Bloomberght
Bloomberg HT Görüş Gökhan Şen Bir papatya falı

Bir papatya falı

Giriş: 14 Eylül 2015, Pazartesi 14:08
Güncelleme: 14 Eylül 2015, Pazartesi 14:17

Fed toplantısı artık sadece piyasa ile iç içe olanların değil fakat aynı zamanda global ekonominin gidişatı ile ilgilenen herkesin ajandasının önemli bir parçası. Fed'in faiz artışına başlaması 2006'dan bu yana faiz artışı görmeyen piyasa için oldukça önemli ve Lehman ile başlayan küresel krizde bir dönüm noktası olmaya aday.

- Bir papatya falı mı?

İki ihtimalli bir sonuç kümesinde pek de şaşırtıcı olmayacak şekilde piyasa artış ve faizin sabit tutulması arasında kalmış durumda. Faiz artışı olmayacak diyenler enflasyonun düşük kalmasına ve küresel gelişmelere sırtını yaslarken, şahinlerin argümanı ise işsizlikteki düşüş ve faiz artışının getireceği güven.

Andığımız argümanlar arasında gidip gelen görüşler ister istemez bir papatya falını andırıyor. Artıracak, artırmayacak, artır... Bloomberg anketine katılan ekonomistlerinse bu ay bir faiz artışı beklediklerini görüyoruz. Oldukça kalabalık bir grup bu ay artış beklemese de anketin sonucu bu ay bir faiz artışına işaret ediyor. Bu durumda, ekonomistlerin gözünde bu ayki bir faiz artışı ile gelecek ayın çok da fazla farkı yok. Ancak bu ay bir artışa 1/3'ten az şans veren traderler için durum farklı. Fed fonlarının vadeli işlemlerde fiyatladığı artış olasılığı az önce andığım nispette, oldukça düşük. Bonolardan yaptığımız okuma da yeni bir faiz artışı olmayacağı yönünde.

Bu bulgularla birlikte, müsaadenizle kendi falımı açmak niyetindeyim.

- Fed buraya nereden geldi? - Kısa bir anma

Mayıs 2013'te küresel risk iştahı oldukça pozitif seyrederken ve özellikle riskli varlıklara akışlar hayli sert seyrederken dönemin Fed Başkanı Ben Bernanke başka bir şarkı söylüyordu. ABD ekonomisindeki gelişmelerin artık QE yapmayı gerektirmediğini ve parasal gevşemenin görevini tamamladığını anlatıyordu. Yıl sonu Aralık ayında atılan adım ile birlikte 'tapering' olarak bilinen varlık alımlarını azaltma süreci başlayacaktı. Yine de Fed faizlerin 'hatırı sayılır bir süre sabit kalacağını' duyuruyor ve iler dönük beklentileri yönetiyordu. Ne var ki 2015'e yaklaştıkça önce hatırı sayılır bir zaman ortadan kalktı, ardından ise her toplantının canlı olduğu ve faiz artışına aday olduğu duyuruldu.

- Fed nasıl faiz artıracak?

Faiz sistemini bir koridor olarak düşünürsek, Fed hem alt bandı hem de üst bandı tahminen 25'er baz puan yukarı taşıyacak ve yeni piyasa faizlerinin bu aralıkta oluşmasını sağlamaya çalışacak. Diğer yandan, sistemde buluna trilyonlara dolar aşkın rezervi sadece bu şekilde kontrol etmek de mümkün değil. Bunun için iki şey yapmak gerekecek. İlki, bu aşkın rezervlerin bir bölümünü sürekli olarak ters repo imkanları ile piyasadan vakumlamak ve diğeri de mevcut rezervlere öyle bir faiz ödemek ki hem piyasa faizleri öncekine nazaran yukarıda teşekkül etsin hem de bu rezervler krediye dönmesin. İşte bu üçlü sistem kabaca Fed'in faiz artışı paketini oluşturacak.

- Fed neden faiz artırmalı?

