Almanya'da genel seçimler beklendiği koalisyon ortaklarının liderliği ile sonlandı ancak sonuçlar kimseleri tatmin etmedi.
BEKLENTİLER & SONUÇLAR
Schulz'un gelişi ile anketlerde %35'lere vuran sosyal demokratlar (SDP), Merkel'in direksiyonunda olduğu ve anketlerde %38'i zorlayan Hıristiyan demokratlar (CDU) umduklarını bulamadılar. SPD %20 ile savaş sonrası dönemin dibini test ederken, CDU %33 ile beklentilerin altında kaldı.
Müesses nizamın ve modern Almanya'nın iki temsilcisinin toplamı %53 ile yine tarihi bir düşük yaşadı. Seçmenin mesajı gayet basit: Güven kayboluyor.
İşin kötü tarafı aşırı sağcılar ve hatta Nazi geçmişini sahiplenenlerden oluşan Almanya İçin Alternatif (AfD ) partisi meclise 3. parti olacak girecek. Genç lideri ile Liberallerin (FDP) 5 puanlık yükselişi de takdire şayan. Böylece FDP %10,5E çıktı ve hem barajın rahatlıkla üzerine çıktı hem de iktidar için bir alternatif ortak hüviyetine büründü. Bir nevi 'kingmaker' olacaklar. Cem Özdemir'in partisi Yeşiller %9 ile bir başka siyasi güç konumunda.
Nazi kırıntılarına talip olan, yabancı düşmanı, ülke kurtarmalarına karşı olan ve Euro karşıtı AfD ise önemli bir problem. İşin iyi tarafı, Almanya'daki aşırı oyların oranı Avrupa'nın kalanına nazaran hala düşük. Kötü tarafı ise daha önce oy vermeye ihtiyaç duymayan 1,2 milyon kişinin bu parti tarafından mobilize edilmiş olması ve çoğunluğunu erkeklerin oluşturuyor olması. Bu partiyi, ilerleyen safhalarda Yunan Altın Şafak Partisi'inde olduğu gibi şiddet motifleri sergilemeye teşne görebiliriz.
SENARYOLAR VE SENARYOLAR
Euro merkezci bir bakış açısı ile Merkel hala direksiyonda ancak şimdi iktidar hesapları oldukça karışık. Aşağıdaki tabloya bakmanızı rica ederim.
Bundestag için yapılan seçimin ardından iktidar olmak isteyen 299 koltuğu yakalamak zorunda. Tablodan görüleceği üzere Merkel'in bunu tek başına yapması halka tarafından istenmedi. Bu durumda olası koalisyon ihtimallerine bakılmalı. SPD önceki koalisyonda da bu ortaklıkta da eridiği için bu işten uzak duracağını hemen ilan etti. SPD yeni dönemin ana muhalefeti olacak. Geriye, Almanlar'ın baktığı gibi bakmak gerekirse sadece Jamaika opsiyonu kaldı. Yani Siyah, Sarı ve Yeşil. CDU + FDP + Yeşiller.
Böylesi bir iktidar bazı konularda ister istemez ödünler vermeyi gerektirecek. Almanya'nın daha fazla Avrupa sloganı için FDP şimdiden oldukça mesafeli ve özellikle mali entegrasyona karşılar. Bir diğer engel Yeşiller'in çevre konusunda çokça istekleri olması ve aslında 'sol'a daha yatkın olmaları. FDP ile daha önce de birlikte hükmeden Merkel için bu parti doğal bir çözüm olsa da Yeşiller ve FDP ile üçlü bir koalisyon hiç denenmedi ve partilerden gelen açıklamalar da oldukça negatif. Ne var ki AfD'nin yükselişi herkesi geri adım atıp uzlaşmaya zorlayabilir.
Bir diğer seçenek ise Merkel'in azınlık hükümeti kurması. 4. dönemini yaşayacak güçlü bir lider için bu kabul edilebilir değil. Ancak bu da olsa 3'lü koalisyon da olsa Merkel'in belki de son 4 yılı oldukça zorlu geçecek gibi görünüyor.
Koalisyon görüşmeleri Aşağı Saksonya'daki Ekim yerel seçimlerinden sonra büyük ihtimalle hız kazanmış ya da bitmiş olacak keza AfD her türlü zayıflığı değerlendirmek üzere bekliyor olacak. İyi haber, bu partinin de kendi içinde bölünme ihtimalleri taşıyor olması.
Sonuçlardan Türkiye'nin payına ne düşüyor? Öncelikle, Merkel'in zayıflamış olması Türkiye aleyhtarı politika izlerken AB'li liderleri belki de istediği oranda yanına çekemeyebileceği anlamına gelebilir. Yükselen AfD'yi görüp daha fazla polarizasyon yaratmak istemeyebilir ancak mülteci karşıtlarının bu seçim mesajı onu daha dikkatli davranmak zorunda da bırakabilir; burası bana göre oldukça gri bir alan. Diğer yandan, Türkiye'ye karşı uygulanacak politikanın kısıtlayıcı, ticareti azaltıcı yönde olacağını bir kez daha tekrarlamak isterim ne yazık ki. Yani yaşananlar bir seçim yatırımından çok seçimden sonra uygulanacak bir yol haritasıydı.
Piyasalara gelince, bir parça Euro satıp koalisyon görüşmelerini izlemeleri en makul sonuç olacak. Günün sonunda Merkez yine kazandı ve hala kontrol kendisinde.