Advertisement

SON DURUM

Bildiğiniz gibi işsizlik oranı her ülke için önemli. Bu ülkelerden bazılarının para anayasalarında da bu açıkça yazılı. Bahsettiğimiz yasayı yürütmekle mükellef olan bankanın adı kolayca tahmin ettiğiniz üzere Amerikan Merkez Bankası (FED). Daha önce açıklanan Evans kuralı çerçevesinde enflasyon %2.5’e ulaşana kadar sabır gösterebilecek banka bu süre boyunca işsizlik oranını da %6.5’e çekmeye çalışacak ve bunu yaparken de varlık alacak. Şimdilik aylık 85 milyar dolarlık tahvil alan banka bu zamana kadar yaptığı genişleme operasyonlarıyla portföyünü 3.3 trilyon dolara da yükseltmiş durumda. Bundan sonraki alımlarının artış ya da azalışı da ekonominin gücüne ve tabii ki doğrudan emek piyasasına bağlı olacak. FED’in burada sadece manşet işsizlik rakamını takip etmediğini biliyoruz. Keza manşet rakam %7.5’e düşse de iş gücüne katılım oranı 1979 seviyelerinde. Bunun en kestirmeden anlamı, birçok insanın ekonomiye katılım sağlamadığı ve istenen düşük işsizlik de aslında bu değil. Demek ki kısaca bu piyasanın içine bakmak gerekecek.

 

DEDELER ÇALIŞIYOR

Başlıktaki ilhamı geçen günlerde yayınlanan bir Bloomberg haberinden aldım. ‘Dedem neden emekli olmuyor?’ tadındaki başlık gerçekten benim anlatacağım hikayeyi özetliyor. İş gücü piyasası hakkında yazmanın çokça yolu var ve tartışılacak da çok konu var. Benim değinmek istediğim ise işin demografik kısmı ve son yıllarda yaşanan, bunu daha da hızlandıran olaylar. Öncelikle şu grafiğe bakınız:

 


Grafik ABD Çalışma Bakanlığı’ndan alındı. Yazmama dahi gerek yok, gerçekten grafk kendini çok açıkça anlatıyor ancak zahmet etmeyenler için kısa bir özet yapayım. 1990 yılında çalışan nüfusun çok daha genç olduğu (mavi çizgi), buna karşın gri çizgi ile gösterilen 2020 projeksiyona göre bu popülasyonun daha yaşlı olduğu görülüyor. Birkaç çarpıcı rakam vermek gerekirse, 2010 yılında 65 yaş üstündeki Amerikalılar’ın oranı %13 ve bu oran 2030’da %20 olacak. Bu oran 65 yaş üstü çalışanlar için 1990’da 11.8 ve 2020 itibariyle %22.6 olacak. Pekiyi bunun sebebi ne olabilir? İlk verilebilecek cevap ortalama beklenen yaşam süresinin artıyor olması. Böylece insanlar kendi iradeleriyle çalışmak istiyorlar, çünkü sağlıkları elveriyor. Heyhat!

 

 

Bir de bu var tabii. Buna göre de 2008 yılından bu yana 55 yaş üstü çalışanların oranı artıyor. Grafik Barclays’e ait ve göstergeler de ABD’ye ait. Bana ait olan bazı fikirler olabilir ne var ki. Neden ‘yaşlılar’ (üstünüze alınmayın lütfen, göreceli bir yaşlılık diyelim) ya da grafikteki ölçülerle 55 yaş üstündekiler daha fazla çalışmak istiyorlar?. Öncelikle, şirketler zor zamanlarda yüksek tazminatı olan uzun yıllardır çalışanların işine son vermekte yüksek tazminatları sebebiyle ürkek davranıyor olabilirler. Mutlaka başka şirketler de farklı ve daha uzun vadeli planlar da olabilir. Devam eden ekonomik kriz sebebiyle insanlar geleceğe ilişkin kaygılarını artırmış olabilirler. Emekli olunca elde edecekleri getirilerin yerlerde olduklarını görünce ürküyor olabilirler. Bildiğiniz gibi 10 yıllık bir ABD tahvili sadece %1.84 ödüyor. Global koşullar çalışmayı özendiriyor olabilir. Çokça sebep saymak mümkün ancak özellikle, devam eden krizin bir katalizör etkisi olduğunu düşünüyorum. Hem emeklilikteki getirileri aşağı çekmesi bakımından hem de geleceğe ilişkin kaygıları beslemesi bakımından. İşte bu sebeple de genç nüfusta işsizlik artmaya devam ediyor. İspanya gibi ülkelerde % 60’a yaklaşıyor.

Çokça adım atıldı, çokça da önlem alındı. Yine de insanların iş bulamadığı her gün sosyal huzursuzluğun hanesine bir çentik daha atılmasına sebep oluyor ve sorunu sinsice büyütüyor.