Operadaki hayalet: Berlusconi
STRES BİRİKİM HARİTASI
Yıl sonu yaklaşırken yatırım komünitesinin gündemindeki ülkeler de bir bir elenmiş oldular. 11 Aralık’a sarkmış olsa da Yunanistan tamamlamak üzere olduğu bono geri alım programıyla belirlenen plan doğrultusunda yoluna devam ediyor. Kötü düşünceleri ve olumsuz tahminleri böylece bir süreliğine ertelemiş olan ülkenin alacağı yardım da cepte gibi. İspanya ise Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) icat etmiş olduğu sınırsız bono alım program (OMT) sayesinde düşen faiz ortamının tadını çıkarıyor. 10 yıllık bono faizi % 7.75’e fırlayan ülke şimdilerde aynı bononun % 5.54 faiz verdiğine tanıklık ediyor ve 2012 brçlanma takvimini de çoktan tamamlamış durumda. Katalunya’daki ayrılıkçı seçim sonucunu bilen atlatan ülkenin tek dileği, sakin bir 2012’den sonra yeniden büyümeye dönmek ve 2014 itibariyle de sorunlarını atlatmış bir ülke haline gelmek. İki ülke kadar hedefte olan ancak ikisinden de önce stresi atlatan ülkenin adı ise İtalya!
YİNE, YENİ, YENİDEN
Ne var ki, Akdeniz neşesi yeniden küçük bir sürprizle karşımıza çıktı. Sahnelenen gösterinin adı Phantom Of The Opera ve tabii ki kahramanımız eski bir dost, Berlusconi. Daha önce politikaya dönmeyeceğini açıklayan ve teknokrat Başbakan Monti’yi iktidara taşıyan eski başbakan kararını değiştirmişe benziyor. Ülkenin Alman reçetesiyle yönetildiğini ve resesyonun önlenemediğini ilan eden Berlusconi yönetime de talip olduğunu açıkladı. Son iki meclis oylamasına katılmayarak Monti’ye verdiği desteğini geri çektiğini fiiliyatta da kanıtlayan PdL Partisi lideri böylece aktif olarak siyasette ben de varım demiş oldu. Aralık sonunda yapılacak bütçe görüşmelerinden sonra istifa etmek istediği rapor edilen Monti de böylece önünde iki seçenekle kalmış oluyor. Ya siyasetten çekilecek ya da yeni kurulacak hükümetten bir görev bekleyecek. İki durumda da iplerin kendi elinde olmadığı çok açık.
Politik mekanizmanın işleyişine kısaca göz atacak olursak, istifa sonrasında erken seçimin gündeme geleceğini ve bunun da 70 gün içinde olması gerektiğini anlıyoruz. Burada en uygun tarih olarak da 10 Mart öne çıkıyor. Zaten Nisan’da yapılacak seçimler böylece kabaca 6 hafta öne alınmış oluyor. Burada küçük bir seçim şansı var ve o da Cumhurbaşkanı Napolitano’nun elinde. Ya geçici bir hükümet atayarak reform kararlarının geçmesini sağlayabilir ve böylece 10 Mart’ta seçim yapılır ya da hükümetin hemen dağılmasını isteyerek erken seçimin Şubat sonuna doğru yapılmasını sağlayabilir.
BUNDAN SONRA…
Son anketlere bakılırsa ortanın solu konumundaki Bene Comune Partisi (BC), Bay Silvio Berlusconi’nin partisi PdL’nin 20 puan önünde görünüyor. Yine de, elinde çok mühim bir medya gücü bulunduran ve bunu kullanmakta usta olan Berlusconi’nin şansı azımsanmamalı. Üstelik kemer sıkma tedbirleri karşıtı ruha sahip bir program çizmesi halinde birçok İtalyan’ın da eski başbakana destek verebileceği unutulmamalı. Piyasaların isteği ise ortanın solu ya da PdL dışında merkez bir koalisyonun seçilmesi olasılığı ve hatta mümkünse yönetici / icracı lider olarak da yeniden Monti’nin belirlenmesi. Böylece hem İtalya’nın hem de bulaşıcılık etkisine açık olan İspanya gibi ülkelerin zarar görmemesi. Berlusconi ya da politik istikrarsızlık seçeneğinden piyasanın ne kadar korktuğunu anlamak için dünkü harekete bakmak yeterli olacaktır…