Advertisement
TÜRKİYE EKONOMİSİ ABONE OL

Boyner Büyük Mağazacılık AŞ, YKM'nin çoğunluk hisselerinin ve YKM markasının yüzde 50 payının satışında, Tan Ailesi'nin muhatap ve yapılan satış anlaşmasının tarafı olmadığını bildirdi.

Boyner'in yazılı açıklamasında, bugün Tan Ailesi'nin YKM'nin çoğunluk hisselerinin ve YKM markasının yüzde 50 payının, Boyner Büyük Mağazacılık AŞ'ye satışı anlaşmasına ilişkin açıklamasının çeşitli haber mecralarında yer aldığına değinildi.

Taraflarınca serbestçe imzalanarak meydana getirilen bir ticari ve hukuki işlemle ilgili olarak, bu işlemin ''hiçbir zaman tarafı olmayan'' ve ''tarafı olması söz konusu da olmayan'' üçüncü kişiler olan Tan Ailesi tarafından ''salt Boyner Grubu'na itibar kaybettirmek'' maksadıyla yapılan açıklamaların gerçeğe ve hukuka aykırı olduğu kaydedilen açıklamada, ''Tan Ailesi şu anda yürürlükte olan işlemde muhatap değildir ve yapılan satış anlaşmasının tarafı da değildir'' denildi.

Söz konusu açıklamanın, şirketin kanun dışı, etik dışı bir işlem yaptığı izlenimini veren ifadeler içerdiği savunularak, şu değerlendirmelere yer verildi:

''Şirketimiz ile YKM'nin çoğunluk ortakları arasında 24 Şubat 2012 tarihinde imzalanan hisse alım anlaşmasının içeriğini oluşturan tüm adımlar hukuka, Türk Ticaret Kanunu esaslarına, sermaye piyasası kurallarına, Rekabet Kanunu mevzuatına ve iş etiğine uygun olarak gerçekleştirilmiş ve yine aynı anlayışla aynı tarihli İMKB ve basın açıklamalarıyla kamuoyu ile paylaşılmıştır.

Tan ailesinin açıklama metninde yer alan hukuki mesnedi olmayan açıklamalar şirketimizin itibarını zedelemekte, şirketimizin Borsa değerini olumsuz etkilemekte ve halen devam etmekte olan işlemin Rekabet Kurumu inceleme ve onay sürecini etkilemek amacıyla yanıltıcı nitelikte yorumlar taşımaktadır. İzin başvurusu Boyner Grubu tarafından yapılmış olan ve konu hakkında yalnız rekabet hukukunun emrettiği teknik değerlendirmelerin yapıldığından şüphe duymadığımız bu inceleme sürecinde, Boyner Grubu'nun tüm teknik değerlendirmeleri de konuyla ilgili tüm parametreler de konunun doğru sahipleri olan Rekabet Kurumuna arz edilmiştir.

Tamamı büyük bir şeffaflık ve hem usule hem de hukuka uygunluk içerisinde yürütülen bu işlemle ilgili olarak Boyner Grubu'na alenen hukuka aykırı biçimde kasten zarar vermeyi amaç edinen ve doğrudan itibar kaybı hedefleyen her tür beyana ve karalamaya karşı Boyner Grubu yine haklarını yetkili merciler ve mahkemeler önünde aramaya kararlıdır.''

 

-YKM'nin kurucu ortaklarından Tan Ailesi yargıya başvurdu

YKM'in ortaklarından Tan Ailesi, diğer iki ortağın hisselerinin Boyner Büyük Mağazacılık-Citi Group ortaklığına satışıyla ilgili olarak, hissedarı bulunduğu YKM markalarının devrinin hükümsüzlüğü gerekçesiyle yargıya başvurdu.

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Gülay Tan, Tan Ailesi olarak, şirketin büyümesinde, gelişmesinde büyük bir özveriyle yer aldıklarını, YKM markalarının mülkiyetinin Tan Ailesi'ne de ait olduğunu kaydetti.

