivmeyi devam ettirmek istiyoruz. Özellikle ihracat kısmında yakaladığımız ivmeyle, Türkiye’de üretim tarafında önümüzdeki 2-3 yıllık sürede büyük bir atılım gerçekleştirebileceğimizi inanıyoruz. Biz de teşvik ve desteklerimizi buna göre tasarlıyoruz ve buna göre firmalarımıza veriyoruz.”