Advertisement

Yapı Kredi Yatırım, yayımladığı 2022 hisse görünümü raporunda 2021’deki kur ayrışması temasının 2022 yılında da devam edeceğini düşündüklerini belirtti.

2021 yılında BIST 100’ün Türk lirası bazında yüzde 37 yükseliş kaydetmesine rağmen dolar bazında yüzde 11 kayıp yaşadığını belirten banka, 2022 yılında da kur ayrışması temasının piyasaların odağında olacağını ifade etti.

2021’in ilk yarısından sonra belirttikleri gibi Türk lirasındaki oynaklık, yüksek enflasyon ve artan risk primlerinin 2022 için makro risklerin başında geldiğini söyleyen Yapı Kredi Yatırım, bunlara ek olarak ekonomik büyümedeki yavaşlama, açılan TÜFE-ÜFE makası ve yüksek fonlama maliyetinin 2022’deki riskler olduğunu vurguladı.

Yapı Kredi Yatırım Genel Müdürü Yılmaz Arısoy, yavaşlayan büyüme ve artan sermaye maliyetlerinin şirketler açısından zorlu koşullara işaret ettiğini; ancak reel getiri arayışındaki yatırımcıların Borsa’ya yönelmeye devam etmesini beklediklerini belirtti.

Arısoy, endekse yatırımdan ziyade hisse seçiminin daha ön planda olacağı bu yıl, Döviz gelirleri olan ihracatçı şirketlerin ön planda kalmaya devam edeceğini bununla birlikte seçici olarak döngüsel hisselerde de yatırımcıların pozisyon almasını önerdiklerini ve model portföylerinin de bu perspektifle güncellendiğinin altını çizdi.

Yapı Kredi Yatırım 2022 model portföyü

Yapı Kredi Yatırım, 2022 için model portföyüne Türk Hava Yolları ve Arçelik’i eklediğini belirtirken Aselsan, Logo Yazılım ve Mavi’yi model portföyünden çıkardığını bildirdi.

BIST 100’ün 2022’de yüzde 40 yükselmesini beklediklerini ifade eden banka, modellerinde özsermaye maliyetini yüzde 30, GSYH büyümesini yüzde 3,5-4, Türk lirasındaki değer kaybını ise yüzde 25-30 olarak varsaydıklarını dile getirdi.

Yapı Kredi Yatırım’ın 2022 için model portföyü ise şöyle:

Şirket

Güncel fiyat (TL)

Hedef fiyat (TL)

Getiri potansiyeli (%)

Koza Altın İşletmeleri

125,50

202,70

%62

Coca Cola İçecek

102,70

184,00

%79

Alarko Holding

12,42

23,30

%88

Tüpraş

187,10

265,00

%42

Ford Otosan

252,70

374,40

%48

Garanti Bankası

11,74

16,50

%41

Akbank

7,58

10,40

%37

Aksa Enerji

10,95

17,50

%60

Arçelik

52,45

78,70

%50

Türk Hava Yolları

26,70

41,70

%56

Altın fiyatları, hisse piyasaları düşerken haftayı enflasyon sonrası kazançlarını koruyarak kapatmaya doğru ilerliyor. Gram altın ise küresel altın fiyatları ve dolar/TL’deki yükselişle birlikte yeniden 800 TL sınırına dayandı.

Perşembe günü risk iştahının tersine dönmesiyle küresel hisse piyasaları düşüş kaydederken, 1.814 dolara kadar gerileyen değerli metal yeniden yükselişe geçerek kayıplarını telafi etti.

Doların en çok işlem gördüğü para birimleri karşısındaki performansını ölçen Bloomberg Dolar Spot Endeksi, yüzde 0,2 düşüşle 1.162 seviyesine geriledi. Doların zayıflaması dolar cinsinden fiyatlanan altın gibi emtiaları da destekledi.

