Yılmaz: Türkiye dünyada en iyi duruma sahip ülkelerden biri
-
İstanbul'da konferans veren Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, gelişmiş ekonomilerin toparlanmasındaki kırılganlığa dikkat çekti

TCMB Başkanı Durmuş Yılmaz, İstanbul'daki konferansında gelişmiş ekonomilerin kırılganlığının sürdüğünü, bu yönden bakıldığında, Türkiye'nin en iyi konuma sahip ülkelerden biri olduğunu söyledi.
Risk endeksinin krizin başlarına kıyasla gerilediğini belirten Yılmaz, kredi hacminde yüksek artışı frenlemeyi hedeflediklerini ifade etti.
Durmuş Yılmaz, ekonomik göstergeleri yorumlayarak; "yurtiçi talep hızlı gelişmesini sürdürmektedir. Öncü göstergeler ekonomideki canlanmanın süreceğine işaret ediyor" dedi.
Enflasyonun toplam talep üzerinde bir baskı yaratmadığını gördüklerini savunan Yılmaz, kapasite kullanımının kriz öncesi seviyeye ulaşmasının zaman alacağını, dış talebin toplam büyümeye katkısının negatif düzeylerde seyrettiğini aktardı.
MALİ DİSİPLİN SÜRECEKTİR
Merkez Bankası Başkanı, toparlanmaya bağlı olarak istihdam artışı yaşandığının tahmin edildiğini belirtti.
Tüketici kredi faizlerinin yüzde 11-12 seviyesine indiğini açıklayan Durmuş Yılmaz, karşılıksız çek sayısında da ciddi gerileme olduğunu ifade etti ve mali disiplinin önümüzdeki dönemde de sürdürüleceğine inandıklarını söyledi.
TÜRK LİRASI EN FAZLA DEĞERLENEN PARA DEĞİL
Türk lirasındaki değerlenme konusuna değinen Yılmaz, TL'nin Kasım'dan bu yana en çok değer kaybeden para birimlerinin arasında olduğunu ifade etti.
ENFLASYON HEDEFLERLE UYUMLU
"Önümüzdeki aylarda enflasyonun gerilemesi devam edecektir" diyen Merkez Bankası Başkanı, enflasyona ilişkin şu yorumlarda bulundu:
"Enflasyon sepetinde gıdanın ağırlığı yüzde 28 ve para politikasına son derece duyarlı durumda. Enflasyon ilk çeyrekte düşecek, daha sonra artış gösterecek; fiyat endekslerinin dinaminkleri orta vadeli öngörülerimizle uyumlu. Hizmet enflasyonundaki direnç de kırılmış düzeyde ve son 2 aylık dönemde işlenmemiş gıda fiyatlarında ciddi düzelme var."
Durmuş Yılmaz, enflasyonun hedeflerle uyumlu olduğunu vurgulayarak, ancak emtia fiyatlarındaki artışa dikkat edilmesi gerektiği konusunda uyardı.
BORÇLULUK ORANI
Kriz öncesinde yüzde 12 olan hanehalkı borçluluk oranının, şimdi yüzde 16 düzeyinde olduğunu belirten Yılmaz, Avrupa'da yaşanan sorunların kaynağı olarak da borçluluk problemini gösterdi.
"Son dönemde aldığımız ilave önlemler yeni konjonktüre hazırlıktır" ifadelerini kullanan TCMB Başkanı Yılmaz, yeni dönemde oluşabilecek varlık balonlarına karşı uyarıda bulunarak, gelişmekte olan ülkelere yoğun sermaye akışını örnek verdi.
Kamu maliyesinde iyi olmanın, hareket alanı bakımından özgürlük yarattığının altını çizen Yılmaz, mevduat yapısının daha uzun vadeye yayılmasının amaçlandığını söyledi ve döviz geliri olmayanalara Türk lirası ile işlem yapma önerisinde bulundu.
"CARİ AÇIK ARTAN BİR TREND GÖSTERİYOR"
Durmuş Yılmaz cari açık konusunda, artan trende işaret ederek, alınan önlemlere yönelik açıklamalarda da, faiz oranlarının aşağı çekilmesi ve kredi artışı konularına değindi.
TCMB Başkanı, "faiz oranlarını düşürmemiz kredileri ucuzlatıyor. Kredi artışının bir kısmı sızarak, başka ülkelere gidiyor. Cari açık finansal istikrara yönelik izlenmesi gereken bir risk unsuru. Cari açığın finansmanında portföy yatırımlarının payı arttı" dedi.
Portföy yatırımlarına ilişkin, bu yatırımların 15.9 milyar dolara ulaşmış olduğunu söyleyen Yılmaz, sadece kısa vadeli faizlerle cari açığın durdurulmasının mümkün olmadığını, bu sebeple ek politika araçlarını da daha aktif olarak kullandıklarını hatırlattı.
Diğer ülkelerin yakın zamanda faiz artırım sürecine gireceğini ifade eden Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası'nın enflasyon hedefi olan bir kuruluş olduğunu belirtti.
Kur politikalarına ilişkin ise, TCMB'nin döviz kuru hedefi bulunmadığının altını bu konferansta da bir kez daha çizen Başkan Yılmaz, "Merkez Bankası dövize doğrudan müdahale etme hakkını saklı tutuyor" dedi.
"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ZORUNLU KARŞILIKLAR ARTABİLİR"
İktisadi faaliyetlerdeki toparlanmanın sürdüğünü belirten Yılmaz, önümüzdeki dönemde işsizlik ve enflasyondaki gelişmelere bağlı olarak bankaların zorunlu karşılık oranlarının artabileceğini de açıkladı ve "tüm kurumların eşgüdümlü hareket etmesinin önemli" olduğunu vurguladı.