Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Uluslararası piyasalarda geçen haftaya İtalya'nın borçlanma maliyetlerinin tarihi seviyelere çıkmasıyla Borsalardaki büyük çalkantı damgasını vururken, İtalya'da Senato ekonomik reformları kapsayan bütçe yasasını kabul etti ve AB Komisyonu Avro Bölgesi'nin büyüme tahminlerini aşağı çekti.

İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'nin, parlamento ekonomik reformları kabul ettikten sonra istifa edeceği açıklaması piyasalarda önce olumlu karşılandı. Ancak Berlusconi istifa ettikten sonra ağır borç yükü altındaki ülkeyi kimin yöneteceğine ilişkin belirsizlikler ve İtalya'nın borçlanma seviyesindeki hızlı yükseliş bir anda işlerin tersine dönmesine ve borsaların hızla değer kaybetmesi sürecine girmesine yol açtı.

Euro Bölgesi'nin üçüncü büyük ekonomisi İtalya'nın 10 yıllık tahvillerinde faiz oranı yüzde 7,48 ile tarihi seviyelerini görürken, bu Euro Bölgesi'nin 1999 yılında kurulmasından bu yana en yüksek seviye olarak kayıtlara geçti. Yunanistan, İrlanda ve Portekiz, borçlanma maliyetleri yüzde 7 seviyesinin üzerinde sabitlendiği için Avrupa Birliği (AB) ve Uluslararası Para Fonunun (IMF) kurtarma paketlerini kabul etmek zorunda kalmıştı.

Borç yükü 1,9 trilyon euroyu bulan İtalya'nın gelecek 12 ayda 326 milyar euroluk borcunu çevirmesi gerekiyor.

İtalya'da dün Senato, bütçe açığını azaltmak ve büyümeyi desteklemek üzere hazırlanan ''kemer sıkma'' tedbirlerini de içeren finansal istikrar yasasını onayladı.

Fransa hükümet sözcüsü Valerie Pecresse, İtalya'nın bütçe açığının hızla azaltması için önlemler alması gerektiğini, bu önlemlerin uygulanabilirliğini sağlama almak için hükümet değişikliğine ihtiyaç olduğunu söyledi.

ABD Hazine Bakanlığı Uluslararası İlişkilerden Sorumlu Müsteşarı Lael Brainard, İtalya'nın geçiş sürecinde reformları sürdürmesi gerektiğini, ağır borç yükü altındaki İtalya için yapısal ve bütçe reformlarında ilerleme sağlanması gerektiğini ifade etti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, İtalya'da borç krizini aşma çabalarında siyasi netliğe ihtiyaç olduğunu belirterek, ''İtalya'da siyasi durumun net olmaması piyasalarda belirsizliği ateşliyor'' dedi.

-AB Komisyonu-

AB Komisyonu, Euro Bölgesi için gelecek yıl büyüme tahminini düşürdü.

AB Komisyonu yaptığı açıklamada, Euro Bölgesi'nin gelecek yıl büyüme tahminini yüzde 1,8'den yüzde 0,5'e çekti, 2013 yılı için ise 1,3 olarak öngördü.

AB'nin Ekonomi ve Parasal İşlerden Sorumlu üyesi Oli Rehn, ''Avrupa'da büyüme durdu, resesyonun yeni bir aşamasıyla karşı karşıya kalabiliriz'' dedi.

AB Komisyonu, Yunanistan'ın bütçe açığı tahminini bu yıl ve gelecek yıl için yukarı yönlü revize ederek, ülkenin bütçe açığının gayri safi yurtiçi hasılaya (GSYH) oranının bu yıl 7,8 ve gelecek yıl 5,4 olacağını öngördü. Yunanistan'ın bütçe açığının 2013 yılında da yüzde 4,4 olacağı tahmin ediliyor. Komisyona göre, Yunanistan ekonomisi gelecek yıl yüzde 2,8 daralacak.

İtalya'nın ise bütçe açığının GSYH'ye oranının bu yıl yüzde 3,6 ve gelecek yıl yüzde 2,9, 2013 yılında da yüzde 2,3 olması bekleniyor. İtalya'nın 2012 yılında durgunluğa gireceği tahmin ediliyor.

-Avrupa ekonomisi-

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, ortak para biriminin AB'nin kalbi olduğunu ve birliğe üye bütün ülkelerin, ortak para birimi olarak euroyu kabul edebileceğini, ortak para birliğinin mensubu olmanın ya da mensubu olmaya çalışmanın AB'yi tanımlayabileceğini ifade etti.

Avrupa Birliği'nin ya da Euro Bölgesi'nin hızının, en yavaş üyelerle aynı olamayacağına işaret eden Barroso, merkez ve çevre olarak bölünmüş bir Avrupa'nın tahammül edilebilir olmayacağını vurguladı ve ''Kuzey ve Batı Avrupa'da barış ve refah olmazsa, güneyi ya da doğusunda da refah ve barış olmaz'' diye konuştu.

