Advertisement
KÜRESEL PİYASALAR ABONE OL

Uluslararası Enerji Ajansı Başekonomisti ve Sabancı Üniversitesi İstanbul İklim ve Enerji Merkezi (IICEC) Uluslararası Danışma Kurulu Fahri Başkanı Dr. Fatih Birol, ''Petrol fiyatları, son derece yüksek ve fiyatların çok da fazla düşeceğini beklememiz için bir sebep yok'' dedi.

Sabancı Üniversitesi IICEC'nin düzenlediği İklim Değişikliği Forumunda konuşan Birol, Avrupa'da iklim değişikliğiyle mücadele için gerekli siyasi istikrarın bulunduğunu, ancak ekonomik kaygıların iklim değişikliği konusunun önüne geçtiğini kaydetti.

Birol, Fukuşima'dan sonra nükleer santral kurmak isteyenlerin de endişelerini dile getirenlerin de bulunduğunu belirterek, Fransa'da seçimlerin yaklaştığını, nükleer enerjinin geleceğinin de tartışmalara neden olduğunu söyledi.

''Petrol fiyatları, son derece yüksek ve fiyatların çok da fazla düşeceğini beklememiz için bir sebep yok'' diyen Birol, şunları aktardı:

''Hükümetlerin yeni projeler ile ilgili çalışmaları konusunda bir gelişme yaşanacak gibi görünmüyor. Dünyada her hükümet enerji verimliliği konusunu gündemindeki 3 politika arasına koyuyor. Enerji yoğunluğunda yüzde 4'lük değişime ihtiyacımız var. AB'nin enerji ithalat faturası, rekor düzeylere ulaştı. 2011'de Yunanistan'ın borcundan daha yüksek. Çin'in gaz tüketimi bir yılda yüzde 20 oranında arttı. Yenilenebilir enerjiye sağlanacak sübvansiyon miktarı artacaktır. İklim değişikliği müzakereleri konusu önemli, ama kim ne kadar yapacak bu konuda anlaşamıyoruz. Çin'in emisyon salımı çok yakında Avrupa'yı geçecek ve Amerika'ya yaklaşacak. Çin'in karbondioksit salımı çok hızlı büyüyor. Çin'in kişi başına düşen karbondioksit salımı, çok sayıda OECD ülkesini geçecek.''

Birol, Durban Protokolü'nde tüm ülkelerin küresel sera gazı salımını azaltacak yeni bir çerçeve uygulamasına gidildiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Protokolün 2015 itibariyle kararlaştırılıp 2020 yılında uygulamaya geçilmesi gerekiyor. Bu süreç, yüksek karbon salımlı bir alt yapıla mahkum kalma riskini arttırıyor. 2017 itibariyle küresel emisyonun yalnızca yüzde 15'i karbon telafi bedeli kapsamında olacak. Durban Protokolü'nden bu yana enerji yatırımları karbon açısından daha az yoğun hale gelmedi. İklim değişikliği konusunda cesur siyasi kararlara ihtiyaç var. İklim değişikliği konusunda bir lider göremiyorum. İklim değişikliği ile mücadelede Winston Churchill gibi birine ihtiyaç var.''



-''Nükleer enerjiye de ihtiyacımız var''

Dışişleri Bakanlığı İkili Ekonomik, İklim ve Çevre İlişkileri Daire Başkanı ve Büyükelçi Mithat Rende, enerji konularının yeterince ele alınmadığını ve bunun için üzüldüğünü belirterek, iklim değişikliğinin en önemli küresel sorunlardan biri olduğunu ve çözüm bulunması gerektiğini kaydetti.

Türkiye'nin G20'nin bir üyesi olduğunu ve buradaki faaliyetleri yakından izlediklerini ifade eden Rende, ''Yakında Başbakanımız Çin'e gidecek ve yapacağı görüşmelerde iklim değişikliğine de değinecektir. Çin ile iş birliği açısından neler yapabileceğimiz tartışılacaktır. Ayrıca, Türk Atom Enerjisi'nin bir üyesiyim. Enerji karmamızda nükleer enerji payına karşı çıkıyorlar, ancak nükleer enerjiye de ihtiyacımız var'' diye konuştu.

Rende, 1992'de Avrupa Birliği ülkeleri, ABD ve Japonya'nın dünyanın gelişmiş ülkeleri olduğunu anımsatarak, 20 yıl sonrasına bakıldığında gelişen yeni ülkelerin bulunduğunu ve yeni oyuncuların da sorumluluklarını yerine getirmeleri gerektiğini kaydetti.

''Ekonomimizi karbondan arındırmaya çalışıyoruz'' diyen Rende, şunları söyledi:

''Hidro santrallerini kullanmaya çalışıyoruz. Ama her vadiyi sular altında bırakma taraftarı değilim. Bütün dünya yeşil büyümeden bahsediyor. Konuşması kolay ama yapması kolay değil, yatırım gerekiyor. Daha iyi enerjiye ihtiyacımız var. Petrol ve doğalgaza fazla bağımlıyız. Almanya şu anda nükleer santrallerden uzaklaşsa da zamanı geldiğinde yeni enerji santralleri kuracaktır. Ya da Rus gazına bağımlı kalacaktır.''



-Nükleerin geleceği belirsiz...

Danimarka İklim ve Enerji Bakan Yardımcısı Hans Jorgen Koch da bütün petrol üreten ve tüketen ülkelerin petrol fiyatlarının fazlalığı konusunda aynı fikirde olduğunu dile getirerek, petrol fiyatlarının, sanayide büyük maliyete neden olduğunu kaydetti.

Koch, kömür alanında son derece önemli kaynakların bulunduğunu, ancak karbondioksit düşünüldüğünde de sıkıntılar yarattığını anlatarak, karbon tutulması çalışmalarının çok yavaş olduğunu söyledi.

''Nükleer alanında geleceğin belirsiz olduğunu görüyorum'' diyen Koch, ''Almanya ve İsviçre nükleer alanından çıkmaya karar verdiler. Yenilenebilir enerji daha rekabetçi oluyor. Fosil yakıtlardaki fiyatlar ve nükleer alanında gelecekle ilgili soru işareti var. Yenilenebilir ve enerji verimliğine de büyük ilgi var'' şeklinde konuştu.