Advertisement

Borsa İstanbul’da “Yüksek frekanslı işlemlere düzenleme gelir mi?” başlıklı yazımız oldukça ses getirdi.

Önceden programlanan yatırım stratejileri doğrultusunda saniyenin milyonda biri hızlara ulaşan otomatik alım–satım işlemleri olarak tanımlanan “HFT”ler piyasayı ikiye böldü. Bazı bireysel ve kurumsal yatırımcılar, rekabet etme şansının olmadığı yüksek frekanslı işlemlerle ilgili düzenleme yapılmasını talep ederken diğer taraf, tüm dünyada HFT kaynaklı işlem hacmi büyürken olası düzenlemelerin piyasaya sekte vuracağı görüşünde..

Yazımızın ardından Borsa İstanbul’a da söz hakkı doğdu. Borsa İstanbul’dan bir üst düzey yetkili, HFT’lerle ilgili sorularımızı yanıtladı..

HFT'ler öncesi ve sonrası Borsa İstanbul pay piyasası işlem hacmini kıyaslar mısınız?

Pay Piyasası işlem hacmi özellikle 2015’ten itibaren önemli bir gelişme kaydetmeye başladı. Pay Piyasası işlem hacmi 2017 yılında bir önceki yıla göre %44, tarihi zirve yaptığı 2018 yılında ise %33 büyüme kaydetti.

Bu büyümede son beş yılda gerçekleştirilen BISTECH Alım-Satım Platformunun etkisi büyük. Gelişmiş bir teknolojik altyapıya sahip bu platform sayesinde HFT’ler de Borsamıza rağbet etmeye başladılar. HFT firmalarının işlem yapabilmesi, Borsa teknik altyapısının küresel standartlara ulaşması ile mümkün olmuştur.

30 Kasım 2015 tarihinde Pay Piyasasında devreye alınan BISTECH platformunda ilk HFT işlemleri 2016 yılında başladı. İlk yıl işlem hacminin yaklaşık %2’sini oluşturan HFT işlemleri, büyüyen işlem hacmi ile birlikte ağırlığını da artırmaya başladı. 2017 yılında %10, 2018 yılında da %15 gibi bir ağırlığa erişti. Bu rakam gelişmiş ülkelerde %60’lara varırken, gelişmekte olan ülkelerde ortalama %30 mertebesindedir.

Aşağıdaki veriler resmi olmasa da HFT hacminin yaklaşık olarak şu oranlarda gerçekleştiğini biliyoruz: 

ABD: %55
AB: %40
Rusya: %36
Brezilya: %20 

Türkiye’deki işlem hacminin gelişmekte olan ülkelerin alt bandında olduğunu söyleyebiliriz.

Bir hissenin işlem hacminin en fazla ne kadarı HFT kaynaklı olabiliyor?

HFT’ler diğer kullanıcılardan farklı ele alınmıyor, diğer piyasa katılımcıları ile aynı kurallara tabi işlem yapıyorlar. Bu noktada HFT’lerin likidite tercihlerine dikkat çekmekte fayda var. Aşağıda sebeplerini daha ayrıntılı açıklayacağımız gibi HFT yatırımcısı likiditenin en yüksek olduğu payları tercih eder, çünkü çok sayıda işlemi olabilecek en dar alım satım farkıyla yapmaya mecburdur. Nitekim HFT hacminin yaklaşık %90’ının BIST30 paylarında gerçekleştiğini görüyoruz. Kalan küçük kısım ise yine BIST100 içerisindedir.

Bazı bireysel yatırımcıların HFT'lerle ilgili eleştirilerini nasıl değerlendiriyorsunuz? Size göre bireysel yatırımcıların algoritmalarla başa çıkma şansı nedir?

Bu konu kasıtlı ya da kasıtsız olarak son derece yanlış değerlendiriliyor. İki yanlışa dikkat çekmek gerekiyor. Birincisi HFT’ler melek ya da şeytan değil. Bunlar oldukça basit alım satım stratejilerini küçük miktarlarda ve olabildiğince yüksek hızda uygulamaya çalışan kurumsal yatırımcılar. Stratejilerin basit olması gerekiyor çünkü algoritma karmaşıklaştıkça veri işleme süresi uzuyor. İşlem esası gereği emir gerçekleşiyor ya da otomatik iptal ediliyor. Gün sonu ekseriyetle pozisyonsuz kapatılıyor. HFT’nin işlemin karşı tarafını seçmesi, diğer kullanıcıların emirlerine müdahale etmesi, bunları önceden görmesi gibi şeyler çalışma mantığına aykırı olduğu gibi teknik olarak da mümkün değil.