Rehn'in sözcüsü Amadeu Altafaj, finansal anlamda zor durumdaki ülkelere yardım sağlamak üzere oluşturulan Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun (EFSF) güçlendirilmesi çalışmalarının hızlandırılması gerektiğini, tahvil piyasalarındaki gelişmelerin de EFSF'nin müdahale kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiğini gösterdiğini vurguladı.

Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, euro borç krizinin aşılabilmesi için Avrupa'daki sistemin yeniden şekillendirilerek, borçların giderilmesi gerektiğini söyledi.

Westerwelle, Neue Westfaelische gazetesine, ''Bir borç krizine karşı borçlanmayı kolaylaştırarak mücadele edemezsiniz. Bu nedenle Avrupa'yı yeniden şekillendirmemiz lazım. Önceki Alman hükümetinin 2004 yılında İstikrar Paktını yumuşatması büyük bir hataydı. Bunu düzelteceğiz. Yeni Avrupa İstikrar Paktı daha sağlam olacak. Kural ihlalleri gerçek anlamda cezalandırılacak'' dedi.

Fransız hükümeti, yeni ''kemer sıkma'' politikaları çerçevesinde 2016 yılına kadar 100 milyar euro tutarında bir tasarruf planını devreye sokacağı açıkladı.

Başbakan Francois Fillon, tasarruf planına ilişkin, ''Önümüzde çaba göstermemiz gereken bir kaç yıl daha var. Borç krizi ışığında, artık iflas, soyut bir kelime olmaktan çıktı'' ifadesini kullandı.

Yeni tasarruf planı çerçevesinde, büyük şirketler için verginin yüzde 5 oranında artırılacağını açıklayan Fillon, bir çok ürün ve hizmet için de yine KDV oranının artırılacağını, emeklilik yaşının artırılmasını öngören yasanın uygulamasının bir yıl öne çekilerek 2017 yılında başlanacağını belirtti.

ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, 21 üyeli Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) Maliye Bakanları toplantısından sonra gazetecilere, ''Avrupa'daki kriz küresel büyüme için asıl sorun olmaya devam ediyor. Hepimiz Avrupa'daki krizden doğrudan etkileniyoruz. Avrupa'nın finansal istikrarı sağlamak için güçlü planı hızla uygulamaya koyması büyük önem taşıyor'' dedi.

Avrupa Komisyonu'nun finansal hizmetlerden sorumlu komiseri Michel Barnier, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor's'un (S&P) Fransa'nın kredi notunu ''yanlışlıkla'' düşürmesini ''çok ciddi bir olay'' olarak değerlendirerek, olayın soruşturulacağını bildirdi.

Kredi derecelendirme kuruluşlarına ilişkin kurallara yönelik gelecek hafta büyük değişiklikler önereceklerini ifade eden Barnier, ''Fransa'nın notunun düşürülmesi çok ciddi bir olay. Bu olay, çok dalgalı ve gergin olan mevcut durumda, piyasadaki aktörlerin daha kararlı olmaları ve sorumluluklarının bilincinde hareket etmeleri gerektiğini gösteriyor'' diye konuştu.

İngiltere Merkez Bankası yüzde 0,5 olan gösterge faiz oranını değiştirmedi. Merkez Bankası, küresel ekonomik kriz sırasında ekonomiyi resesyondan çıkarmayı desteklemek amacıyla Mart 2009'da yüzde 0,5'e indirdiği gösterge faiz oranını o tarihten bu yana değiştirmedi.

İspanya ekonomisi, Temmuz-Eylül döneminde ekonominin önceki çeyrekle karşılaştırıldığında büyümedi. Ekonomi aynı dönemde geçen yıl aynı döneme göre ise yüzde 0,8 büyüme kaydetti.

-IMF ve ABD ekonomisi-

IMF Başkanı Christine Lagarde, küresel ekonominin ''kayıp on yıl'' riskiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Çin'in başkenti Pekin'de düzenlenen finansal forumda yaptığı konuşmada, Avrupa'nın borç krizinin küresel ekonomiyi ''kayıp on yıla'' sürükleme riski taşıdığını ve zengin ülkelerin büyümenin ve güvenin sağlanmasının yükünü omuzlaması gerektiğini söyleyen Lagarde, küresel ekonomi için görünümün halen tehlikeli ve belirsiz kalmaya devam ettiğini ifade etti.

Euro Bölgesi borç krizinin yayılması ile yüksek işsizlik oranı ve büyümeyi desteklemekle mücadele eden ABD ekonomisindeki yavaşlama kaygıları birlikte düşünüldüğünde bunun küresel ekonomi için büyük tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Lagarde, ''Ufukta kara bulutlar dolaşıyor. Özellikle Avrupa Birliği ve ABD gibi gelişmiş ekonomilerde kara bulutlar dolaşıyor'' dedi.

ABD Çalışma Bakanlığı, 5 Kasım'da sona eren haftada işsizlik maaşı başvurularının 10 bin kişi azalarak 390 bine gerilediğini ve Nisan ayı ortasından bu yana en düşük seviyeyi gördüğünü açıkladı. İşsizlik maaşı başvurularının son dört haftalık ortalaması da 400 bine geriledi.

