Bir süredir swap / para birimi takası anlaşması yapmamız gerektiğini paylaşıyorum. Swap ne işe yarayacak? Neden gerekiyor
bize bu dönemde?
Covid19 döneminde gelişen hemen tüm ülkelerden inanılmaz bir sermaye kaçışı yaşandı. Birçok hesaba göre 2-6 standart sapma büyüklüğünde sermaye çıkışlarına şahit olduk.
Bu ne demek?
Daha önce yaşanan sermaye çıkışlarına oranla görülmedik ama gerçekten görülmedik işler oluyor demek. Brezilya'da da bu böyle. Türkiye'de de böyle.
Aşağıda Uluslar Arası Finans Kurumunun ortaya koyduğu grafik var. Covid19 sonrası vuku bulan olay diğer krizlerle karşılaştırıldığında epeyce sivriliyor.
Bu, işin herkesi ilgilendiren kısmı. Tabii Türkiye'yi de. Bir de bunu bize özel bölümü var. O da şu: Kurduğumuz son sistemle
birlikte artık döviz talebini çoğunlukla Merkez Bankası, kamu bankaları üzerinden karşılıyor. Covid19 sebebiyle ihracat ve turizm kaynaklı döviz gelirleri neredeyse durunca ve müthiş bir döviz çıkış talebi oluşunca TCMB'nin eriyen rezervleri başlı başına bir risk unsuru olabilirdi.
İşte bunu durdurmak için döviz swapı önerisi getirmiştim. Swap güveni tesis edecek, bu arada parasını dövize çevirip çıkmak
isteyen yurt dışı yerleşikleri finanse edecek ve covid19 sonrası normalleşme gelene kadar bize güvence sağlayacaktı. Yoksa swap ile gelen dövizin Türkiye'nin makro ekonomik görünümünü ya da finansal istikrarına ilişkin realiteyi değiştirmeyecekti.
İşte o swap beklentisinin bir bölümü bugün realize oldu.
TCMB'den gelen açıklamaya göre Katar Merkez Bankası ile halihazırda 5 milyar dolar karşılığı yerel paralar ile yaptığımız swap
büyüklüğü 15 milyar dolara çıkacak. Tam teknik ifade ile TCMB'deki Katar MB hesabına 10 milyar dolar büyüklüğünde Türk
Lirası eklenecek. Katar MB'deki TCMB hesabına ise aynı miktarda Katar Riyali konacak (açıklamayı QCB sitesinde bulamadım ancak TMCB sitesinden ulaşılabilir).
Katar ya da başka bir ülke merkez bankası ile yapılan anlaşamda şartlar gizli tutuluyor. Ancak karşılıklı hesaplaşma bu swap
işleminin çekme mi yoksa kullanma mı olduğuna göre değişiyor. Önceki anlaşmamız 3 milyar dolardan 5 milyar dolara yükseltilmişti. Bu swap anlaşmasının da 3 yıl geçerli olacağını ve taraflar dokunmadıkça geçerliliğin süreceğini düşünmek gerekir.
Kullanım ya da çekme demek ise gelen tutarın hangi amaçla kullanılacağına göre sözleşmenin değişeceği anlamına gelir. Öncelikle, iki ülke arasında yaklaşık 1,4 milyar dolarlık dış ticaret hacmi var. Bu demektir ki iki ülkenin ihracatçısı / ithalatçısı karşılıklı ticaretin finansmanı için bu meblağdan bankaları aracılığıyla kullanabilirler. Bu durumda iki taraf
kullandığı meblağın faizi (anlaşma şartları nasılsa) kadar tutarı karşı tarafın hesabına yatırır.
Sanırım piyasanın ilgilendiği ise bunu aşacak kısım. Yani kalan 8,5 milyar dolar ne olacak?
Öncelikle, gelen fazladan 10 milyar dolar ile TCMB'nin brüt ve net rezervleri artmış olacak. Brüt rezervler 62 milyar dolara yükselmiş olacak. Net rezervler ise 37,5 milyar dolara yükselecek. Kamudan gelen açıklamada başkaca ülkelerle de görüşmelerin sürdürüldüğü aktarılıyor. Bu durumda rezervlerin karşılığında TL verilip yabancı varlıklar bilançoya konacağı için daha da artacağını düşünmek doğru olur.
Öyleyse, MB bilançosu kısa vadeli yükümlülükleri karşılamakta zayıflıyor baskısı ile gelen TL varlık satışları son bulabilir.
8,5 milyar dolar ne olur meselesine gelelim. Katar Riyali çıpalı bir kur. Yani konvertibilitesi olan ve devamlı olarak dolara karşı sabit tutulan bir para birimi. Bu durumda, teorik olarak eldeki riyal verilip lazım olan paradan alınabilir. Örenğin dolar. Piyasaya müdahale etmekte, ticaretin finansmanında vs. nerede gerekiyorsa bu rezerv kullanılabilir.
Dediğim gibi teorik olarak.
Bu bakımdan yapılmış olan rezerv eklemesinin Fed ile yapılmış bir anlaşmadan farkı yoktur. Fark sinyal etkisinden kaynaklanmaktadır. Fed'den doğrudan ya da Katar'dan dolaylı olarak rezerv almanın teoride ve pratikte farkı yoktur. Bu rezerv kullanıldığı zaman faizi ödenir. Zamanı gelince de yerine konur.
Ancak elbette Avrupa, Amerika gibi merkezlerin bankalarından swap imkanı almak daha prestijlidir. Güven göstergesidir.
Ne var ki buradaki fiyatlama prestij fiyatlamması değildir. Yoksa zaten TL'nin reel değeri en diplere inip inip çıkmaktadır. Fiyatlama veya spekülasyon ihtiyaç anında rezerv bulunamacağı ise bu ya da bu
tip anlaşmalar bu korkuyu dindirir.
Son olarak, kötü komşunun insanı ev sahibi yapacağı da unutulmamalıdır. ABD'nin Dolar'ı devamlı olarak bir tehdit unsuru
olacak kullanması ülkeleri yerel para ile ticarete günden güne itmektedir. Fed ile bir swap anlaşması yaparak TL üstündeki finansal baskının sona ermesini herkes gibi ben de isterim. Ancak Avrupa, Rusya ve Çin ile yapılacak olası aynı büyüklükteki anlaşmaları uzun vadede çok daha sağlıklı bulurum ve aslen bunların olmasını isterim.
TMCB'nin swap portföyünü ticarette yüksek montanlara çıktığımız bölgeler ve ülkeler ile geliştirebilmesi çok önemli oranda rahatlık sağlayacaktır.