Advertisement

Başkan Trump 2016 yılında kampanyasını yaparken, 1 gün mutlaka Çin’i kur manipülatörü ilan edeceğini açıklamıştı.

Kampanya heyecanı, verilen sözler… Gel gelelim, Başkan bu sözünü 5 Ağustos 2019’da tutmuş oldu. ABD Çin’i kur manipülatörü ilan etti ve ABD Hazinesi 5 Ağustos’u 6’ya bağlayan gece, piyasalar kapandıktan sonra bunu duyurdu.

En kısa ifade ile ‘bu, ticaret savaşında yeni bir safha’ olarak kabul edilmelidir.

Çin’in manipülatör ilan edilmesi ile barış görüşmelerinin başarıya ulaşma ihtimali iyiden iyiye zayıflamış oldu. Bundan sonra yatırım tavsiyesi veren ya da işlerin gidişatını analiz eden hemen her kurum bunu böyle kabul etmek zorunda kalacaktır.

Bu, beklentileri kötümser saate kurmak ve piyasa gözüyle varlık dağılımını kötüye uygun şekilde dizayn etmek demektir.

NEDEN KUR MANİPÜLASYONU?

80’lerin sonunda ve 90’ların başında Asya kaplanları yükseliyordu. Bu yükseliş bozuk, tek yanlı kur sistemlerine ve aşırı ticaret fazlasına dayanıyordu. Bu ülkelerde ucuz iş gücü ve rekabetçi olmak için her türlü kuralsızlık vardı. Ülkeleri tarafından yönetilen kurlar, düşük sermaye akışının yaşandığı yıllarda bahsi geçen Asyalı memleketlere büyük avantajlar sağladılar.

Tayvan ve Güney Kore gibi kaplanların cari fazlaları milli gelirlerinin %10’una ulaşmıştı.

Ticareti sadece kendilerine yontmaya çalışan bu ülkelere karşı ABD 88’de bir yasa çıkardı. Buna göre, mallarını kolaylıkla satmak için kurlarını kullanan ülkelere karşı bir dizi kural işleyecekti.

94 yılında Clinton döneminde kullanılan yöntem ile Güney Kore, Tayvan ve Çin manipülatör ilan edildiler. Ardından ABD’nin istediği adımlar atıldı ve sulh sağlandı. Ülkeler manipülatör listesinden düştüler.

BİR KUR MANİPÜLATÖRÜNDE ARANAN ÖZELLİKLER

ABD’nin kendi koyduğu kurallara göre 3 basit şart aranıyor:

* Devamlı olarak kuruna müdahale ederek değerini düşük göstermek

* Manipülasyon yapan ülkenin toplamda %2 ve üzeri cari fazla üretmesi

* ABD’ye karşı en az 20 milyar dolar ticaret fazlası üretmesi

Mayıs ayında yapılan bazı değişikliklere aslında Amerika buradaki şahin tavrını iyice ortaya koymuştu. Daha önce %3 olarak aranan cari fazla şartı 2’ye çekildi. Ayrıca ABD’nin devamlı olarak incelediği ülke evreni kendisinin en çok ticaret yaptığı 12 ülkeden 40 ülkeye yükseltildi.

Bir başka ifade ile üye manipülasyona aday evreni genişlerken, aranan özellikler azaltıldı ki daha fazla sonuç elde edilsin.

ÇİN’İN DURUMU VE BUNDAN SONRASI

ABD’nin kendi koyduğu kuralları inceleyince Çin’in kuruyla oynayan ülke olması mümkün görünmüyor. Teknik konuşmaya devam edelim.

Çin’in ABD tarafından eleştirildiği nokta kuruyla oynaması değil, bu kez oynamaması oldu. İronik. Üstelik Yuan’ın değerini olduğundan düşük bulan bir uluslararası kuruma pek rastlayamıyoruz. IMF son yazdığı raporda Renminbi için ‘değerinde’ sonucuna ulaşmıştı. İkinci konu olan cari fazlada da Çin’e fatura çıkarmak güç. Keza Çin’in cari fazlası milli hasılasının %1’i bile değil. Yani %2’lik bariyere takılmıyor. Ortalamada, Çin buraya 8 yıldır takılmıyor aslında…

Geriye sadece ABD’ye karşı 380 milyar dolarlık fazlası kalıyor. 3 kriterde sadece 1’i tutuyor.

Yasa gereğince, ABD şimdi IMF’ye gidip durumu aktaracak ve Fon da Çin’in durumunu inceleyecek. Ardından 2 ülke karşılıklı görüşmeler yapacaklar. Bunların ardından Çinli şirketler Federal hükümet kontratlarından çok daha az pay alabilecekler ve ABD’nin özel yatırım ajansı niteliğindeki kurumundan fon alamayacaklar.

Yaptırımlar bunlar.

IMF’nin pozisyonu belli, yukarıda aktardım. İki ülke zaten devamlı olarak görüşüyorlar. ABD’li ajans zaten Çin’in Kuşak ve Yol projesine karşı çalışmalar yürüten bir fon niteliğinde. Demek ki Çin hali hazırda buradan bir beklenti içinde değil. ABD’nin kamu ihalelerinde de pek Çinlileri görmeyiz.

Öyleyse kuruyla oynayan ülke suçlamasının ciddi bir sonucu olmayacak.

Teknik alt yapısı olmayan ve sonuç üretmeyecek bir işe ABD neden girer? Sanırım cepheyi genişletmek ve savaşı büyütmek için. Ekonomik olarak yapılan analizler yavaş yavaş tahmin etmedeki güçlerini yitiriyor. Başka disiplinler işin içine giriyor.

Ekonomi artık edilgen. Küresel ekonomi yavaşlamaya devam edecek. Emtia fiyatları baskı altında kalmayı sürdürecek. Merkez bankaları faizleri indirmeye ve destekleyici olmayı sürdürecekler. Hisse senetleri için parti çoktan bitmişti. Şimdi ışıklar da yandı.