Advertisement

Gelişen ülkelere (EM) yatırım yapan fonların bildikleri birkaç doğru varsa bunların içinde muhakkak 'politik risk' tamlaması da vardır. Söz konusu EM ise hayal gücü penceresi ardına kadar açılabilir. Tam da bugünlerde yaşadığımız gibi.

Gelişen ülkelerin varlıklarına yatırım yapınca bir kural olarak, gelişmiş ülkelere (DM) nazaran daha yüksek getiri beklersiniz. Yüksek getiri de doğal olarak yüksek risk demektir. Risk faktörünün yükseldiği her pozisyonun getirisinin oynaklığı artar. Bir gün kardasınızdır, ertesi gün derin bir ekside. İşte bu geceleri uyku kaçıran durumun bir primi vardır. Fonlayan olarak, işin yatırımcısı ve buna para bağlayan olarak bunu fiyata yedirirsiniz ki kendinizi garantiye alabilmek için. Piyasalar böyle işler.

Şimdilerde Güney Afrika'da ya da Venezüella'da olan budur.

YENİDEN POLİTİKA, DAİMA POLİTİKA

Paraguay'da tek dönem olan başkanlık süresini mecliste paralel bir oturumda, muhalefetin katılımı olmadan alınan bir düzenleme ile uzatmak isteyen iktidar partisi ANR'ye ve Başkan Cartes'e tepki olarak meclisi işgal eden protestocular var olan karmaşayı yeni bir boyuta taşıdılar. Venezüella'da muhalefetin güçlü olduğu Kongre'nin yasama yetkisini bir karar ile askıya alan anayasa mahkemesinin ardından protestolar artmıştı. Başkan Maduro'nun muhalefet ile politik çekişmesi sürerken, ülkede tansiyon sürüyor.

Güney Afrika'da kabinedeki 9 bakanı ve piyasaların yakından takip ettiği Maliye Bakanı Gordham'ı görevden alan Cumhurbaşkanı Zuma'nın iki amacı var. Yetkilerini genişletmek ve harcama musluklarını açabilmek. 1 hafta içinde S&P ve Fitch tarafından gelen rating aksiyonu ile yatırım yapılabilir statüsünü kaybeden ülkenin kuru Rand 2 haftada %14 değer yitirirken 2 yıllık swap maliyetlerinde ve 5 yıllık rand cinsinden faizlerde 50-60 baz puanlık yükseliş yaşandı ve %8'e yakın seviyeler test edildi.

Macaristan'da ise Soros'un sahibi olduğu bir üniversiteye özel olduğu düşünülen bir karar ile kurum kapatılmak üzere. Mülteci sayısından demokrasiden uzaklaşmaya kadar çeşitli konularda AB ile tartışan ülkenin yeni gündemi bu. Orban ile Avrupa arasında çatışmanın tırmanarak devam etmesini beklemek makul. Keza Orban ve partisi hem Putin'in siyasi çizgisine yakın açıklamalar hem de eylemlerde bulunarak Avrupa'yı diken üstünde tutmaya devam ediyorlar.

Rusya, Suriye'de Esad'a sahip çıkarak jeopolitik gerginlik endekslerini yüksek tutmaya devam ediyor. Kimyasal saldırının ardında Baas Rejimi olmadığını açıklayan ülke hava üssüne füzelerle saldıran ABD ile de karşı karşıya gelerek bölgede yenilenmiş tansiyonun yine doğal aktörlerinden biri haline gelmiş durumda.

RİSKLER ÇİFT YÖNLÜ

Riskler her zaman aşağı yönlü değil elbette. Örneğin Latin Amerika gerçeğini aksine giden iki ülke olan Brezilya ve Arjantin'de yatırımcılar oldukça mutlu. Soldan sağa kayan ve uzun on yılların sol geleneğini kırmaya çabalayan ülkelerden yatırımcılar reform ajandalarına bel bağlamış durumdalar. Arjantin'de Borsa endeksi yıl başından bu yana %24 primli. Brezilya ise Ocak 2016 dibinden sonra bir ara %90'a kadar çıkan borsa rallisinin tadını çıkarıyor.

Suriye'deki gelişmeleri ve Kuzey Kore riskini belki risk parametrelerini yeniden belirleme kapasitesine sahip birere oyun değiştirici olarak sayabiliriz. Piyasanın beklentisi ABD & Rusya kaynaklı gerilimin artmayacağı yönünde ancak burası izlenmesi gereken bir alan. Diğer yandan, Başkan Trump'un bugünkü tweet'lerine inanmak gerekirse, ABD eğer Çin harekete geçmezse bu ülkeye bir yaptırımda bulunabilir ve bunun aracı da 'zor kullanımı' olabilir. Bunlar kısa vadede önemli belirleyiciler.

4 seçim atlatan, darbe girişimi ile boğuşan ve şimdilerde bir referandum ile uğraşan memleketimiz için riskler ve ödüller beklemede. Uzun süredir Türkiye'ye yatırım yapmak için bekleyen istekli fonlar ile uzun süredir yatırım ortamının düzelmemiş olmasından rahatsız yatırımcıların beklentileri arasında varlık fiyatları karışık seyretmeye devam ediyor. Sanıyorum öncelikle, referandum sonrasında yeni bir sandık kurulmaması ve ardından reform iştahının geri gelmesi ibreyi bizden yana çevirebilir. Son günlerde yaşanan Güney Afrika ve Rusya kaynaklı sorunların bile kısa sürede yatırımcıların radarına yeniden TL varlıkları sokmasına bakarak da bunu anlayabiliriz.

Tamamlarken,

Gelişen ülkelerde riskler yeniden artmaya başladı. Yanına jeopolitik kaynaklı sosları da ekleyince yatırımcıların ağzının tadı kaçmaya başlayabilir. Fed'in faiz artırıp bilanço küçülttüğü bir ortamda bu haber akışına dikkat etmekte fayda var. Olaylar bu kapsamda kalırsa hikaye yazma potansiyeli olanlar ayrışacaklar. Tansiyon yükselirse EM sepet halinde zarar görecekler ve ince hesaplar sonra yapılacak.