Advertisement

Bilindiği üzere tüm dünyada ve ülkemizde etkili olan yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle zor günler geçirdik. Ülke olarak salgını yenmek üzere olduğumuz şu süreçte normalleşmenin de bir anda düzelme getirmesinin mümkün olmadığını vurgulamak gerek. Kovid-19 salgınının üretimden satış ağına ve tedarik zincirine kadar küresel ekonomilerde derin etkileri oldu. Bu bağlamda ekonomide sıkça karşımıza çıkan arz zinciri, stratejik ürünler, güvenlik, lojistik gibi kavramlar üzerinden küresel ticaret yeni bir boyut kazanıyor ve küresel ticaretin gereklilikleri ve piyasanın küresel ticarete bakış açısı da değişiyor. Küresel piyasalarda yaşanan dalgalanma ve düşüşler ile hem talepte yaşanan daralma hem de çoğu şirketin üretime ara vermesi şirketler için güçlük teşkil ediyor.

Ancak yaşanan süreci incelediğimizde pandeminin getirdiği yeni ihtiyaçlar ve alınan tedbirler nedeniyle insanların evden çalışmaya başlamaları ile bazı sektörler bu süreçten olumlu etkilendi. Bu sektörler dünya çapında özellikle temizlik, sağlık, sağlık sektöründe ilaç üretim-dağıtım, test kiti üretimi, perakende ve e-ticaret şirketleri, hijyen malzemeleri üretimi, teknoloji ve online hizmetler olarak sayılabilir. Bu bağlamda evden çalışmanın artmasıyla beraber iş modellerinin de değişmesiyle kriz sonrası dönemin avantajlıları dijitalleşmeye yatırım yapan şirketler olacak gibi görünüyor. Aynı zamanda insan sağlığının önemi daha da kavrandı ve sağlık yatırımlarına ve medikal ürünlerin üretimine daha çok önem verileceğini öngörüyorum.

Çoğu sektörde ihracatın yok denecek hale geldiği, salgının yüksek seyrettiği ve yerli ve milli üretimin öneminin kavrandığı, küresel duraklamanın olduğu bu dönemden elindeki imkanları iyi kullanan ve salgın sürecinde oluşturulan teşvikleri etkin bir şekilde organize eden ekonomiler daha çabuk çıkacaktır. Birçok ürünün üretimi dururken pandemiyi önlemek için alınan tedbirlerden dolayı maske, eldiven, dezenfektan gibi kişisel koruyucu ekipman üretiminin artması gibi tekstil, kimya gibi belirli sektörlerin canlandığını ve öne çıktığını görüyoruz. Bu kapsamda örneğin meslek liselerinde maske, dezenfektan üretimi gibi eğitmen ve gençlerimizin girişim ve çabalarıyla mesleki ve teknik eğitimin de önemi tekrardan ortaya çıkmış oldu.

Küçük esnaf dahil olmak üzere mağazalar, AVM’ler gibi birçok iş yerinin tedbirler gereği kapanmasının yanı sıra birçok sektörün ihracat faaliyetleri de duraksamaya girdi. İhracattaki bu duraksama ekonomiyi etkileyecek fakat şu an önemli olan üreticilerimizi, firmalarımızı desteklemektir. İstihdamın korunması, firmaların süreçten en az hasarı alarak çıkabilmeleri için Kısa Çalışma Ödeneği, kamu ve özel olmak üzere çeşitli bankalar aracılığıyla oluşturulan kredi gibi destekler mühimdir. Biz de Aydın Ticaret Odası olarak bu bağlamda üyelerimizi bilgilendirmek ve onları desteklemek için elimizden geleni yapıyoruz.

Bölgesel anlamda ise Kovid-19 sonrası yaşanacak dalgalanma, çizilmesi gereken yol haritasını belirlemek için işbirliği içerisinde hareket edilmeli. İlimiz Aydın, ekonomi olarak KOBİ temelli bir ekonomiye dayanıyor. Bu bağlamda bölgesel olarak salgın süreci ve salgın sonrasına dair ildeki devlet kurumları ve ekonomi aktörleri bir araya gelmelidir. Başta Aydın’ın hem üretim hem de ihracat hacmi açısından güçlü sektörlerinden olan gıda sektörü olmak üzere tüm sektörlerin analizi yapılmalı, sektörlerin bölgesel ve il bazında güçlü ve geliştirmeye açık yönleri tespit edilmeli ve bu analiz sonuçlarına göre hedefler koyulmalıdır. Bu kapsamda örneğin gıda sektöründe faaliyet gösteren firmalarımız Kovid- 19 salgını ile daha da gündeme gelen perakende, e-ticaret, online sipariş gibi uygulamalara yönelmeli ve KOBİ’lerimiz tedarikçiler ile iletişimlerini güçlü tutmanın yanı sıra salgın ile gelen dijitalleşme gibi etkilere adapte olmak için optimum çabayı göstermeli ve kendilerine bu alanda yeni pazarlar edinmelidir. Örneğin salgın sürecinde iptal edilen toplantılar, fuarlar gibi etkinliklerin dijital ortamda yapılmasına ağırlık verilmiştir. Bu bağlamda firmalarımız ilerleyen dönemlerde dijital fuarlara katılım, online mağaza açımı, bu sayede ulusal ve küresel pazarda daha tanınır hale gelmek için teşvik edilmelidir. Bu dönemde işletmelerin dijital pazarlamayı profesyonel ve doğru kullanmalarının daha büyük etki yaratacağı öngörülmektedir.

Aydın Ticaret Odası olarak ülkemizin bu zorlu süreci atlatacağı inancıyla üyelerimizin sorunlarının ve taleplerinin üst kuruluşumuz Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne ve ilgili bakanlıklara iletilmesi yoluyla TOBB Başkanımız M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun girişimleri ile üyelerimizin karşılaştığı sorunlara çözüm bulmaya çalışmaktayız ve AYTO olarak üyelerimizin yanında olmak için elimizden geleni yapıyoruz.

Hakan ÜLKEN

Aydın Ticaret Odası Başkanı