Ticaret Bakanlığı, ABD'nin Eylül ayında dış ticaret açığının yüzde 4 düşüşle 43,1 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Açıklamada, Eylül ayında ihracatın yüzde 1,4 artışla 180,4 milyar dolar ve ithalatın ise yüzde 0,4 azalışla 223,5 milyar dolar olduğu belirtildi. Eylül ayı itibariyle dış ticaret açığı yıllık bazda yüzde 11,6 artarak 558,2 milyar dolar oldu.

-Döviz piyasası-

ABD dolarının, uluslararası döviz borsalarında önemli para birimleri karşısında, Pazartesi günü açılış ve Cuma günü kapanış değerleri şöyle oldu:



PARA BİRİMİ PAZARTESİ CUMA

-----------       ---------   ---------

Japon Yeni         78,11     77,11

İsviçre Frangı    0,9012    0,9011

Kanada Doları    1,0194    1,0111



Londra döviz piyasasında pazartesi günü 1,3712 dolardan açılan euro, cuma kapanışta 1,3753 dolara yükseldi.

Aynı borsada pazartesi günü 1,6003 dolardan açılan İngiliz sterlini ise cuma kapanışta 1,6076 dolar oldu.

New York borsasında, altının ons fiyatı pazartesi günü 1.790,30 dolardan kapanırken, cuma günü kapanışta 1.787,50 dolara geriledi.

-ABD, Avrupa ve Asya borsaları-

İtalya'da Senato'nun dün finansal istikrar yasasını onaylaması ve ağır borç yükü altındaki Yunanistan'da da yeni hükümetin göreve başlaması haftanın son işlem gününde borsalara olumlu yansıdı.

ABD'de dün New York Borsası'nda Dow Jones Endeksi yüzde 2,19 (259,89 puan) değer kazanarak, haftayı 12.153,68 puandan kapattı. Standard and Poor's 500 Endeksi aynı gün yüzde 1,95 (24,16 puan) artarak 1.263,85 puan ve Nasdaq Bileşik Endeksi de yüzde 2,04 (53,60 puan) yükselerek 2.678,75 puan oldu.

Dow Jones Endeksi haftanın tamamında yüzde 1,4 ve Standard & Poor's 500 Endeksi yüzde 0,8 değer kazandı. Nasdaq Bileşik Endeksi ise yüzde 0,3 düştü.

Amerika kıtasında ayrıca Meksika Borsası'nda IPC Endeksi yüzde 2,57, Brezilya Borsasında Bovespa Endeksi yüzde 2,14, Arjantin Borsasında Merval Endeksi yüzde 2,16 ve Kanada Borsası yüzde 1,39 yükseldi.

Avrupa'da da borsalar haftanın son işlem gününde yükselişle kapandı.

Londra Borsası'nda FTSE-100 Endeksi yüzde 1,85 (100,56 puan) değer kazanarak 5.545,38 puandan, Frankfurt Borsası'nda Dax Endeksi yüzde 3,22 (189,22 puan) artarak 6.057,03 puandan ve Paris Borsası'nda Cac 40 Endeksi de yüzde 2,76 (84,54 puan) artarak 3.149,38 puandan haftayı kapattı.

Avrupa'da ayrıca İspanya'da Madrid Borsası'nda IBEX 35 Endeksi yüzde 2,95, İtalya'da Milano Borsası yüzde 3,68, Hollanda'da Amsterdam Borsası'nda AEX Endeksi yüzde 2,26, İsveç Borsası'nda OMX 30 Endeksi yüzde 3,24 ve İsviçre'de Zürih Borsası yüzde 1,50 değer kazandı.

Asya'da ise Japonya'da Tokyo Borsası'nın temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi yüzde 0,16 yükselişle haftayı 8.514,47 puandan tamamladı.

Asya'da ayrıca Tayvan Borsası yüzde 0,80, Avustralya Borsası yüzde 1,19, Hong Kong Borsası yüzde 0,77, Çin'de Şanghay Borsasında SE Composite endeksi yüzde 0,06, Güney Kore Borsası yüzde 2,77, Singapur Borsası yüzde 0,14 ve Tayland Borsası yüzde 0,28 arttı.

Hindistan Borsası'nda BSE Sensex 30 Endeksi ise yüzde 0,97 ve Endonezya Borsası yüzde 0,13 düştü.

-Petrol fiyatları-

ABD ham petrolünün Aralık ayı teslimi varil fiyatı haftayı 98,99 dolardan ve Londra Brent tipi ham petrolün Aralık ayı teslimi varil fiyatı da 114,16 dolardan tamamladı.

ABD Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı Aralık ayı teslimi dün haftanın son işlem gününde 1,21 dolar artarak 98,99 dolardan kapandı. Bu 26 Temmuzdan bu yana en yüksek seviye oldu.

Londra Brent tipi ham petrolün Aralık ayı teslimi varil fiyatı ise haftanın son işlem gününde 45 sent artışla 114,16 dolara yükseldi.

Batı Teksas tipi ham petrolünün varil fiyatı haftanın tamamında yüzde 5, Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da yüzde 1,96 oranında değer kazandı.