Advertisement

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Ekim ayı Para Politikası Kurulu kararı açıklandı. Bloomberg

HT anketine katılan ve ezici çoğunluğun faiz indirimi beklediği bu toplantı için bankanın 'pas geçmesi' sürpriz kabul edilebilir. Pas geçmesi diyorum çünkü banka metinde bir sonraki hamlesi için açık kapı bırakıyor:

"Kurul, para politikasında sadeleşme sürecindeki bir sonraki adımın yönü ve zamanlamasının verilere göre şekilleneceğini belirtmiştir.''

Yeni eklenen bir cümle ile ekonomik yavaşlamanın adını koyan banka, buna rağmen faiz indirmeyi neden durdurmuş olabilir? Üstelik bu yavaşlama, çekirdek enflasyondaki düşüşe destek verirken:

''Toplam talepteki yavaşlama çekirdek enflasyondaki kademeli düşüşü desteklemektedir.''

PPK kararının içinde bunun cevabı saklı ve üç harf ile ifade etmek gerekirse, cevap 'kur'. TL üzerinde son dönemde oluşan baskı enflasyon ile mücadeleyi sekteye uğratabileceği için banka faizleri daha da aşağı çekerek hem TL üzerindeki kalkanı daha zayıflatmak istemedi, hem sinyal üretmek istedi. Diğer yandan, politikanın duruma göre değişebileceğini sinyallemiş olmasını da anmamız gerekir.

Bu açıklamaların ardından hisse senetlerinde sakin bir seyir, kurda kabaca 1 kuruşluk bir değerlenme ve uzun vadeli faizlerde birkaç bips aşağı kayış gördük.

Bundan sonra ne olacak sorusunun cevabı ise banka tarafından yine yanıtlanmış durumda. İlk yaptığım alıntıya göre bunun karşısında 'veriler' yazıyor. Oldukça muğlak bir ifade olduğunu söyleyebilirim. Belki daha dar kapsamlı gruplara yapılan açıklamalarda belki gelecek haftaki Enflasyon Raporunda bunun yanıtını alacağız. Alacağız ancak bu beni tatmin etmeyecek. Sadeleşmeyi neden bu toplantıda bitirerek 'başlı başına bir politika aracı' olduğu daha önce TCMB tarafından ilan edilen sadeleşmenin kullanılmadığını tam olarak anlayamıyorum. Eğer uzun vadeli faizleri, tünelin ucunu daha fazla ışık tutarak göstermek ise niyetimiz işte burada sadeleşmenin bitirilmesine güvenebiliriz. Yok, buraya sadece 1 toplantı uzakta isek buna da varım. Ne var ki 'verilere' bağlı 1-2 küçük indirim yapmanın faizlere etkisinin bugün bu süreci nihayete erdirmekten daha az olacağını düşünüyorum.

 Bu yüzden pas geçmek, belirsizliği sürdürerek başlı başına bir parametre olmak anlamına geliyor bana göre. Koridoru daraltmak yönünde bir adımdan ziyade...

Bu toplantıdan sonra aklımdan geçenler:

* Bankanın sürekli çekirdek enflasyona vurgu yapması önümüzdeki dönemde bu oranın referans alınacağı mı demek?

* TL'deki değer kaybı tek başına politikayı etkiliyor ve bunu açık şekilde ifade ediyorsak, bundan sonra bankanın eli zayıflamaz mı?

* 'Pas geçerek' uzun vadeli faizleri ve dövizi aşağı çekebiliyorsak bu 'sadeleştik' dediğimizde çok daha olumlu bir reaksiyon göreceğiz anlamına gelir mi? Eğer öyle ise neden bekleriz?