Avrupa krizine reçete üretme sorumluluğumuz var
Davutoğlu, "Avrupa'daki bir ekonomik krize, bir Türk çözümü, bir Türk reçetesi üretme sorumluluğumuz da var" dedi
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Ortadoğu'da yeni bir soğuk savaş ortaya çıkarılmasına izin vermeyeceklerini belirterek ''Sünni-Şii, Arap-İran, statüko yanlıları, statüko karşıtları gibi kutuplaşmalarla bölgemizde yeniden büyük gerginlikler yaşanmasını istemiyoruz'' dedi.
Davutoğlu, MÜSİAD tarafından düzenlenen ''Uluslararası Gelişmeler Işığında Türkiye'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Avrupa'da, ekonomik ve siyasi sonuçları olan bir depremin yaşandığını, bir diğer depremin de Ortadoğu'da Fas'tan Afganistan'a kadar olan büyük coğrafyadaki dönüşüm olduğunu belirtti.
Türkiye'nin bu iki depremin tam ortasında bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, batıya bakıldığında feryat içerisindeki ekonomik krizle uğraşan dünya, güneye ve doğuya bakıldığında ise siyasi çalkantılar yaşandığını anlattı.
Avrupa'daki sorunun finansman problemi olarak başladığını, ancak ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar doğurduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Demokrasi ve halka dayalı rejimlerin sözcülüğünü yapan Avrupa'da bugün, teknokratik hükümetler iş başına geliyor. Bu sadece İtalya ile ilgili değil. Son 3-4 ay içinde çok uzun seanslar halinde Avrupa'daki mevkidaşlarımla konuşuyorum. Onlara sorduğum soru temelde şu; 'Avrupa nereye doğru gidiyor?' Benim gördüğüm, hepsinin kafasındaki Avrupa vizyonu farklı. Daha önceki Lizbon zirvesinde tek bir Avrupa vizyonu varken, şimdi her bir devletin zihninde farklı bir Avrupa perspektifi var. Ama, 'Türkiye'de 10 yıl sonra nasıl bir Türkiye istiyorsunuz?' denildiğinde 'tek' deriz. Aradaki fark bu. Biz bunu önemsiyoruz. Çünkü bizim kafamızda da bir Avrupa resmi var. Bizim zihnimizdeki Avrupa resminde, Avrupa'nın tekrar jeopolitik önemini dünyada kazandığı, tabii ki bizim üzerimizden kazanabilir bunu ancak. Ekonomik dinamizmini kazanabildiği, tabii ki yine bizim üzerimizde yapabilir. Böyle bir Avrupa istiyoruz. Etkin, güçlü, pek çok kültürün bir arada yaşayabildiği bir Avrupa, ama bizim içinde olduğu bir Avrupa bunu yapabilir. Bugünkü Avrupa jeopolitik önemini gittikçe kaybeden, ekonomik dinamizmini gittikçe kaybeden, yaşlanan ve siyasi ağırlığını da buna paralel olarak yitiren bir Avrupa. Yanı başımızda büyük bir kriz yaşanırken biz de bundan etkileniyoruz. Biz kendimizi Avrupa tarihinin, o tarihin olmazsa olmaz unsuru gördüğümüz gibi, Avrupa geleceğinin de olmazsa olmaz unsuru olarak görüyoruz. Avrupa'ya dışarıdan değil, içeriden bakıyoruz.
2050 yılında dünyanın en çok üreten iki Avrupa ülkesi projeksiyonları yapılıyor; birisi Almanya, birisi Türkiye. Özellikle bu iş adamlarımız açısından çok önemlidir. Bizim Avrupa'daki bir ekonomik krize, bir Türk çözümü, bir Türk reçetesi üretme sorumluluğumuz da vardır. Bu da bizim iş adamlarımızı dinamizmi. Onlar bize hayır dediler, görsünler hallerini demiyoruz.''
-Ortadoğu'daki gelişmeler-
Fas'tan Afganistan'a kadar siyasal bir depremin de yaşandığını belirten Davutoğlu, bugün tarihi bir eşiğin önünde bulunduklarını, gerçekten İslam dünyası açısından Ortadoğu'daki gelişmeler açısından tarihi bir eşikte olunduğunu anlattı.
Davutoğlu, ''Alacağımız kararlarla çok parlak bir geleceğe doğru bu büyük şelaleyi akıtabiliriz, atacağımız yanlış adımlarla daha önceki kötü deneyimleri de yaşayabiliriz. Ortadoğu'da, kendi siyasi, sosyal, hukuki hakları için, insan hakları, demokrasi için harekete geçen halkların yanında olduk. Ama aynı zamanda siyasi pozisyon aldık. Artık bu soğuk savaş yapıları bu bölgede duramaz'' dedi.
Bakan Davutoğlu, ''Bölgede, yeni soğuk savaş ortaya çıkarılmasına izin vermeyeceğiz. Sünni-Şii, Arap-İran, statüko yanlıları-statüko karşıtları gibi kutuplaşmalarla, bölgemizde yeniden büyük gerginlikler yaşanmasını istemiyoruz. Bu ülkelerde gerek ekonominin yeniden inşası, gerekse demokrasinin tahkimi anlamında her türlü projeyi destekleyeceğiz. Bu coğrafyanın yeniden inşası Türkiye'nin milli menfaatidir. Oralarda demokrasi inşa edilirse, güçlü ekonomiler inşa edilirse tarihi hinterlandımızla buluşacağız'' diye konuştu.