İkinci yanlış ise sürekli kazanan HFT’ye karşı kaybeden bireysel yatırımcı algısı. İşlem stratejisi başarısız olduğu için batan HFT firması sayısı, ayakta kalanlardan çok daha fazla. İşlem stratejisi kendi içinde başarılı olsa bile yüksek altyapı yatırım masrafı, veri ve aracılık hizmet giderleri göz önüne alındığında HFT’lerin para kazanması sanıldığı gibi otomatik ya da mutlak değil. Özetle bu konudaki yargılarımızın kökeninde maalesef büyük ölçüde bilgisizlik yatıyor. Piyasa yükselirken, işler iyi giderken HFT’leri pek konuşmuyoruz ama piyasa düşerken günah keçisi arıyoruz. Bu da genel algının oldukça subjektif olduğunu gösteriyor. 

HFT’leri denetleme noktasında Borsa olarak nasıl bir yol izliyorsunuz?

Borsamızdaki HFT hacmi, gelişmekte olan ülke sıralamasının alt bandında yer alıyor. Denetim noktalarını açıklamakta fayda var. Pay piyasası ve VIOP’un ilgili mevzuatıyla yüksek frekanslı işlem yapan kurumların çalışma esasları regüle ediliyor. Aracı kurumlar HFT emiri iletmeden önce tarafımıza gönderdikleri “Algo Bilgi Formu” ve “Algoritmik Emir İletim Sistemleri Taahütnamesi”  ile kullanacakları algoritmalar hakkında tarafımıza bilgi veriyor, oluşabilecek riski kontrol etmek adına gerekli testlerin yapıldığını, herhangi bir problemde tüm sorumluluğu aldıklarını taahhüt ediyorlar.  Ek olarak HFT işlemleri için ayrı bir kanal/user tahsis edilmesini (OUCH, FIXHFT), Borsanın PTRM (pre-trade risk management) risk yönetim yazılımının kullanmasını ve  ilgili tüm kontrollerin eklenmesini zorunlu tutuyoruz. Tüm bunlar hem BIST, hem SPK tarafından yerinde denetime tabi tutuluyor.

Ayrıca geniş bir uzman denetim kadrosu işlemleri gerçek zamanlı olarak izliyor ve özel olarak bu iş için geliştirilmiş yazılım ve donanım kullanılıyor. HFT işlemleri, SMARTS Gözetim uygulamasında etiketleme (flagging) yöntemiyle diğer işlemlerden ayrıştırılarak izlendiğinden bu işlem türünün tüm işlemler içerisindeki payı sistem üzerinden takip ediliyor.

Özetle işlemler en ince detayına kadar hassasiyetle kontol edilmekte.

HFT'lerin emir iptalleri yatırımcıları nasıl etkiliyor? Emir iletme yöntemleri ya da emir iptallerine kısıtlama getirilebilir mi?

Dünyada HFT’lere getirilen en büyük eleştirilerden biri fazla sayıda iptal yaptıkları için tahtada anlık görünüp kaybolan likidite yaratmaları. Bunu kontrol etmek isteyen borsalar belirli bir OTR (order transactions ratio) oranı belirleyip, üzerine çıkıldığı durumda HFT'leri cezalandırıyor. İlgili oran gelişmekte olan Borsalarda 1:100, gelişmiş Borsalarda 1:1.000, 1:10.000, 1:100.000 şeklinde uygulanabiliyor (ABD'de hiç uygulanmıyor). Borsa İstanbul'da gerçekleşen fiili OTR ise bunun çok daha altında, 1:3 seviyesinde. Bu konuda Borsamız son derece muhafazakar. Borsa Istanbul olarak bir taraftan HFT gibi küresel rekabete çok açık bir pazarda rekabet gücümüzü korumaya ve uluslararası kurumsal yatırımcıyı ülkemize çekmeye çalışırken, öte yandan bireysel yatırımcılarımızın hassasiyetlerine en üst düzeyde dikkat etmeye özen gösteriyoruz.