Advertisement

2020'nin sonundan bu yana daha yüksek büyüme ve çok daha yüksek enflasyon şeklindeki görüşlerimizi paylaştık. En sevdiğimiz varlık sınıfı emtia olurken, sabit getirili enstrümanlardan uzak durmayı önerdik.

Bu son 18 ay içinde Rusya-Ukrayna gibi tahmin etmediğimiz sürprizlerin çoğu da, uzun süre yüksek enflasyonun süreceğine dair tezimizi daha da güçlendirdi.

Şu an büyük çoğunluk, kısa vadeli enflasyonun yüksek olacağını tahmin etse de enflasyonun orta uzun vadede yüksek kalmayacağını düşünüyor. Biz, maalesef aynı fikirde değiliz ve küresel jeopolitik ve ekonomik manzaradaki tektonik değişimlerin devam ettiğine inanıyoruz. Bu değişimler, anlık haber akışına neredeyse bağımlı piyasa katılımcıları için çok yavaş gerçekleşse de sadece yatırımcılar değil, herkes için büyük önem taşıyor.

Bazı değişimler, istenmeyen ve de şu an tahmin edilmesi mümkün olmayan sonuçlara da yol açacaktır. Ancak buna rağmen bu etkilerin toplamda ve nette, yatırım sonuçları açısından enflasyonist/stagflasyonist etkileri daha da artıracağını düşünüyoruz.

Özetle, son on yılların deflasyonist güçlerinin büyük ölçüde sona erdiğine ve yatırım stratejilerinin bunu hesaba katması gerektiğine inanmaya devam ediyoruz. Başarılı ve başarısız stratejiler arasındaki farkı bizce bu çok basit gibi gözüken ayrım belirleyecek.

Gelişmiş ülke hisse senetlerini daha uzun vadeli bir ayı piyasası içinde olarak görmeye devam ediyoruz ve yaz aylarında daha düşük fiyatlar göreceğimizi düşünüyoruz. Küresel risk iştahı için S&P 500 endeksini kullanarak, önümüzdeki iki çeyrekte 4000'in altında seviyeler görmeyi bekliyoruz. Yükseliş riskli varlık pozisyonları için risk ödülü kötüleştiğinden ve 4600'ün bu karşı trend hareketini sınırlamasını beklediğimizden, taktik görüşümüz artık olumlu değil. Hatta ciddi ve disiplinli risk kontrolüne sahip traderlar açısından SP500 ve Nasdaq gibi bazı gelişmiş ülke endekslerinde düşüş yönünde pozisyon alınması fikri de değerlendirilmeli bizce.

Enflasyon artık bir konsensüs görüş haline geldi ve emtia, değerli metaller ve ilgili hisse senetleri gibi gerçek/reel varlıklar son zamanlarda önemli ölçüde daha iyi performans gösterdi. Bununla birlikte, tarihsel olarak gerçek varlıklar (örneğin altın ve gümüşün S&P 500 endeksine oranı), finansal varlıklara kıyasla hala oldukça düşük seviyelerde görünmektedir. Daha da önemlisi, ne yazık ki, gelecekteki küresel eğilimlere ilişkin görüşümüz, daha yüksek küresel gerilimler ve yeni emtia temelli para birimi denemeleri, küresel dolar tabanlı sistemde zayıflama ve para birimlerinin, emtianın ve altının jeostratejik silah olarak kullanımını içeriyor.

Dolayısıyla enflasyon varlıkları, özellikle değerli metaller ve ayrıca gelişmiş yerine gelişmekte olan ülke tercihlerimizin arkasındayız. Hisseler için de favori sektörümüz madencilik olmaya devam ediyor.

Son bir buçuk seneye yakın zamanda emtialarda gördüğümüz performansa rağmen finansal ve reel varlıklar arasında ikincisi lehine bir trend dönüşünün sonundan ziyade, başlangıca daha yakın olduğumuz görüşümüzün arkasındayız. Yükselen emtia fiyatları, bir dönemin sonu ve de başka bir dönemin ise başlangıcı anlamına geliyor. Yükselmeye devam etmesini beklediğimiz emtia ve değerli metallere farklı bir açıdan bakarsak, belki de düşen para birimlerinin değerini görebiliriz.

Düşüyorduk uzaydan bakınca

Ama aslında yükseliyorduk dünyadan

Mutluyduk uzaktan bakınca

Ama aslında kanıyorduk aşkla

-Redd, Kanıyorduk