Libya'dan Türk vatandaşlarının tahliyesi ve Ortadoğu'da yaşananlar hakkında bilgi veren Bakan Davutoğlu, Suriye hakkında ise şunları kaydetti:
''Suriye'ye çok büyük yatırım yaptık. Siyasi anlamda, ekonomik anlamda. Çok büyük başarılar elde ettik. 9 yıl içinde. Ama son 9 ay içinde yaptığımız tüm çabalara rağmen halen halkına zulüm eden bir yönetimle yan yana durmak olmayacaktı. Her görüşme öncesinde Esad'a 'halkına güven ve reformlarla halkın önüne çık, halktan destek al. Öyle bir yola girersen yanındayız' dedik. 9 yıl her yerde Suriye'yi savunduk. Kendi halkınızla savaya girerseniz, 'ya beni ya halkımızı seçin' diye bir seçimle karşı karşıya bırakırsanız, bir dakika bile düşünmeden halkı seçeriz. Çünkü liderler, kişiler, fanidir, geçicidir, halklar bakidir. O halkın kalbinde, 'Türkler zalimlerle işbirliği yaptı' dedirtmeyiz. Bugün elimizden gelen her şeyi yaptık Suriye için, halk için yapmaya devam edeceğiz. Bunu da kimse başka bir ajandanın parçası olarak görmesin. Bu, bizim vicdanımızı ajandasıdır.''
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Irak'ta daha küçük ünitelerin, daha küçük birimlerin çıkmasına dayalı bir senaryoyu değil, Irak ile birlikte çevre ülkelerin daha büyük birliklere yönelmesine dayalı bir anlayışlarının olduğunu söyledi.
Davutoğlu, MÜSİAD tarafından düzenlenen ''Uluslararası Gelişmeler Işığında Türkiye'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin artık uluslararası arenada söz sahibi olduğunu ve uluslararası konularda fikri sorulan bir ülke haline geldiğini belirtti.
Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin son 10 yılda ne kadar büyük bir dönüşüm yaşadığının herkes tarafından fark edildiğini söyleyerek, birçok ülkeyle vizelerin kaldırıldığını, bunun için hem vatandaşların rahat dolaşımları hem de iş adamları için büyük avantaj sağladığını anlattı.
Bakan Davutoğlu, gücünü Hak'tan ve halktan almayan hiç bir şeyin devam etmesinin mümkün olmadığını söyledi.
-Türk aşısı-
Türkiye'nin 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içerisine girmeyi hedeflediğini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:
''Türk vatandaşına vize uygulaması olmasa, Avrupa'nın ekonomisi çok daha dinamik olurdu. Bugün vize kalksın, Yunan ekonomisi önemli ölçüde düzelir, dinamizm gelir. Ama Almanya'ya bugün, biraz teknik tabir kullanacağım, intra pradigmatik aşı lazım değil, Avrupa'ya bugün. Yani paradigma içinden bir aşıyla Avrupa ayağa kalkamaz. İnter paradigmatik bir aşı lazım. Avrupa paradigmasına bitişken ama Avrupa paradigmasının dışında bir aşı lazım. O aşı da, Türk aşısıdır. O hem stratejik derinlik kazandıracaktır, hem ekonomik dinamizmin hem de kültürel çoğulculuk kazandıracaktır.''
-Irak ve İsrail-
Konuşmasının ardından gazetecilerin, ''İsrail-Türkiye ilişkileri ve Irak'taki yaşanan siyasal gelişmelerle'' ilgili sorusu üzerine Davutoğlu, İsrail konusunda tutumun son derece açık olduğunu hatırlattı.
Davutoğlu, ''Özür, tazminat ve Gazze'ye ablukanın kalkması şeklindeki beklentimiz devam ediyor. Hükümet değişikliği İsrail halkının bileceği bir şey. Bizim bildiğimiz şey, kendi halkımıza olan siyasi sorumluluğumuzu yerine getirmek. Bizim 9 vatandaşımız katledilmişse bunun takipçisi olacağız. Bu anlamda farklı yöneliş, beklenti yok. Aynı ilke ve taleplerimiz açık bir şekilde ortada'' dedi.
Irak ile ilgili soruyu ise Bakan Davutoğlu, şöyle cevapladı:
''Bu konuda çaba sarf ediyoruz. Irak'ta tüm etnik, mezhebi kökenden kardeşlerimizin huzur içinde yaşadığı bir ülke olsun. Biz Iraklı birini gördüğümüzde Kürt, Sünni, Şii, Arap, Türkmen görmeyiz onların yüzünde, sadece kardeş yüzü görürüz. Basra'da, Musul'da, Erbil'de Bağdat'ta bunu görürüz. Bizim hiç bir zaman bu anlamda, mezhep ve etnik grubu dışlama anlayışımız olmadı, olmaz. Bırakın bölünmesi, bağımsızlık gibi husus gündeme getiriliyor. Bu tür bölünmeler etin tırnaktan kopması gibi sonuçlar doğurur. Öylesine parçalanmalar, öylesine acılar yaşanıyor ki... Bizim politikamız bölünmek üzerine değil, birleşmek üzerine. Daha küçük ülkeler kurmak yerine, daha büyük birlikler kuralım. Siyasi sınırlara saygı gösterelim, ama aramızdaki siyasi kültürel sınırları kaldıralım. Onun için Irak'ta daha küçük ünitelerin, daha küçük birimlerin çıkmasına dayalı bir senaryoyu değil, Irak ile birlikte çevre ülkelerin daha büyük birliklere yönelmesine dayalı bir anlayışımız var. Onun için Irak'taki her bir kardeşimize tavsiyemiz bölünmeyi değil, birleşmeyi düşünün, parçalanmayı değil bütünleşmeyi düşünün. Biz sizinle bundan sonra daha fazla bütünleşmek istiyoruz. Bizim mesajımız budur.''
Toplantının sonunda Bakan Davutoğlu'na çinili bir vazo hediye edildi.