Advertisement
SEKTÖR HABERLERİ ABONE OL

Türkiye sahip olduğu iklim şartları, florası ve biyolojik çeşitliliği sayesinde bal üretimi açısından en şanslı ülkeler arasında yer alıyor.

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre geçtiğimiz yıl yaklaşık 95 bin ton civarında bal üretimi gerçekleşti. Ancak arıcılıkla uğraşan ve bal paketleme sektörü temsilcilerine göre ise Türkiye’de geçen yıl gerçekleştirilen toplam bal üretimi 35-40 bin ton seviyelerinde.

Devletin resmi rakamları ile bu işi yapan üretici ve sektör temsilcilerinin verdiği rakamlar arasında dağlar kadar fark var.  

Biz her iki tarafın da rakamlarını paylaştık ancak kamuoyunun bu farklı rakamlar konusunda aydınlatılması gerekiyor.

Gelelim asıl konumuza.

Türkiye’nin en büyük bal paketleme şirketlerinden Altıparmak Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak Bloomberg HT ekranlarında bal sektörüne yönelik önemli bilgiler paylaştı.

- Türkiye bal açığını ithalat yapmadan kapatıyor -  

Türkiye’de bal üretiminin 35-40 bin ton seviyelerinde olmasına karşın tüketimin yıllık 50 bin ton civarında olduğuna dikkat çeken Özen Altıparmak, aradaki yaklaşık 10 bin tonluk bal açığının nasıl temin edildiği konusundaki soru işaretlerine dikkat çekiyor.

İşin özü, Türkiye’nin ciddi boyutta bal ithalatı olmadığı için aradaki 10 bin ton civarındaki bal açığının nasıl kapatıldığı sorusu akıllara kaçakçılık ve sahte ürün iddialarını getiriyor.

Özen Altıparmak bu konuyu şu çümlelerle özetliyor: “Türkiye’de 35-40 bin ton bal üretimi varken tüketimin 50 bin ton seviyelerinde olması ve Türkiye’nin bal ithalatının olmaması adeta bir havuz problem gibi.”

Zaman zaman televizyon kanallarında ve farklı mecralarda kilosu 8-10 TL’ye satılan ballar herkesin dikkatini çekmiştir. Hatta kampanya dahi yapılan bu ürünlerde 8 kilogram bal 100TL’ye satılırken yanında takı seti ya da saat gibi bazı aksesuarlar da hediye olarak sunuluyor. 

- Balın üretim maliyeti 8-10 TL’den başlıyor - 

Amacımız kimseyi suçlamak ya da zan altında bırakmak değil. Ancak arıcılıkla uğraşanların bal üretim maliyetlerinin 8-10 TL’den başlayıp 15-20 TL’ye kadar çıktığını belirttiği bir ortamda söz konusu fiyatlara satılan bazı ürünler tüketicilerin aklına ister istemez gıda güvernilirliliği konusunu getiriyor. Tabii ki fiyat, bir gıdanın kalitesi açısından tek kriter olmamalı.

Sektörden konuştuğumuz isimler  söz konusu ürünlerin İran’dan kaçak olarak katırlarla Van’a kilosu 4 TL’ye getirilen ve arıların şeker tüketmesi ile yapılan ballar olduğunu söylüyor. Daha sonra bunlar tırlarla İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlere dağıtılıyor. İddialara göre İran’daki bal üretiminde arılara yüzde 100 şeker veriliyor.

- “Türkiye’de denetimler yeterli değil” -

Kaçak bal girişinin güvenlik güçlerinin alacağı tedbirlerle önlenebilecek bir durum olduğuna dikkat çeken Özen Altıparmak, “Farklı yörelerde, farklı rakımlarda, farklı çiceklerden alınan balın üretim maliyeti minimum 8 TL’den 15-20 TL’ye kadar çıkabiliyor. Bal dünyada en kolay taklit edilen ve en zor tahlil edilen gıda maddelerinden birisi” diyerek aslında durumun ne kadar kritik önemde olduğuna dikkat çekiyor.

Balı 65-70 farklı parametrede analiz ettiklerini belirten Özen Altıparmak, bal sektörü açısından denetimlerin yeterli olmadığı görüşünde.