Fed’in para politikasını sıkılaştıracağına yönelik şahin mesajları sonrasında altının kayıp yaşamaması, parasal sıkılaşmanın ve faiz artırımlarının çoktan fiyatlanmış olabileceğine işaret ediyordu. Yüksek gelen enflasyon ve Mart ayında faizlerin yükseltileceğine dair beklentilerin artmasına rağmen altın fiyatlarının yükselmesi de bunu doğruluyor.

Dünya Altın Konseyi’nden altın fiyatları ve faiz öngörüsü

Dünya Altın Konseyi, ABD Merkez Bankası Fed’in daha önceki sıkılaşma döngüsünde de noktasal grafiğin daha şahin bir görünüme işaret ettiğini fakat gerçekleşen faiz artırımlarının öngörülenden daha az olduğunu belirtti.

Finansal piyasalardaki beklentilerin ve özellikle tahvil faizlerinin altın fiyatları üzerinde tarihsel olarak kuvvetli bir etkisi olduğunu belirten konsey, Fed’in sıkılaşma döngüsü başlamadan önceki aylarda altın fiyatlarının görece düşük bir performans sergilediğini ifade etti.

Fed’in ilk faiz artırımını gerçekleştirmesinden sonraki üç ayda ise altının görece üstün performans sergilediğini belirten kuruluş, ABD hisse piyasalarının faiz artırımları öncesinde iyi performans gösterdiğini fakat faiz artışları sonrasında altının gerisinde kaldığına dikkat çekti.

Ons altın fiyatı

Ons altın, haftaya düşüşle başladıktan sonra Fed Başkanı Jerome Powell’ın salı günkü şahin açıklamaları sonrasında yükselişe geçmişti. Enflasyonun beklentileri aşmasıyla da yükselişini sürdüren ons altın, perşembe günü bir miktar kayıp verse de cuma günü yeniden yükselerek haftayı 1.826 dolar civarında kapatmaya doğru ilerliyor.

Gram altın fiyatı

Gram altın, haftanın büyük bir bölümünde 800 TL civarında işlem gördükten sonra çarşamba günü doların zayıflaması ve Türk lirasının değer kazanmasıyla 780 TL’ye kadar gerilemişti. Gram altın, dolar endeksindeki düşüşe rağmen dolar/TL’nin yeniden yükselmesinden destek bularak 797 TL seviyesinde işlem görüyor.

Ekonomide belirsizliklerin arttığı dönemlerde geleneksel güvenli liman olarak tercih edilen gümüş ve altın gibi değerli metaller, salgın döneminde bakır, aluminyum ve nikel gibi baz metallerin performansını yakalayamadı.

Bloomberg Endüstriyel Metal Endeksi, 2020’nin Mart ayından bu yana yüzde 81 yükseliş kaydederken Bloomberg Değerli Metal Endeksi yüzde 28 yükseliş kaydetti. Aynı dönemde bakır fiyatları yüzde 110 artarken altın fiyatları yüzde 25 civarında bir artış yaşadı.

Yatırımcıların Kovid-19’un ekonomik büyüme üzerinde oluşturduğu tehditten ziyade yeşil ekonomiye geçişte talebin artacağı baz metallere odaklanması bu makasın açılmasında etkili oldu.

Fed’in çok sayıda bölgesel başkanından enflasyonla agresif şekilde mücadele edileceğine yönelik açıklamalar gelmesinin ardından Wall Street endeksleri günü düşüşle tamamladı.

Dow Jones yüzde 0,49, S&P 500 yüzde 1,42 düşerken, Nasdaq 100 ekimden bu yana en düşük seviyesine geriledi.

Asya’da düşüşlere yüzde 1'i aşan kayıpla Japon Nikkei endeksi öncülük etti. Hong Kong Hang Seng ve Çin CSI 300 yüzde 0,56 düşüyor.

ABD vadeli endeksleri ise yönlerini yukarı çevirmiş durumda.

ABD tahvil getirileri yükseldi. ABD 10 yıllık tahvil getirisi yeniden yüzde 1,72’ye çıktı.