Fed'in kanundan aldığı yetkiler iki maddede özetlenebilir; %2 Tüketici Fiyat Enflasyonu (PCE) sağlamak ve en çok istihdamı yaratmak. Bu dual görev kapsamında banka işsizlik oranındaki seviyeleri ve enflasyon gelişmelerini yakından izliyor. %5,1'e inen işsizlik oranı ve %1,2'lik PCE ise eldeki veriler ancak enflasyonun cari durumundan çok gelecekte alacağı değer önemli. Bu yüzden faiz artırmak için mevcut seviyenin olduğu yerden ziyade 3, 6, 12 ay sonraki olası seviyeler ve beklentiler önemli. Düşük işsizlik ve bizzat Fed tarafından artacağı öngörülen enflasyon da faiz artışı demek. Üstelik Fed'in bu zamana kadar başvurduğu tek çözüm faizleri indirmek değildi. 4,5 trilyon dolara ulaşan bilançosu ile banka standart olmayan önlemlere de imza atmış durumda. Bu sebeple, var olan ekonomik koşullara Fed'in verdiği cevabı bu kapsamda bir bütçe ve sıfır faiz politikası olarak bakmak gerekiyor.

- Fed neden faiz artırmamalı?

Fed'in enflasyon yaratmayan doğal işsizlik oranı (NAIRU) olarak belirlediği seviyelerin oldukça tartışmalı ve teorik düzeyde. Bu yüzden, var olan işsizlik seviyesinin hemen enflasyon yaratacak kadar güçlü olduğunu düşünmek hata olabilir. Bununla beraber, enflasyona ilişkin tahminler hala iyimser görünüyor. Üstelik Çin'de yaşanan son çalkantı ve emtia fiyatlarının son birkaç yılın dibinde olduğu gerçeği alt alta yazıldığında düşük ithal fiyatları ve ucuz girdi maliyetleri bir süre daha bizimle beraber olacağa benzer. Finansal istikrar endişesi doğuracak ölçüde bir varlık fiyatı değerlemesi de ortada yok. Tüm bunlar Fed'in hareket etmek için acele etmemesi gerektiği yönünde kanıtlar.

- Olası devam yolları

Fed'den faiz artışı bekleniyor ancak piyasa fiyatlamasına göre bu hemen olmayacak. Bu yüzden olası bir faiz artışı piyasa tarafından sürpriz şekilde alınacaktır ve beklentiler kanalıyla hızlıca fiyatlara yansıtılacaktır. Bu da öncelikle doların değer kazanımı, kısa vadeli faizlerin artışı ve riskli pozisyonlardan başlanmak üzere şokun fiyatlara girmesi demek. Bu durumda, gelişen ülkeler ve emtia yüzdesel olarak en ağır tepkiyi veren varlık sınıfları olacaktır.

Faizlerin sabit bırakılması ise bir süredir gergin şekilde seyreden küresel risk piyasaları için kısa vadeli bir soluklanma anlamı taşıyor. Diğer yandan, faiz artışının masada tutulması piyasadaki boğaların istedikleri gibi bir risk rallisi oluşmayacağının da garantisidir. İşte burada Fed'in iletişim politikası devreye girecek. Kararın ardından 21:30'da yapılacak olan basın toplantısı ve 21:00'deki karar metni eldeki araçlar olacak. Ayrıca Fed Başkanları'nın politika faizini bundan sonra nerede gördükleri yönündeki çalışmaları da bizlere yardımcı olacak.

Yukarıda ördüğüm mantık silsilesini tekrar gözden geçirince ve önceki Fed açıklamalarını alt alta yazınca benim vardığım sonuç Fed'in bu toplantıda beklemeyi tercih edeceği yönünde. Ancak faiz artışını masadan kaldıracak yumuşaklıkta bir açıklama ya da iletişim dokümanı beklemiyorum. Bu yüzden, kısa vadeli bir piyasa rahatlaması ve takiben ABD verilerinin oldukça yakından izlenmesi formülü geçerli olmaya devam edecek.