Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Emre Alkin Transferde kim doğruyu yapıyor?

Transferde kim doğruyu yapıyor?

Giriş: 16 Şubat 2011, Çarşamba 08:24
Güncelleme: 16 Şubat 2011, Çarşamba 08:24

Geçen yıl çok iyi hatırlıyorum, bir büyük kulübün başkanı "Ara transferle gelen oyuncudan iş çıkmaz" demiş, geri kaldığı yarışta rakiplerini eleştirmeye kalkmıştı. Acaba haklı mıydı? Tabii ki değildi. Olmadığını da size rakamlarla kanıtlayacağım.

Eldeki veriler gösteriyor ki, 2010/2011 sezonuna Avrupa'da ara transferlerin geçen yıla göre % 439 (yanlış okumadınız) artmış, neredeyse 500 Milyon Euro'ya ulaşmış. Böylece son 3 yılın ara transfer rekoru da kırılmış oldu. Şunu da belirtmek gerekiyor: Sezon başı transferleri yine en önemli aktivite. Ancak bu sezon, geçen sezona göre toplamda düşüş var. Şöyle ki 2008/09 sezonunda 1.7 milyar Euro harcanan transfer rakamı, 2009/10 sezonunda 1.9 milyar Euro'ya yükselirken, bu sezon 1.3 milyar Euro'ya gerilemiş. Bu arada eldeki rakamlar ara transferin gitgide ağırlık kazanmakta olduğunu gösteriyor. Bu sene parasal anlamda ara transfer rekorunu İngilizler kırdı. Premier Leage takımları toplamda 268 milyon Euro harcayarak geçen yılın 29 milyonluk rakamını neredeyse 10 kat aştı. İtalyanlar 120 milyon Euro, Bundesliga 56 milyon Euro, La Liga 32 milyon Euro ve Fransızlar da 15 milyon Euro ile sıralanıyorlar. Fransız Ligi'nde son 3 sezondur ara transferde düşüş var. İtalyan Ligi ise sürekli yükseliyor.İtalyan Ligi parasal olmasa da oyuncu sayısında rekor kırmış. Kiralık 33 oyuncu dahil, toplam 84 oyuncu transfer edilmiş. Premier Leage ise 21'i kiralık olmak üzere 50 oyuncu almış. Almanlar 8'i kiralık 36 oyuncu transfer etmişler. Fransız ve İspanyol Takımları neredeyse eşit sayıda oyuncu tansfer etmişler ancak, La Liga'ya transfer olan 30 oyuncunun neredeyse yarısı kiralık olarak alınmış. İşin ilginç yanına geçelim: Kiralık olsun olmasın imza atılan oyuncuların çok üzerinde liglerden gönderilen futbolcular var. İtalyan Ligi 159, Premier Lig 84, Bundesliga 48, Fransız Ligi 42, La Liga ise 41 oyuncuyu göndermiş durumda. Hal böyleyken, gidenlerin sayısı gelenlerden daha fazla. Avrupa Takımları'nın ara transfer imkanını kullanarak oyuncu sayılarını düşürmeye çalıştıkları gözden kaçmıyor.

Tüm sezonun en pahalı transferlerine bir göz atalım: TORRES 59 milyon Euro ile başı çekerken, Andy CARROLL 41 milyon Euro, David VILLA 40 milyon Euro, Edin DZEKO 37 milyon Euro, Yaya TORUE 30 milyon Euro ile ilk 5'te yer alıyorlar. İkinci 5 büyük transfer ise Mario BALOTELLI, David SILVA, Luis SUAREZ, DI MARIA ve David LUIZ. En büyük 10 transferin 8'i Premier Leage takımları tarafından kalan ikisi ise La Liga Takımları tarafından gerçekleştirilmiş.