Bloomberg Dolar Endeksi kayıplarını aralıksız 4. güne taşırken, 1.162 seviyesinden işlem görüyor.

Fed yetkilileri Mart ayına işaret etti

Fed yetkilileri bu yıl faiz artırımlarının Mart ayında başlamasına sıcak bakıyor.

ABD Merkez Bankası Başkan Yardımcısı adayı Lael Brainard, Perşembe günü sunum yaptığı ABD Senatosu Bankacılık Komitesi’nden gelen bir soru üzerine, Fed’in varlık alımlarını Mart ortasında sonlandırmaya hazırlandığını ve Mart ayında faiz artırmaya başlamaya açık olduğunu belirtti.

Philadelphia Fed Başkanı Patrick Harker da Mart ayında faiz artırım sürecini başlatmayı destekledi, 2022 için 3 ya da 4 faiz artırımı öngördü. Bu yıl için benzer sayıda faiz artırımı tahmininde bulunan

Chicago Fed Başkanı Charles Evans ilk faiz artırımının iki aylık bir süre içinde gelmesi ihtimalini yadırgamayacağını belirtti.

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin şartların desteklemesi halinde Fed yetkililerinin Mart ayında faiz artırabileceklerini söyledi.

Fed Guvernörü Christopher Waller, bu yıl 3 faiz artırımının “iyi bir baz senaryo” olduğunu ancak enflasyonun yüksek seyretmeye devam etmesi halinde 4 hatta 5 artırım yapılabileceğini, düşerse de 3 artırımda kalınabileceğini ifade etti.

Coca Cola İçecek, yüzde 4,75 getiri oranıyla 7 yıl vadeli nominal değeri 500 milyon dolar olan tahvil ihraç etti.

Coca Cola İçecek tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformu'na yapılan açıklama şöyle:

Şirketimiz tarafından 10 Ocak 2022 tarihinden itibaren üst düzey yöneticilerimizin de katılımı ile, bir dizi yatırımcı toplantısını yürütmek üzere HSBC Bank Plc., J.P. Morgan Securities Plc., Bank of America Merrill Lynch International and MUFG Securities EMEA Plc.'nin yetkilendirildiği daha önce duyurulmuştu.

Bu toplantılar, 144A Kuralı ve Regulasyon S'ye göre satışının yapılması planlanan yurt dışında borçlanma aracı ihracı ile ilgili düzenlenmiştir. Söz konusu borçlanma araçlarına ilişkin talep toplama süreci tamamlanmıştır.

İhraç edilecek borçlanma araçlarının nominal değeri 500 milyon ABD Doları, vadesi 7 yıl, itfa tarihi 20 Ocak 2029, kupon oranı yüzde 4,50, getiri oranı yüzde 4,75 olup, SPK'dan Tertip İhraç Belgesi'nin alınmasını, nihai dokümantasyonun akdedilmesini takiben ve bu tip işlemlerin genelde tabii olduğu diğer koşullara bağlı olmak üzere, satış işlemlerinin 20 Ocak 2022 tarihinde tamamlanması beklenmektedir. Konuya ilişkin gelişmeler ayrıca kamunun bilgisine sunulacaktır.

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, enflasyonun Ocak ayında pik noktaya ulaşmasını, buna karşın dünyadaki gelişmeler, gıda ve enerji fiyatlarındaki gerilemeyle birlikte mayıs ayından itibaren düşüş yaşanacağını, kasım ve aralık ayı enflasyonlarının bazdan çıkmasıyla sene sonunda da anlamlı bir düşüşün geleceğini söyledi. Nebati, “Ben seçime tek haneli enflasyonla gideceğim 2023 Haziran ayında.” dedi.

Nebati, Bloomberg ile gerçekleştirdiği mülakatta yeni ekonomi modelinden, kur korumalı mevduat uygulamasında gelinen noktaya; planlanan yeni adımlardan ekonomideki beklentilerine kadar bir dizi konuda soruları yanıtladı.

