SULAR YÜKSELDİĞİNDE YA DA ÇEKİLDİĞİNDE

 Bilinen bir sözdür, şuna yakın gibi hatırlıyorum: ‘Sular yükseldiğinde balıklar karıncaları, sular çekildiğinde karıncalar balıkları yer. Bugünkü gücüne güvenme, kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir’. Öyle görünüyor ki bugün sular yükseliyor ya da bakış açınıza göre tam tersi. Ancak açıkça görülen bir şey var ki, ABD’de faizler yükseliyor. Beklentileri aşan verilerin ardından başlayan yükseliş şu sıralar bizi 10 yıllık ABD tahvilinde % 2.2174’e kadar taşıdı. Hareketin devamı ya da içeriği konusunu bu konuda tartışmaktan yana değilim. Sadece yaşanan hareketin olası etkilerini tartışmaktan yanayım. Hikayeyi tekrar hatırlayalım; veriler beklenenden iyi ve gelecek haftaki Tarım Dışı İstihdam verisi de beklentileri aşarsa FED bono alımlarını azaltabilir. Fiyatlanan bu. Demek ki, alımlar durursa kimler daha çok etkilenebilir ona bakmak gerekiyor. Gördüğünüz çalışma Barclays’dan geldi.

 

Uzun uzun anlatmaya gerek yok. Açıkça görüldüğü üzere olası tahvil alımlarına en fazla tepki verecek ülkeler arasında ve varlıklar arasında Türk hisse senetleri birinci sırada. Nasıl ki, faiz düşüşlerinden tüm piyasaları yenerek yararlandıysak faizler yükselirse de tam tersi olabileceği konusunda bir uyarı bu. Tabii ki bu hesaplama geçmişe yönelik verilerden yola çıkılarak oluşturulan bir endeks ve Türkiye bu arada toplamda 4 derecelendirme kuruluşu tarafından (ikisi de Fitch ve Moody’s olmak üzere) da yatırım yapılablir seviyeye yükseltilerek rüştünü ispat etti ve mali yapısını da güçlendirdi. Cari açığını da 30 milyar dolar azalttı. Üstelik bir iyi haber de aynı grafiğin sağından bize geliyor. En az etkilenenler sıralamasında Türk Lirası başlarda geliyor. En büyük ülkelerin bonoları kadar ya da euro ve pound kadar az etkilendiğini görmek mümkün. Tüm bunlar da denklemin sağında ya da pozitif tarafında yer alıyor demek mümkün.

 

NEGATİF REEL FAİZ BİTİYOR MU?

 

2008’de başlayan krizin ülke hazinelerine getirdiği belki de en büyük lütuf negatif reel faiz olmuştu. Böylece hem faizler gerileyerek borç servisleri rahatladı hem de bu denli zor bir ortamda ülkedeki faaliyetler ucuza fonlanmış oldu. Faizler düşerken nominal faiz avcıları faizleri aşağı çekiyorlardı ancak yükselirken neler olabileceği konusu biraz karışık. Aşağıdaki grafikte bazı Gelişen Ülkeler’in verdikleri reel faizler görülüyor.

 

Aslında 24 ay sonrasının beklenen faizlerini koymak da bir yol ancak ben hızlıca bugünkü tahvil faizlerinden yine son açıklanan TÜFE’leri çıkararak bir resim ortaya koyuyorum. Buna göre, Türkiye en az reel faiz ödeyen ülkelerden biri. Bunu hak edecek kadar olumlu makro performans göstermiş olmamız kadar, az önce bahsettiğimiz faiz avcılarının da bunda payı var. Sorguladığımız da bu zaten. Acaba iyi gün dostları kötü günde de yanımızda olur mu, başka bir ifadeyle? İşin duygusal boyutundan çıkınca, ABD’de faizler yükselirken diğer ülkelerin mukayeseli olarak ne kadar az tepki vereceklerini mutlaka temelleri belirleyecek ve Türkiye burada gayet iyi bir noktada. Yine de bu ABD’de faizler yükselirken bizde yükselmeyecek anlamına gelmiyor. Burada verilecek zincirleme kararlar var. Bunun için de ardışık sorulara cevap vermek gerekiyor.

 

Acaba bu faiz yükselişi devam edecek mi ve eğer edecekse Türkiye  buna ne kadar tepki verecek?

 

Advertisement