Satın alma sürecinin Tan Ailesi'nin bilgisi dışında yürütüldüğünü, süreç sonuçlanmadan Boyner Büyük Mağazacılık adına Cem Boyner tarafından yapılan açıklamanın çalışanları, tedarikçileri ve yatırımcıları tedirgin eden pek çok soru işareti barındırdığını savunan Tan, ''Bunlardan biri de marka paylarının devri ile ilgili. Tan Ailesi olarak YKM markalarının yüzde 50'sine sahibiz. Bizim onayımız olmadan ne Boyner Büyük Mağazacılık'ın ne de başka bir kuruluşun, YKM markalarını devralması ya da bu markaların devredilmesi söz konusu değildir. YKM markalarının devrinin hükümsüzlüğü gerekçesiyle, hakkımızı yargı nezdinde aramak üzere başvurumuzu yaptığımızı belirtmek isterim'' ifadesini kullandı.

Gülay Tan, şunları kaydetti:

''Biz 62 yılda çok önemli bir değer, çok önemli bir şirket yarattık. Bu değerin yaşatılması, geliştirilerek büyütülmesi için biz içeride kalmayı, hisselerimizi satmamayı tercih ettik. Ancak, sürecin tüm taraflar için en iyi faydayı yaratmasını gözeterek, daha önce Credit Suisse gibi bir kuruluşa yetki vermek dahil, her türlü yapıcı adıma destek verdik. Bu süreçte Boyner&Citi Group ortaklığı dahil tüm alıcılarla birebir görüştük. Rakip bir kuruluşla yapılacak bir işlemin ticaret anlayışımıza, şirket çıkarlarımıza ve prensiplerimize uymadığı için yaklaşık 8 ay önce Boyner'e satışa itirazımızı beyan ettik.

Boyner Büyük Mağazacılık'ın süreçten çekildiği de gerek kendileri gerekse Credit Suisse tarafından hem sözlü hem yazılı olarak tarafımıza bildirildi. Sonra ne olduysa oldu ve bu satış, süreçten çekildiğini açıkladığı halde Boyner Büyük Mağazacılık'la gerçekleşti. Üstelik, marka üzerindeki hakkımız başta olmak üzere sözleşme içeriğine ve usule aykırı yapıldığını gözlemlediğimiz pek çok ihlalle birlikte... Bu noktada etik ihlalleri bir yana koyarsak, hissedarlardan biri olarak tüm haklarımızı yargı yoluyla korumaya çalışmak üzere harekete geçtik.''

Boyner'in önce süreçten çekildiğini beyan ettiğini, kendilerinin diğer ortaklarla birlikte farklı fonlarla görüşmelerini sürdürdüklerini bildiren Tan, ''Sonrasında sadece Tan Ailesi değil, Türkiye'deki hiç kimse, hiçbir yatırımcı Boyner gibi üstelik halka da açık bir yapının YKM'yi satın almak üzere görüşmeler yaptığını duymadı. Çünkü bu, ilgili ve yetkili kuruluşlara bildirilmedi'' dedi.

Tan, çok katlı mağazacılıkta YKM'nin en önemli rakiplerinin Boyner olduğunu belirterek, şunları ifade etti:

''Biz Boyner isminin kendisine ya da ilgili şahıslarına itiraz etmedik. Biz içeride kalacak ortaklar olarak, Boyner sisteminin içinde bize bizim anlayışımıza yer olmadığını gördüğümüzü belirttik. Böyle bir satın alma sonucunda, pazarda oluşacak hakim durum nedeniyle 62 yıldır titizlikle ve büyük bir uyumla yürüttüğümüz tedarikçi ilişkilerimizin de zedeleneceğini öngördük. Sonuçta bu konularda yetkili bir karar organı olarak Rekabet Kurumu varken, henüz anlaşma kesinleşmeden bu tarz beyanatların verilmesi hem içerideki çalışanlarımızı, hem tedarikçilerimizi olumsuz etkilemektedir.

Bu aceleyi her şeyden önce etik bulmuyoruz. Ayrıca süreç tamamlanmadan, Rekabet Kurumu'nun incelemesinin sürdüğü bir ortamda; YKM'nin tüm ticari sırlarının alıcı tarafla bugünden paylaşılması ile ilgili gördüğümüz tehlike nedeniyle de bir ihtarname gönderdik. Bu husustaki hassasiyetimiz şeffaf, adil, hesap verebilir, iyi yönetişim ilkelerine doğru yürüyen bir aile olarak kendimize saygımızla da yakından alakalıdır.''