Advertisement

Venezuela'da karmaşa ve ölümler sürüyor. Hükümet ve protestocular arasında anlaşmazlık her gün yeni boyutlara taşınırken son kurulan sandık bardağı taşıran damla olabilir.

KAYNAK LANETİ VURMAYA DEVAM EDİYOR

Çok kabaca, topraklarından zenginlik fışkıran ülkelerin bir türlü istenilen demokratik yönetime ulaşamaması ve toplumun refahının düşünülenin aksine tatmin edici seviyelere varamaması olarak tarif edebiliriz bu kaynak lanetini. Terimi ortaya atan Richard Auty'ye göre emtia ihracatçısı ülkeler 1970-89 arasını daha düşük büyümeler ile geçirmişlerdi. 90'dan sonra bu trend değişmiş olsa da terim literatür yerleşti.

Bir mamüle dayanan ekonomi gereken çeşitlendirmeyi yapamıyor, genellikle güç kamuda toplanıyor ve demokratik haklar bu sebeple vatandaşlara 'verilmiyordu'. Venezuela ne yazık ki buna verilebilecek iyi örneklerden biri.

90'lardan bu yana ticaret açığı nedir bilmeyen ülke politik sistemin zarar görmesi ve sosyal hareketliliğin başlaması ile artık açık üretir hale geldi. Ülke 2 milyon varile yakın petrol ihraç ediyor olmasına rağmen üstelik. Petrol ihracatının 1/5'ini oluşturan rafine ürünler devlet kurumu PDVSA'nın ham petrol ithal edecek fonları bulamaması sebebiyle aksıyor ve şimdilerde sadece günlük 100 bin varile yakın potansiyel satış bu yüzden yapılamıyor.

Ülkeye ham petrol satmak amacıyla sahile yakın demirlemiş gemilerde toplam 500 bin varil ham petrolün beklediği rapor ediliyor.

SON DEĞİŞİKLİK ÜZERİNE

Pazar günü ülkede resmi kaynaklara göre 8 milyon, uluslararası  ve yerel izleyicilere göre ise 2-3 milyonluk katılım ile oylama sonuçlandı. Peki ne oylandı?

Başkan Maduro'nun partisi Sosyalistler'in ya da partiye yakın kişilerin aday olduğu bir listeden seçimler yapıldı ve 545 kanun yapıcı seçildi. Bu seçilen vekiller artık yeni anayasayı yazmakla mükellefler. Ne var ki seçilenler arasında Maduro'nun eşi gibi kendisine 'yakın' kişiler toplumda infial yaratmış durumda.

Yazım süreci bittikten sonra dağılması beklenen bu temsilcilerin meclisinin ise görev süresi ve yasayı yazmaları gereken süre henüz belli değil. Bu, aynı zamanda muhalefetin kontrolündeki meclisin işlevini yitirmesi demek.

Chavista'lardan da tepki verenler olsa da kendi partisi içinde Maduro'ya destek sürüyor. Muhalefetin 2 hafta önce bu referandumun geçersiz kılınması için yaptığı resmi olmayan plebisite  8,5 milyon kişi katılmış olması ise durumu pekala değiştirmiyor.

MESELE BÜYÜYOR

Bu noktadan sonra uluslararası camianın da işin içine daha fazla gireceğine şüphe yok. Normal şartlarda ABD ile aynı saflarda görmeye alışık olmadığımız Arjantin ve Meksika gibi ülkeler de durumu protesto ettiler.

ABD'den öncelikle ekonomik yaptırımlar geleceğe benzer. Öncelikle ülkeye ham petrol ihraç edilmesinin önü kesilmeye çalışılıyor. Böylece ABD hafifi ham petrolünü rafine edemeyecek olan ülke gelirlerinin bir bölümünden olacak. Ne var ki 'halkı etkilemeden ama yönetime darbe vuracak şekilde' nasıl bir önlem alınabilir kestirmek güç.

Anlaşılan, Maduro bu kez kutuplaşmayı ekonomik yaptırımlar ile bir kez daha tırmandırmak durumunda kalacak. Ülkedeki tüm karışıklığın dış güçlerin müdahale etmesine bağlı olduğunu düşünen başkan bu son turdan sonra söylemini keskinleştirmek ve eylemlerini daha da haklı kılmak için bir zemin yakalamış olacak ancak ekonomik olarak daralmayı engelleyemeyecek. Bu arada ise ülkedeki ekonomik buhranın boyutları büyük ihtimalle artacak ve daha çok yağmalanmış market görüntüleri göreceğiz.

Elde resmi veriler olmamasına rağmen, son yapılan tahminlere göre geçtiğimiz yıl ülke %19'a yakın daralırken tüketici fiyatlarındaki artış ise %800'e vardı. 2015'te daralma %5,7 ve enflasyon %181 olmuştu. Hükümet sadece 2016 yılında oy potansiyelini yok etmemek ya da Maduro'nun bakış açısıyla 'işçiyi ezdirmemek için' 5 kez asgari ücret artışına gitti. Artışlar toplamda %454 zam olarak maaşlara yansıdı.

Ülkede ekonomik ve beşeri meselelerde dibe doğru yarış sürüyor...