Yıllık enflasyonun kurdaki yükseliş, ücret artışları, yeniden değerleme oranı kapsamında yapılan artışlar gibi etkenlerle ocak ayında pik noktasına ulaşmasını öngördüğünü anlatan Nebati, bu noktada kurun stabil hale gelmesinin ise bir avantaj olduğunu söyledi.

Nebati, “Biz şu anda aralık ayının kamburunu taşıyoruz. Yazın gerek gıda fiyatlarındaki gevşeme, ki şu an dünyada bir enflasyon da var, bu ikisinin etkisinin azaldığı bir döneme giriyoruz. Enerji ihtiyacımızın azalması, gıda fiyatlarındaki normalleşmeler bizim artık yeni bir patikaya girdiğimizi gösteren en önemli aylar olacak.” dedi.


Bakan Nebati, Merkez Bankası’nın ilk çeyrekte gevşemenin etkisini izleme kararını desteklerken de “Merkez Bankası’nın nasıl karar alacağını bilmiyorum. Benim görüşüm, ocak, şubat ve mart ayını şöyle bir görmemiz lazım.” değerlendirmesini yaptı.

Nebati, 2022 için büyüme beklentilerinin sorulması üzerine de “İddialı bir şey söylüyorum; büyümeyle ilgili de ben piyasadaki iştahı görüyorum” dedi.

Nebati aynı süreçte büyüme için de tek haneli bir rakam öngördüğünü söylerken, “Tek hane olacak zaten de, ben iyi bekliyorum. Türkiye’ye kendi halinde bıraksanız bile 5 büyür.” diye ekledi.

"Kur korumalıda DTH’lardan yüzde 15 geldi"

Kur korumalı mevduat uygulamasından çarşamba akşamına kadar yaklaşık 300 bin kişinin yararlandığını anlatan Nebati, “Buradan aldığımız miktar dün gece (Çarşamba) itibarıyla 126 milyar lirayı geçti. Şunu gösteriyor; günde ortalama 10 milyar TL sisteme dahil oluyor. Bunun yaklaşık yüzde 15’i DTH’lardan geliyor. TL’den dövize gidecekler artı, dövizden buraya gelenler var, bu çok önemli ve iyi bir para.” dedi.

Benzer yeni enstrümanların da zamanla devreye alınacağını anlatan Nebati, “Bunlar özümsendikten sonra oraya da farklı kanalları geliştirmemiz lazım. Bir enstrümanı tam bitirmeden ikincisiyle ilgili açıklama yaptığınız zaman bir kararsızlık olabiliyor.” diye konuştu.

Nebati, sisteme giren paraların tekrar dövize dönüşmemesi ya da gereksiz harcanmaması için bir dizi önlem alınacağını söylerken de “Üretim odaklı, proje odaklı destek vereceğiz. Şimdi KGF’yi getiriyoruz mesela. Çalışıyoruz, fazla bir süresi yok. Bitiririz bu ay.” dedi.

Bakan Nebati’ye mülakatta bir süredir kamuoyunda tartışılan süper bono, KDV düzenlemesi, kamu bankalarının sermayelerinin artırılması gibi konular da soruldu. “Süper bono yok. Öyle bir şey yok. Böyle bir şeyi doğru bulmuyoruz” diyen Nebati, “Bizim sadece ve sadece yapacağımız şey, tedbirler paketinde açıkladığımız alanlarda adımlar atmak.” diye ekledi. Bakan Nebati, kamu bankalarının sermayelerinin artırılması ile ilgili çalışmanın da bu ay bitmeden sonuçlanacağını duyurdu.

"TCMB ve piyasa faizleri yakınsamaya başladı"

Piyasa faizlerindeki patika ve finansal aktarım mekanizmasında görülen kopukluğa ilişkin de değerlendirmeler yapan Nebati, uyumsuzluğun başlangıçta “Merkez Bankası dayanamayacak, faiz artıracak” söyleminden kaynaklandığını ancak “oluşan güvenle” birlikte bu farkın da kapanmaya başladığını söyledi. Nebati, “Şimdi baktığınız zaman mevduat faiz oranları da Merkez Bankası’na yakınsamaya başladı. Dolayısıyla birbiriyle dengeli bir döneme girildiğini ben görüyorum” ifadesini kullandı.

