Advertisement

ABD Doları cinsinden para bulmak pahalı hale geliyor. Aşağıda gecelik faiz oranları ve 3 aylık LIBOR arasındaki faiz farkını görmek mümkün. Çok kabaca söylemek gerekirse, piyasanın birbirine para verme iştahını ya da verilen paranın fiyatını gösteren bu makas açılıyor. Diğer bir ifade ile para ile fonlamak pahalı hale geliyor.


Grafikte görülen resim aslında çok basit ve sade bir gösterge. Gecelik ve 3 ay vadeli dolar borçlanma makası açılıyor. Birileri parasını arkadaşlarına vermek istemiyor. Birileri de bu durumda daha da fazla ödemek suretiyle para istiyorlar. Bunun yanında, başka birkaç 'para bulma göstergesi' daha yukarı gidiyor. Ne oluyor?

 

LIBOR yukarı giderken, para borç verme iştahı gerilerken finansal stresin de artmasını bekleriz. Öyleyse bunu birkaç açıdan kontrol edelim. Kontrolden önce de yukarıdaki tabloya biraz daha anlam yükleyerek meseleyi daha dramatik hale getireyim ki durumun ciddiyeti belli olsun. LOIS bu denli yükseldiğinde en son neredeydik? '2012 Avrupa dağılıyor mu acaba' olimpiyatları yapılıyor ve birçok yatırım kuruluşu Yunanistan'ın birlikten çıkış yüzdesini değerlendiriyordu. Yunanistan için riskin geçmediğini hala düşünüyorum; o ayrı. Mesele bugün, bu kadar ciddi olabilir mi?

 

Piyasadaki stresi kontrol edelim. Hisse senetleri geriliyor mu? Yüksek faiz ödeyen ABD tahvilleri satılıyor mu ve bunların hazine kağıtlarına göre faizlerinde sert yükselişler var mı? Özel sektör tahvillerinde tehlike sinyalleri çalıyor mu? Hepsinin cevabı 'hayır'. Öyleyse son noktaya gelelim. Madem bankaların maliyetleri bu kadar yükselişte ve para bulmakta zorlandıklarına ilişkin emareler var, birilerinin stres göstergelerini satın alıyor olmaları lazım. ne var ki durum tam tersi. Aşağıdaki grafik GS'den.

 

LIBOR ile kendilerini fonlayan ABD bankalarının CDS'lerini buradan görebilirsiniz. Elinde bu bankalar olanların kasko olarak aldıkları korumanın maliyeti düşüyor öz Türkçe ifade etmek gerekirse. Benim iddiam geçtiğimiz haftadan bu yana, faizdeki yükselişin finansal bir stres kaynaklı olmadığı yönünde.

 

Küresel piyasalarda bu kon daha fazla gündeme gelince ben de bu yazıyı yazmak gereği duydum. Kendi önerdiğim 'neden' şu.

 

14 EKim 2016'da devreye girecek 2a-7 para piyasası düzenlemesi ile ABD SPK'si (SEC) bazı kuralları uygulamaya sokacak. Bu maddede para piyasası fonları düzenleniyor*. Konuyu çok fazla teknik detaya boğmak istemediğimden bazı adımları atlıyorum. Kısaca, bu gelişmelerden sonra kimi fonların ve bunlar arasında özellikle de hazine tahvili dışında portföyleri olanlar için hayat zorlaşacak. Bu zorlaşma maliyet artışı ve uyum sağlama kanalları ile yatırımcıları ve fon sahipleri şirketleri rahatsız edecek. Bu yüzden fonların bir bölümü yapısını değiştirerek hazine tahvilleri taşımaya başladılar ve kimi yatırımcılar da paralarını çektiler. Bu 'kimi yatırımcıların' 21015 sonundan bu yana çekişleri ve fonların değişmesi ile birlikte 'prime fund' denilen bu fonların varlıkları 450 milyar dolar! azaldı. Böylece piyasaya sağlanan fon miktarında önemli bir düşüş gördük. Ardından da görece uzun vadeli fonlama yapanlar piyasadan çekildiler ve hazine kağıtları almaya başladılar.

 

Sonuç olarak, fonlar ve para piyasaları Ekim ayına hazırlanıyorlar. Benim gördüğüm kadarıyla bir dolar fonlama sancısı yok; riskli varlıkları ilgilendiren bir durum da...

 

 

* PDF için: https://www.google.com.tr/url?sa=t&rct=j&q=&esrc=s&source=web&cd=2&ved=0ahUKEwiKr8OhrJPOAhXGCCwKHUtLCUYQFggqMAE&url=https%3A%2F%2Fwww.sec.gov%2Frules%2Ffinal%2F2014%2F33-9616-rule-2a-7-amendments.pdf&usg=AFQjCNEZHw2PTE0j8TXeMFp3VxUmtpiGHw&cad=rja