Petrol arzının artmasına ve talebinin düşmesine rağmen fiyatı yükseliyor, ama kanatsız. Kısa süre önce petrol fiyatını 77.0 dolar/Varil’e kadar gerileten olumsuz faktörlerde bir değişiklik yok. Avrupa Birliğinde İspanya’nın borçlanma maliyetleri giderek artıyor. İhaleleri başarısız, 10 yıllık tahvilde borçlanma maliyeti tekrar % 7’nin üzerine çıktı.

Çin’de emlak sektörü üzerindeki spekülasyonların üzerine gidilirken büyüme endişeleri devam ediyor. ABD’de toparlanma çabaları tekliyor. Zaten, ABD enerji Bakanlığının küresel petrol tüketim tahminlerini aşağı yönde revize ederek 88.64 milyon varil/gün’e çekmesi de talep yönlü endişelerin hala devam ettiğini gösteriyor.

Ancak iki hafta önce 77.0 dolar seviyesinden ham petrol fiyatlarının, sebep ne olursa olsun kısa süreli bir toparlanmaya gebe olduğunu söylemiştim. Nitekim geçtiğimiz hafta biraz ABD bilançolarının beklentilerden daha iyi açıklanması ama ağır dozda Ortadoğu gerginliği hafta boyu petrol fiyatlarını sert bir şekilde yükseltti.

Bu günlerde Ortadoğu’daki gelişmeler petrol fiyatını etkileyen en önemli faktör olarak görünüyor. Suriye üzerinde Batı’nın baskısı artıyor. Hafta içinde savunma bakanı ve yakınlarının öldürülmesi politik analistler tarafından sıra Esad’a mı geldi türünden yorumları petrol fiyatları için endişe verici! Şimdilik, Suriye yanlısı olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi üyesi Rusya ve Çin’i yumuşatmaya çalışıyorlar. Eğer ikna edilirlerse Suriye’ye askeri müdahale için yeşil ışık yakılmış olur. Petrol fiyatının ateşi sönmez. Peki, Suriye petrol fiyatını nasıl etkiler? Suriye ile İran yakın dostlar ve bölgede Suriye cephesinin düşmesi İran’ı daha fazla izole edip köşeye sıkıştıracak.Tehlikeli bir durum ve İran nükleer test faaliyetlerini hızlandırarak bölgede gerilimi, dolayısıyla petrol fiyatlarının yükselmesine sebep olacak.

Peki, böylesine sevimsiz bir senaryo petrol fiyatını yeniden eski yüksek seviyelerine tırmandırır mı? Evet, küresel yavaşlama ve petrol talebinin azalmasına rağmen bu mümkün. Kısa vadede panik her türlü rasyonel düşünceyi arka plana iter ve petrol fiyatında kalıcı olmayacak bir zıplamaya yol açabilir. Ama şimdilik biz piyasalara dönüp petrol fiyatı üzerindeki beklentileri analiz etmeye çalışalım. Geçtiğimiz Cuma gününe kadar bir hafta boyunca yükselen NYMEX petrol fiyatları 93.75 dolar/varil seviyesinde direnç görüp gerileyince opsiyon kontratlarında oynaklık (volatilite) azaldı. İleriye dönük oynaklık ve fiyat beklentisini gösteren Eylül vade opsiyon kontratlarında oynaklık (implied volatility) biraz geriledi. Elbette, Ortadoğu gerginliği ve petrol fiyatlarının daha da yükseleceği beklentisi Ekim vadeli 115.00 ve 130.00 alım opsiyonlarında (Call) hareketliliği artırmakla birlikte açık pozisyonların (Open Interest) en fazla olduğu opsiyon 80.00 dolar/varil kullanımlı satım opsiyonları (Put). Dolayısı ile opsiyon piyasaları açısından Ortadoğu’daki endişelerin kısa vadeli tepkileri gözlenirken ana düşme trendi hala dominant yada geçerli bir beklenti olarak piyasalarda devam ediyor.

Teknik analiz açısından, Eylül vadeli NYMEX petrol yedi günlük yükseliş ardından önemli bir direnç olarak ichimoku bulutunun üst direncine takıldı.
 

Dolayısıyla, panik ortamında sert alışlarla bir haftalık ralliye rağmen ana trendinin aşağı yönlü (bearish) eğilimi henüz nötralize edilemedi.

Brent petrol ise ortadoğu endişeleri ile yükselmesine rağmen 17 Temmuz’da yatırımcıların önemsediği popüler “ölüm vuruşu” (death cross) gözlendi, yani 100 günlük hareketli ortalamanın 200 günlük altına sarkması çok defa fiyatın daha da zayıflayacağı anlamına gelir. Ortadoğu dramatik gelişmeleri denklemden çıkarılırsa yada ortalık biraz sakinlerse! petrol fiyatlarında tekrar 80.00 dolara doğru bir süzülme başlayabilir.



 

-Altın


Altın fiyatı hala konsolidasyon (1530 destek ve 1600 direnci arasında sıkışık) sürecine devam ediyor ve yön konusunda karar veremiyor. Elbette, hem de kısa süre içinde teknik olarak bir yön benimseyecek. Şimdilik, altın fiyatını olumlu etkileyecek veriler hala zayıf. Öncelikle, altın piyasası ve diğerleri için önemli olan kolay para politikasında beklenen olmadı. FED’in yeni bir kolay para politikasında çekimser olması doğal olarak altın fiyatına destek vermiyor. QE3 eninde sonunda gelecek ama şimdiye kadar yapılan QE1, QE2 ve LTRO etkisi giderek azalıyor. QE3 için FED herhalde ABD büyümesinin (GDP) %1 altına düşüp düşmeyeceğini bekliyor. Bu sebeple, altın yatırım fonlarından (Exchange Traded Funds) para çekilmesi yanısıra Hindistan ve Çin fiziki talebinin de azalmasıyla altın fiyatı yükselemiyor.

Öte yandan, petrol ve tahıl fiyatlarında aşırı yükseliş 2008 gıda enflasyon endişesini tekrar gündeme taşıdı. Piyasalar gergin. Ortadoğu jeo-politik endişeleri de birden öne çıkıp altın için destekleyici olabilir. Ama, şu ana kadar tepki göstermemesi ve direnç seviyelerinin üzerine işlem görmemesi olumsuz. Hala 1530-1600 dolar/ons aralığının çözülmesini bekliyorum.

Advertisement