Advertisement

2 orta 1 sade hadi bana müsade..

TCMB bugün açıkladığı sadeleşme ile sürecin tamamlandığını söyleyerek 7 haziran beklentilerini ve piyasanın kafasındaki soru işaretlerini sonlandırdı.

Ana fonlama artık haftalık repo yani politika faizi olan %16,5 seviyesinden yapılacak. Geç likidite penceresinden fonlama YAPILMAYACAK. Eski TCMB Başkanı Başçı dönemindeki gibi ağırlıklı ort. fonlama maliyeti üst bant ile politika faizi arasında OLUŞMAYACAK. Piyasa likiditesinde herhangi bir dengesizlik olursa (herhangi bir bankanın arz veya talep fazlası gibi durumlar oluşursa) alt ve üst bant kullanılacak.

1 Haziran itibari ile yeni faizler;

  • Haftalık repo- politika faizi %16,5 (önceki: %8)

  • GLP oranı %19,5 (önceki: %16,5)

  • Borç alma faizi - alt bant %15 (önceki: %7,25)

  • Borç verme faizi - üst bant %18 (önceki: %9,25)

Sadeleşme sonrası kurun ilk tepkisi %2,5’lik düşüş ile 4,56 seviyelerinin altına gerilemek oldu. Faizlerde ise 5 yıl ve sonraki vadelerde ort. 40-50 baz puanlık gerileme yaşandı. TCMB’nin bu adımı atmak için 7 Haziran’ı beklememesi ise “Londra ziyareti öncesi belirsizliği ortadan kaldırmak istedi” şeklinde yorumlandı.

Peki sırada ne var?

Sırada TL’ye güveni artırarak cazip hale getirmek ve enflasyonu düşürmek var. Bunun için ilk etapta hem yerli hem de yabancı yatırımcının dolarizasyonu azaltması ve TL lehine pozisyon açması gerekli. Yabancı nezdinde carry getiri cazibesi öne çıkmalı, yerli nezdinde ise mevduat faizindeki yükseliş ve kurun düşeceği beklentisi ile DTH’ları bozma eğilimi ağır basmalı. Bunun için ilk etapta şuan %14-15’lerde seyreden mevduat faizinin mininum 2-3 puan yükselmesi gerek. Böylece hanehalkının, fiyatlar genel düzeyinde düşüş + TL mevduatın cazip hale gelebileceği beklentisi (özellikle döviz mevduata kıyasla ) ile harcama değil tasarruf eğilimi ön plana çıkmalı. Sonuçta TCMB’nin de belirttiği gibi talep enflasyonundaki düşüş ile enflasyon Temmuz’dan sonra gerilemeye başlayacak. Baz senaryo bu şekilde.

Fazilerdeki yükselişin yan etkiler

Burada asıl mesele mevduat faizindeki yükselişin kredi faizlerine yansıması veartan maliyetlerle kredi büyümesi üzerinde olumsuz etki yaratması. TCMB fonlama faizinin artması ilk etapta kısa vadeli olan mevduat faizlerini yukarı çekecek, daha sonra da uzun vadeli kredi faizleri yukarı gidecek bu sebepten ötürü bankaların net faiz marjı daralacak. Öte yandan artan kredi maliyetleri ile kredi büyümesi üzerinde baskı olacak. Reel sektör için ise Başbakan Yard. Şimşek “her 1 puanlık faiz artışı reel sektörün kredi maliyetini 10,5 milyar TL artırıyor” dedi. İşte tam olarak bundan ötürü yüksek faizler; hızlı büyüme yada daha doğrusu ısınan Türkiye ekonomisinin pozitif çıktı açığını sıfıra yaklaştırabilir. Ekonomistler ise bunu olumsuz etki değil enflasyonun kontrol altına alındığı normalleşen büyüme olarak yorumluyor.