Eldeki rakamlara göre Premier Lig takımlarının futbolcu başına en yüksek parayı ödediklerini söyleyebiliyoruz. Ancak yukarıdaki süper transferlere rağmen Premier Leage'in futbolcu başına transfer maliyeti ortalama 5.37 milyon Euro. Ardından Bundesliga 1.56 milyon Euro, İtalyanları 1.43 milyon Euro, İspanyollar 1.06 Milyon Euro ve son olarak Fransızların 0.48 milyon Euro futbolcu başına maliyetle sıralandıkları gözüküyor. Şimdi, bu ortalamaları gördükten sonra Türkiye Süper Ligi takımlarının transfer maliyetlerinin ne kadar abartılı ve gerçeğe uygun olmadığı bariz şekilde ortaya çıkıyor. Adeta bir BBK durumu: "Birileri Birilerini Kazıklıyor". En hafif manada bu söylenebilir. Daha ileri gitmek istemiyorum. Konumuza dönelim: Chelsea, transferlere ödenen paralarda Avrupa birincisi. Toplam 89 milyon Euro ödenen transferler, bir önceki yazıda belirttiğim gibi, neden Chelsea'nin kombine bilet satışlarının toplam gelir içinde birinci sırada yer aldığını da gösteriyor. En son Torres ve David Luiz'i transfer ederek büyük bir atak yaptı. Londra'ya giden herkes, Chelsea'nin maçına bilet arıyor.

Liverpool 68 milyon Euro ile Chelsea'nin hemen arkasından gelirken, Inter 38 milyon Euro, Mancherster City 37 milyon Euro, Aston Villa 28 milyon Euro ile ilk 5 sırayı oluşturuyorlar. Arkadan gelen ikinci 5 takım arasında 2 İtalyan, 2 Alman bir de Ukrayna takımı var. Real Madrid ve Arsenal'in ara transfer için kiralıklar haricinde kuruş harcamadığını söyleyelim. Barcelona ve Real Madrid, Avrupa'nın en zengin iki kulübü, ara transferde farklı politikalar izliyor. Mesela Barcelona'nın geleneğinde ara transfer pek yok. Ama 6 yıl sonra ilk defa AFELLAY ile 3 Milyon Euro'ya imza attı. Real Madrid ise her yıl çoştuğu ara transferlerde bu yıl sadece Manchester City'de umduğunu bulamayan ADEBAYOR'un kiralama sözleşmesine imza attı.Peki elindeki oyuncuları satanlar arasında kim ön sırada? Torres'i de satarak oyuncu satışında 66 milyon Euro'ya ulaşan Liverpool'un arkasından, Newcastle 41 Milyon Euro, Wolfsburg 37 Milyon Euro ile geliyor. Tuncay Şanlı son olarak Premier Leage'den Bundes Liga'daki Wolfsburg'a transfer olmuştu. Onu da hatırlatalım. Bu arada ilk Avrupa'nın büyük kulüplerinin Liverpool hariç star oyuncularını satmak istemedikleri gözüküyor.

Yukarıdaki rakamları görünce Spor Toto Süper Lig'deki büyük takımların yaptığı transferlerin maliyetleri hakkında insanın aklına birçok soru işareti geliyor. Acaba Türkiye'de oynayan yabancı oyunculardan hangisi 7-8 Milyon Euro'yu hak ediyor? İsterseniz Galatasaray'ı ele alalım: Stancu iddia edildiği gibi 7 milyon Euro eder mi? Sertliğe en çok prim tanınan Premier Lig'de sürekli kırmızı kart almak gibi bir başarıya imza atmış olan Lorik CANA'ya 2 yıllığına 4.5 Milyon Euro vermek mantıklı mı? Eğer mantıklıysa Hugo Almeida gibi bir star futbolcuya yıllık 2 Milyon Euro'dan biraz fazla para veren Beşiktaş; ezeli rakibine göre daha akılcı bir davranışta bulunmuş olmuyor mu? Niang'a 8 milyon Euro verip alan Fenerbahçe, Misimoviç'i 8 milyon Euro'ya alıp oynatamayan (ya da oynatmayan) Galatasaray'a göre daha başarılı mı gözüküyor? Quaresma'ya 7.3 milyon Euro veren Beşiktaş daha mı rasyonel bir transfer politikası uyguluyor? Avrupa Liglerindeki ortalama transfer fiyatlarını yukarıda belirttim. Artık siz karar verin.

Bu soruların cevapları taraftarlık zihniyetine ya da menfaatlere göre değişiyorsa, Türkiye'de taşların oturması daha çok zaman alacak demektir. Ancak ortada bir gerçek var ki tartışılması mümkün değil: "Birileri birilerini kazıklıyor." Bilimsel olmasa da bu ifadeyi tekrar kullanmak zorundayım. Okuyuculardan özür diliyorum.