Kurdaki yükselişlerin önlenmesinin ardından Türkiye’nin ekonomideki yeni hedefinin enflasyonla mücadele olduğuna işaret eden Nureddin Nebati, şöyle devam etti: “Şimdi biz enflasyonu çözeceğiz. Ondan sonra 2022 yılı tam bir dönüş, istikrar ve işlerin oturduğu bir yıl olacak. Önümüzdeki yıl bu sohbeti yaparsak, yapacağımız sohbette faizde, enflasyonda ve kurdaki bütün olumlu değişimlerin nasıl gerçekleştirildiğini siz bana soracaksınız. Çünkü enflasyon denilen şey üç günlük bir iş değil ki, faiz oranlarının inmesi, çıkması hızlı bir etki gösterir ama kur ataklarının Türkiye’deki etkisini yadsımak, görmezden gelmek, kur ataklarının bu kadar hızlı etkili olduğunu görmezden gelmek kadar tehlikeli bir şey olabilir mi?”

"Londra’da da izlemiyorlar, Türkiye de izleyici olmaz"

Kamu bankalarının dolar kuru 14’e yaklaştığı zamanlarda satış yaptıkları iddiası da Nebati’ye sorulan sorular arasındaydı.

Nebati, bu konuda “Biz şu anda izliyoruz” demekle yetinirken, Türkiye’nin olumsuz gelişmeler karşısında izleyici kalmayacağı yönündeki sözlerini yineledi.

Nebati, “Sen git bak bakalım Londra’da hükümet oturuyor mu, Washington’da, Berlin’de, Moskova’da ne yaptıklarını zannediyorlar? “Hiç bir şey yapma izle.” Eee? İstedikleri gibi dövsünler, istedikleri gibi seninle oyun oynasınlar, ben serbest piyasayım... Yok öyle bir şey. Türkiye Cumhuriyeti askeri alanlarda ihtiyaç duyulduğu zaman nasıl adımlar atıyorsa, ekonomisinin de kendisiyle ilgili atılacak adımlarda her türlü enstrümanı kullanma hakkı ve yetkisi vardır.” ifadelerini kullandı.

"Cari açık-fazla’yı literatürden çıkardık"

Hazine ve Maliye Bakanı, bakanlık olarak artık “cari açık”, “cari fazla” gibi kavramları “literatürden çıkardıklarını” söylerken, bunun gerekçesini de Türkiye ekonomisinin büyüklüğüne bağladı.

Nebati, “Bu kadar büyük bir ekonomide 5 milyar dolar fazla vermişsin, 3 milyar dolar açık vermişsin bunun bir karşılığı yok. Onun için arkadaşlara diyorum ki, cari denge terimini kullanalım.” dedi.

"KDV’de çok heyecanlıyım"

Nebati’yle röportajın son gündem maddesi de KDV oranlarıyla ilgili bakanlıkta bir süredir devam eden çalışmalardı. “KDV ile ilgili hakikaten çok heyecanlıyım” diyen Nebati, sadeleştirmenin yalnızca oranlarda değil, sektör içerisindeki farklı oranları da kapsayacağına işaret etti. Nebati, “Vatandaş ne ödediğini bilecek çünkü yüzde 1, 8, 18 gibi farklı oranlar var. Daha önemlisi üretici, imalatçı, satıcılar bununla ilgili bir sıkıntı yaşıyorlar bunu düzenlemiş olacağız. Üçüncüsü KDV iadeleriyle ilgili sorun yaşıyoruz, 1 ile alıyor 8’le; 18 ile alıyor 8 ile satıyor. Burada da sadeleştirmeyi sağlayacağız.” diye konuştu.