Advertisement

Kısa bir süre önce kur savaşlarının çok hararetli konuşulduğu günlerde "Kur Savaşları"nı bırak 'Ticaret Savaşları'na bak!" başlıklı yazımda "Kur Savaşlarına takılmayın, asıl tehlike Ticaret Savaşlarında” mesajı vermiştim. O yazının üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen yaşanan gelişmeler Ticaret Savaşlarına ne kadar yakın olduğumuzu gösteriyor.

-Japonya’ya gösterilen  tolerans

Japonya geçen sene Başbakan Abe’nin iktidara gelmesi ile çok aktif bir şekilde kurunu devalüe etmeye başladı. Daha önce de Japonya Merkez Bankası Yen’in değersizleştirilmesi için bazı girişimlerde bulunmuş ancak muvaffak olamamıştı. Ancak Abe olaya farklı yaklaştı. Kurun devalüe edilmesini sadece Merkez Bankası’nın uhdesinde bırakmak yerine sözlü olarak ve hükümet politikası olarak benimsedi. FED, ECB gibi BOJ’un da kendi bilançosunda tahvil almak sureti ile parasal genişleme yapmasını istedi. Hatta  ‘% 2 enflasyon olana kadar genişlemeci politikalara devam’ dedi. İşte bu destek sayesinde Japon Yeni ABD Doları karşısında % 20’nin üzerinde devalüe oldu. Başta Rusya ve Brezilya olmak üzere yapılanın ‘kura müdahale’ olduğunu böyle devam edilirse Kur Savaşlarının başlayacağını söylemelerine rağmen, ABD ağırlığını koydu ve Japonya’ya  yeşil ışık yaktı. Rusya’da yapılan G-20 zirvesinde Japonya’nın Lehman krizi sonrası aşırı değerlenen kurunu devalüe etmeye çalışmasını anlayabildiklerini, bu durumun müstakil bir  konu olduğu, dolayısı ile Kur Savaşlarına yol açmayacağı ifade edildi.

ABD yeni normalde ticaret savaşlarına hazırlanıyor

Daha önce de yazdığım gibi ABD’de 2. dönem seçilen Başkan Obama’nın ajandasında Çin’le mücadele önemli bir yer tutuyor. 2012 yılı itibari ile Çin’in yapmış olduğu toplam ticaret (ihracat + ithalat) 3.87 trilyon$. ABD’nin toplam ticareti ise 3.82 trilyon$. Bu arada 2009 yılı itibari ile Çin dünyanın en büyük ihracatçısı oldu bile. İthalatta ise ABD hala önde.

ABD Doları’nın rezerv para olması büyük oranda ABD'nin dünya ticaretindeki büyüklüğünden oluşuyor. Dolayısı ile eğer ABD dünya ticaretinde yerini Çin’e kaybedecek olursa hem ABD Doları sorgulanmaya başlanacak hem de Çin dünya ticaretinde daha fazla söz sahibi olacak.

Bu sebeple ABD dünyanın dört bir yanında ticaret anlaşmaları yapıyor. Önce Trans Pasific Partnership ile Japonya’dan Avsutralya’ya kadar uzun bir coğrafyada yapılan ortak ticaret antlaşmasına katıldı. Daha sonra EURO Bölgesi ile ilgili Free Trade Area önerdi.  Şimdi de Irak ile serbest ticaret anlaşması imzalamak üzere.

ABD’nin Irak ile ticaret hacmi 20 milyar $

ABD hemen yanı başımızdaki komşumuz Irak ile serbest ticaret anlaşması imzalamak üzere. Teknoloji, Savunma, Enerji ve otomotiv konuları kapsayacak bu anlaşama ile ABD , Irak ile yaptığı toplam 20 milyar$’lık ticaret hacmini hızla artırmayı hedefliyor. Belki bu rakam ABD için küçük görülebilir ama konuyu genel hatları ile Ticaret Savaşları içinde ele aldığımızda ABD’nin bu konuda ne kadar istekli olduğunu anlayabiliriz.

Son söz; Türkiye çok dikkatli olmalı.Yılda 10 milyar $’lık ihracat yaptığımız Irak’a bile kilometrelerce uzaklardan gelip talip oluyorlar. Ticaret anlaşmaları etrafımızı bir ağ gibi örüyor. Dolayısı ile yerel kaygıları bir kenara bırakıp, bu gelişmeleri ıskalamamamız lazım.