Altıparmak, “Bu maalesef tüm dünyada böyle. Denetim yetersizliği sadece Türkiye’ye mahsus değil. Türkiye’de arıcıların, bal sanayindeki paketleyicilerin denetlenmesi lazım. Bu noktada belki raflarda denetim daha kolay yapılabilir. Tüketicinin sağlığı açısından denetimler kesinlikle daha sıkı hale getirilmeli” diyor.

- 500 milyon dolarlık pazar -

Türkiye’nin toplam bal üretim hacminin 500 milyon dolar seviyelerinde olduğunu kaydeden Özen Altıparmak, paketli, ambalajlı bala bakıldığında bu değerin 200 milyon dolara düştüğünü söylüyor. 

Arıcılar açısından doğru zamanda doğru yerde bulunmanın bal hasadı açısından kritik önemde olduğuna değinen Altıparmak, “Balın üretim artışında çok farklı faktörler rol oynuyor. Doğru sıcaklık, nemli ortam ve çicek olacak. Bir de arı güçlü ve sağlıklı olacak. Bunlar aynı anda gerçekleşirse kovan başı verim artar” diyor.

Altıparmak, Türkiye’nin arıcılık ve bal sektörü açısından en büyük sorunlarından birisi olarak kovan başı verimin düşük olmasını gösteriyor.

Türkiye’de kovan başı verimin 17 kg seviyelerinde olduğunu belirten Altıparmak, söz konusu rakamın Meksika ve Çin’de 33 kg, Macaristan ve Arjantin’de 40 kg, Avusturya’da 55 kg ve Kanada’da 64 kg olduğunu hatırlatıyor.

Altıparmak, Kanada’nın bu kadar yüksek verim almasının sebebini teknik arıcılığı daha iyi uygulayan arıcıların doğru zamanda doğru yere optimum koloni sayısı ile gitmelerine bağlıyor.

- "İhracatta tek şansımız çam balında" - 

Dünya genelinde şuan bal arzının düşük durumda olduğunu kaydeden Altıparmak, Türkiye’de ise arzın görece olarak iyi durumda olduğunu söyledi.

Geçmiş yıllara göre bakarsak yurtdışından Türk balına da bir talep artışı olduğunu ifade eden Altıparmak, “Ancak ihracat yapabilme şansımız maalesef çoğunluka çam balında. Diğer çicek ballarında rekabet etme şansımız yok çünkü girdi maliyetleri çok yüksek” diyor.

Tıpkı tarım sektörünün diğer alanlarında olduğu gibi yüksek mazot fiyatları ve buna benzer birçok girdi maliyetindeki aşırı fiyat artışları arıcılar ve bal sektörü açısından da rekabet avantajını ortadan kaldırıyor.

- Türkiye’nin dünya bal üretimindeki payı yüzde 3 -

Dünyada yıllık 1 milyon 300 bin ton civarında bal üretimi gerçekleşiyor. Türkiye’nin bu üretimdeki payı yüzde 3 civarında.

Bal tüketiminde dünya ortalamasına göre iyi durumda olduğumuzu belirten Altıparmak, “Dünyada yıllık kişi başı bal tüketimi 183 gr seviyelerinde. Türkiye’de bu rakam 650 gr civarında. Almanya gibi ülkelerde ise yıllık kişibaşı bal tüketimi 1,5 kg. Aslında Türkiye’nin bal tüketiminde daha gidecek yolu var” diyor.

Bal konusu çok hassas ve önemli. İnsan sağlığı açısından çok değerli bir gıda ürünü olan balda tüketimin artırılması için denetim ve gıda güvenilirliğine yönelik soru işaretleri ortadan kaldırılmalı.

Arıcılık ekonomik açıdan da stratejik bir sektör. Bugün bitkisel üretimdeki kaliteyi belirleyen ana unsurlardan birisi mevcut arı nüfusu. Bunun yanında bal, üretimde verimliliği artırarak ihracat potansiyeli yaratılabilecek bir alan.

Ancak bu fırsatları değerlendirmek için doğru üretim politikası ve girdi maliyetlerinin aşağıya çekilmesini sağlayacak adımlar atılması şart.

Bloomberg HT Editörü

İrfan Donat

idonat@bloomberght.com