Advertisement

Davos’ta olanlar çoğunlukla biraz makyaj ve çokça politik doğruculuk.

Kimi zaman ters indikatör olarak kullanmak da mümkün burayı. Var derse yoktur, yok derse çoktur gibi...

Örnek mi?

2018’deki çiçeği burnunda Başkan Trump konuşması. Amerika  henüz  başkanını seçmiş ve Başkan’ın tüm gündemi ticaret savaşlarıydı.

Oysa Davos panelinde Dr. Schwab ile mülakat yaparken ağzından çıkan kelimeler bambaşkaydı. ‘Önce Amerika’ sloganı ile ticarette korumacılık prensibini mübah kılan Başkan herkesin çıkarından bahsediyordu. İşler pek de böyle gitmedi açıkçası...

Ticaret savaşları için değil adil ticaret için varım diyen Başkan’ın neredeyse tüm mesaisi ABD’nin 2. Dünya Savaşı sonrasında kurduğu sistemi tıkmakla geçiyor. Dünya Ticaret Örgütü, Uluslararası Para Fonu, Birleşmiş Milletler ve NATO... Tüm bu kurumların yapısına ve savunduklarına itirazı var kendisinin.

Bu yüzden ne söylendiği ile ne yapıldığı ile ilgilenmekte fayda var. Çünkü gerçekten burada olan burada kalıyor.

*

Burada olup geleceği değiştiren olaylar da var elbette. O zaman efsane, tarih oluyor. Davos’u önemli kılanlardan bir bu belki de. Berlin Duvarı yakılmadan Batı ve Doğu’nun liderlerinin burada bir araya geldikleri ve tarihin akışını değiştirdikleri bir gerçek.

İrade varsa bir yol bulmak mümkün oluyor.

Özal ve Papandreou’nun 1986’da yüz yüze görüşerek olası bir savaşın önüne geçmelerini nereye koyacağız? Bu da ülke tarihimiz ve büyük ihtimalle bölge için çok önemli bir seneydi.

92’de Mandela ve Afrika Cumhurbaşkanı’nın el sıkışmaları Apartheid pençesinde kıvranan Güney Afrika için önemli bir an değil miydi? Bu da Davos’ta olmuştu.

Ülkenin geniş kitlesi sonunda hakettiğine uzanmak için tarihi bir hamle yapmak üzereydi..

2 yıl sonra Şimon Peres ve Yaser Arafat el ele poz verip barıştan bahsettiklerinde de yer Davos’tu. Barış kalıcı olmadı. Bu bir gerçek.

Ancak Peres de Arafat da kalıcı olmadılar. Hiçbirimizin olmayacağı gibi. Bir gün gideceksek yaşamanın ne anlamı var demek kadar olanları küçümsemek de hata olur.

2009’da Başbakan Erdoğan ‘one minute’ diyerek Davos’u terk ettiğinde bölgemizde de aslında bir dönem başlıyordu.

*

Öyle görünüyor ki çoğunlukla Davos’ta olan Davos’ta kalıyor. Biraz makyaj, hoşa gidecek sözler ve vergiden düşülen bir harcama haftasının ardından buradaki konulardan birkaç kısa hoş anı...

Ne var ki kimi zaman burada olanlar burada kalmayabiliyor. Hakkını vermek gerekiyor.

Davos’u okumanın bir başka yolu da aslında burayı anlamaya çalışmaktan geçiyor. Örneğin teknolojini gelişimi ve planlanması, bilimin geleceğinin onu kullanan ve fonlayanlar tarafından konuşulması önemli.

Değişimi yaratacak olanlar onun sonuçlarını ve zamanlamayı burada tartışıyorlar. Değişimin zamanı geldi mi yoksa hala çok masraflı mı. Değişimin sonuçları diğerleri tarafından nasıl görülüyor. Diğer disiplinler buna nasıl bakıyor ve onlara etkileri ne olacak.

Bunu konuşmak, anlamak ve yönetmek için var Davos.